İldeşim Gomidas

Kütahya’da dünyaya gelen, ildeşim(hemşerim) Gomidas(ya da gerçek adıyla Soğomon Kevork Soğomonyan / 26 Eylül 1869 - 22 Ekim 1935) bu topraklarda doğan bir insan değil mi?.

Bugün birçok kişi yanınca adı bilinmese, unutturulmaya çalışılsa da o; din adamı, müzikbilimci, besteci, düzenleyici(aranjör), koro yönetmeni, şarkıcı, öğretmen, Ermeni ulusal müzik okulunun kurucusu, etnomüzikolojinin öncülerinden (Bir kültürü oluşturan din,dil, üretim araçları, sanat, örf ve adetler, davranış biçimleri, yemek-içmek, aile yapısı, politika gibi kültür kurumları müziğin tınısına biçim verir. (...)İnsanların kültürlerini anlamak istiyorsak o insanların müziğini besleyen kültür kurumlarını ve o kültür kurumlarının müzikle olan bağlarını irdelememiz ve anlamamız gerekir. Etnomüzikoloji (etnoloji&müzikoloji) bu bağları ve ilişkileri anlamaya çalışan bir bilim dalıdır. Yıldıray Erdener) Küçük yaşta yetim kalan Gomidas, önce Kevorkyan Akademisi’nde eğitim görmüş ardından Tiflis’te din ve müzik eğitimini tamamlamış. 25 yaşında papaz olmuş. Adı, kilise yanınca bir Ermeni şairi ve müzisyeni Catholicos Komitas’tan esinlenerek Komitas’a çevrilmiş.

Komitas bir yıl Etchmiadzin’de kaldıktan sonra Ermeni apostolik(bir havari tarafından kurulmuş kiliseler) papazı yani Vartabed olmuş. Komitas ya da Gomidas Vartabed 1896-99 yılları arasında müzik eğitimini geliştirmek için Almanya’ya gönderilmiş ve Berlin'de Richard Schmidt’in özel konservatuvarında eğitim görmüş. Giderek Avrupa’da önde gelen müzik adamlarından biri olan Komitas, Anadolu ve Ermeni müziğini konu alan konuşmalara(konferanslara) konuşmacı olarak katılmış. 1910 yılında bir yıl gibi kısa bir sürede İstanbul’da 300’ü geçkin üyesi bulunan Kusan Korosu’nu, 1911 yılında da İzmir Kilisesi'nde Kuzan Korosu’nu kurmuş.1912'de Ermeni Kiliseleri'nde çalınan Pazar Ayini’ni(Divine Liturgy) çoksesli(polifonik) biçime uyarlayarak “Komitas makamı”nı yaratmış. Bu topraklardan çıkmış büyük müzisyen, Anadoluyu köy köy gezmiş, 3 binden çok Türk, Kürt, Arap, Ermeni halk ezgilerini derlemiş. 1912-15 yıllarında Türk Ocaklarında müzik dersleri vermiş. 24 Nisan 1915'te başlatılan tehcirde(göç ettirme, zorunlu göç) İstanbul’da evinden alınmış ve Çankırı'ya götürülmüş. (Ermeni aydınlarının toplu olarak tutuklanmasında, onun dışta bırakılması düşünülemezdi. Bu toplu tevkifat aslında Türkiye Cumhuriyeti’nde farklı dönemlerde toplumsal muhalefeti ezmek için devletin sürekli başvuracağı bir yöntem olacaktı./ Gomidas Vartabed ile Çankırı yollarında / Aram Andonyan / Belge Yayınları)

Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip Adıvar, Prens Yusuf İzzettin, ABD büyükelçisi Morgenthau gibi adların başvuruları sonucunda Ankara’ya getirtilerek özgür bırakılması sağlanmışsa da tutuklu kaldığı kısa süre içinde yaşadıkları, zorunlu göç, yetmiş Komitas’a. İstanbul’da La Paix’ye yatırılmış, ancak çöküntü(depresyon) geçmemiş, ruhsal sağlığına kavuşamamış. Paris’e gönderilmiş iyileşsin diye. Orada ölmüş. 1936’da Ermenistan’da toprağa verilmiş.

Gomidas'ın bugün öldüğü Paris'te heykelinin olması ama doğduğu Kütahya’da bir anılası taşı bile olmaması nasıl açıklanabilir?

O, sana bana Türklere sövmemiş ki, gıgı çıkmamış; “ah neden bizlere kıydınız, daha neler yapabilir, neler yaratabilirdim” dememiş! Son 18 yılda ne konuşmuş, ne gülmüş, ne ağlamış, ne şarkı söylemiş, ne piyanosunun başına geçmiş, yalnızca susmuş ve Paris’te bir Akıl Hastanesinde ölmüş. Son nefesini verirken içinden, “inçu(neden)?” demiş mi acaba?

Türk klasik müziği, türküler, o dinlediğiniz sevdiğiniz müziklerin çoğunu derlemiş toparlamış düzenlemiş, varetmiş, onların bize ulaşmasını sağlamış bu adam bir anıtı, heykelciği de mi haketmemiş?

Kime anlatsam derdimi? Şu günlerde tee Macaristan’da Gül Baba Türbesi’nin açılışını yapacak Cumhurbaşkanına mı? İçişleri, Dışişleri, Maliye, Ekonomi, içinde “kültür” adı geçen kültürlü(!) bir bakanlığa mı? Yoksa Kütahya valisine mi?

E, soruyorsan, “derdin ne?”

E, dedik ya: “Neden benim de doğduğum Kütahya’da bir heykeli, bir anıtı yok bunca önemli birinin, Gomidas’ın?!”

Ermeni diye mi?

ildesim-gomidas-517463-1.