Bir yanda Yeni Türkiye iddiaları, öte yanda AKP’ce dolu dizgin ilerliyor. Tanrı kem gözlerden korusun!

Bir yanda Yeni Türkiye iddiaları, öte yanda AKP’ce dolu dizgin ilerliyor. Tanrı kem gözlerden korusun!

Mesela Cumhurbaşkanı yeni tarih yazmakta! Ne de olsa, bunca seçim zaferi ve çıraklıktan ustalığa terfi ettiği uzun bir Başbakanlığı var. Ne de olsa, halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olma lütfuna mazhar olmuş durumda.  Ne de olsa, yalnız Türkiye’nin değil, dünyadaki 1,5 milyondan fazla Müslüman’ın lideri. O tarihi yeniden yorumlamayacak da, kim yapacak!

Birileri söylenip durur; yok, Kaç-Ak Saray’mış, yok bin odalıymış, yok yapımına milyarlar harcanmış, daha da harcanacakmış! Boş laflar bunlar;  bilmezler ki, Cumhurbaşkanımız, yüksek özgüveniyle hem bu millete hem Müslümanlara örnek olmaya çalışmakta!

Söylenenlere aldırmıyor ama söyledikleriyle bu milletin “özgüvenini” hırpalamaları var ki, işte orada müdahale etmesi gerekmekte! Onun için, ecdadımızın -bu kez Türk değil, Müslüman ecdadımız tabii- nelere kadir olduğunu anlatması lazım. Örneğin, Batı’nın resmi tarihini değil, Müslüman denizcilerin daha 1100’lerde Amerika’yı keşfettiği gibi saklanan gerçekleri öğretmek gerekiyor.

Bunu 1,5 milyon Müslüman adına yapmak şerefi de, Müslüman bir ülkede demokrasiyi hatmetmiş, her seçimde kazanmayı bilmiş Cumhurbaşkanımızın olacak tabii! Bundan sonra, Batı için, Birleşmiş Milletler‘deki beş daimi üyenin yanına altıncı olarak Türkiye’yi eklemekten başka çare de görünmüyor! Bekliyoruz!

AKP’ce dersler yeni başlıyor aslında! Daha neleri keşfedip ne gibi yeni bilgiler, -akıllara seza olmaları başka bir güzellik- edineceğiz; bekleyip görmek gerek! Mesela, bunların arasında Müslüman dünyanın nasıl barışçı, nasıl adil, nasıl dayanışmacı bir toplum örneği olduklarının “keşfi” yer alabilir. Alabilir ama aah şu yanı başımızda sürüp giden vahşi savaş olmasa! Hani televizyon vs olmasa belki mümkün de, şimdi zor!

Başbakanımız da dünyaya yeni öğretiler kazandırma arayışında! Mesela, G20’nin liderliğini üstleneceği  yıl için, dünyadaki yolsuzluklarla mücadeleyi hedef seçmiş! Zaten Hükümet Programı’nı açıklarken de, benzer şekilde yolsuzlukla mücadeleden söz etmişti.

Tam zamanıdır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün hazırladığı Yolsuzluk Barometresi, Türkiye dahil tüm ülkelerde katılımcıların yarısından fazlasının son iki yılda  yolsuzlukların arttığını düşündüklerini ortaya koyuyor. Siyasal partiler ise, en yozlaşmış kurumlar olarak görülmekte. Bir başka araştırma (Pew Research), Türkiye’deki katılımcıların % 62’sinin  2014’te yolsuzluğu en önemli sorun olarak gördüklerini ortaya koymakta (2007’de bu oran % 37).

Bunları biliyor ama, bir bildiği de yolsuzluktan çok yolsuzluk algısının ortalığı perişan ettiği! Yalnız siyaset değil, milleti zehirliyor bu algı! Oysa hükümetin en önemli görevi, toplumun kendine güvenmesi, geleceğe umutla bakması değil mi; onlar bunun için iktidarda değiller mi?

Öyleyse, yapılacak iş belli; yolsuzluk algısıyla mücadele etmek; yani bir “panzehir” bulmak!

O yüzden, paralel yapı, hükümete darbe, çeteler, haşhaşiler filan iddiaları boşuna değil! Hepsi, bu milletin huzuru, mutluluğu ve özgüveni için...

Bakın, davalar da takipsizlikle sonlandı!  Demek ki, yaşadıklarımız hepi topu algı operasyonuymuş!

Yalnız Meclis Araştırması gibi bir çapanoğlu kaldı ortalıkta! Milyonlar Ankara’ya nasıl taşındı, nasıl dağıtıldı hikâyeleri çıkıyor ortaya ki, bununla mücadele için yeni panzehirler bulmak lazım! Artık, Küba’ya camiden memur alımı veya maaş zamlarına, barış sürecinde “üçüncü göz” buluşlarından istihbarat  ve güvenlik komisyonunun hararetle çalışmasına, olmazsa yeni tarihi keşiflere kadar birçok yolu devreye sokmaktan başka çare yok. Evvel Allah diyorum!

Şimdi asıl mesele, Türkiye’den çıkarılan derslerle, dünya çapında yolsuzluk algısıyla mücadele etmek, yani dünyayı bu zehirlenmeden kurtarmaya girişmek! Bunun için, acaba diyorum, yolsuzluk hikâyeleriyle çalkalanan ülkelerden bir “zengin ve akil adamlar” heyeti oluşturulsa, nasıl olur! Yani ellerinde güç de para da var. Kafa kafaya da verdiler mi, pekala yolsuzluk algısını kafalardan silecek aşı mı, dizi mi, yarışma mı olur, bilemem ama etkili bir şey bulabilirler. Ondan sonrası da şenlik!