1) ‘İlginç’
demek varken
‘enteresan’,

2) ‘kuşak’ varken
‘jenerasyon’

3) ‘ilgisi’ varken
‘alâkası’...

dendiğine
tanık oluyorum
sık sık.

Lütfen dikkat:
4) ‘Tanık olmak’
doğrusu iken
‘tanıklık etmek’
kullanmayalım.
Önce tanık oluruz,
değinirken ise
tanıklık ederiz.

Ayrıca
5) ‘dendiğine’ dedim,
gereksiz ‘-il’
eklemeden.

6) ‘Sık sık’ dedim,
kötü çeviri ürünü olan
‘sıklıkla’ demeden.
Sık.
Sık sık.
Sık sorulan sorular.
‘Sıkça’
‘sık değil’ demek.
‘Frequent’
sık demek,
‘frequence’ ise sıklık;
ama ‘frequently’
‘sık’ ya da ‘sık sık’
Türkçede.
Kötü çeviri ürünü olan
‘sıklıkla’ ise
en azından hantal:
hece fazlası var.

Son yıllarda

7) ‘çok fazla’
çok fazla kullanılıyor.
‘Çok fazla’ olumsuzdur;
eleştiridir.
“Çok fazla kitabı var,”
demek
“Bir kısmını elden çıkarsın,”
demek olur.
Olumlu yaklaşım
‘çok’ ya da ‘pek çok’
ile belirtilebilir.

8) ‘Kamu alanı’ desek?
‘Kamusal alan’ değil.
İngilizcede sıfat tamlaması
Türkçede ad tamlaması ile
karşılanırsa
daha net anlaşılabilir:
‘Ulus devleti’ gibi.
(‘Ulusal devlet’ değil.)
‘Rol modeli’ desek lütfen?
(‘Rol model’ kötü Türkçe.)
Aslında zaten
‘örnek’ yok mu?
“Filanca kişi iyi örnek.”

9) İyi komşu.
(‘Bir’ eklemek gereksiz.)

10) Barış istemek.
(‘Barışı’ demek yanlış.)

Dil Bayramı bağlamında
değinişler,

En iyi dileklerimle.