Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal’ın İLKSAN yönetim ve denetim kurulu üyelerinin maaşlarına ilişkin soru önergesine kanunla yanıt vermiş! Eminim yönetim kurulu üyelerinin 20 bin lira maaş ve maaş karşılığı katıldıkları toplantılardan ayrıca huzur hakkı adı altında para alıyor olmalarının kanuni olduğunu Burcu Köksal da biliyordur. Anladığım kadarıyla milletvekili işin etik tarafıyla ilgileniyor. Ancak bakan soruya yanıtı kanunda buluyor. Çünkü etiğin sorusuna yanıtı yok!

Banka-borsa yönetim kurulunun her biri servet sayılacak üç beş yerden maaş almalarını da anlamayız ama hadi diyelim anladık; fakat İLKSAN gibi çalgın olmuş bir kurumun kasasına kaynak atmak vicdansızlıktır. En adisinden bir soyguncu İLKSAN’ı soymaya gitse kasasını açtıktan sonra neyi varsa cebindekini kasaya bırakıp uzaklaşır oradan.

Vaktiyle, eşkıyalar köyden şehre giden bir köy minibüsünün önünü kesmiş. Yolcuları indirip eller havada sıraya dizmişler ve kimin neyi varsa toplayıp ganimet torbasına atmaya başlamışlar. Köyün öğretmeni de minibüste, ceplerini arayan soyguncuya "Ben öğretmenim!" demiş. Eşkıya anlam verememiş, eşkıya başına dönerek "Ağam bu 'ben öğretmenim' diyor?" demiş. Eşkıya başının tereddütsüz talimatı "Dokunma ona, diğerlerinden topladığın paradan birazını ona ver bırak!" olmuş.

Size eşkıyanın cebine el uzatmadığı o köy öğretmeninin aidatlarıyla kurulan İLKSAN'ı anlatayım. Durumu net olarak görelim diye İLKSAN ile OYAK'ı karşılaştırdım. Bakalım eşkıya başına hak verecek misiniz?

İLKSAN (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı), 1943 yılında, Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ise 1961 yılında kuruldu.

İLKSAN, henüz Emekli Sandığının olmadığı bir dönemde öğretmenlerin sosyal güvenlik sorunlarını çözmek, OYAK ise mevcut sosyal güvenlik sistemine ek olarak üyelerine ayrıcalıklı hizmet sunmak amacıyla kurulmuştu.

1949’da Emekli Sandığı’nın kurulmasıyla kuruluş gerekçesi ortadan kalkan İLKSAN’ın varlığına son verilmedi. Böylece onun da OYAK gibi üyelerine ek sosyal hizmetler sunmaya devam etmesi düşünüldü. İLKSAN'ın yasal varlık gerekçesinin OYAK'la aynı olmasının dışında başka benzerlikleri de var: Her ikisinde de üyelik zorunlu; ilkokul öğretmeni olarak göreve başlayan İLKSAN'a, her subay OYAK'a üye olmak zorunda. Üye sayıları da yakın (İLKSAN 435 bin, OYAK 430 bin 11).

Bu kuruluşların ana finansman kaynağı üyelerinden kesilen aidatlardan oluşuyor. Göreve başlayan her ilkokul öğretmeninin maaşının yüzde 5’i İLKSAN hesabına aktarılır. (OYAK’ta bu oran yüzde 10). İLKSAN'ı ayakta tutan bu düzenli nakit akışıdır. Çünkü başka geliri yok. Oysa OYAK üye aidatına bağımlı değil.

Üye sayıları eşit olan bu iki kurumun üyelerine sunduğu hizmet ve ekonomik olanaklar karşılaştırılamayacak kadar farklı. İLKSAN emekli olan üyesine hizmet süresine göre birikmiş parasının neması olarak 40-50 bin TL öderken aynı hizmet süresindeki bir albay OYAK’tan 200 bin TL civarında para almaktadır.

İLKSAN ile OYAK’ın üyelerine sundukları hizmetlerdeki farklılık, kuşku yok ki varlıklarıyla ilgili. OYAK'ın varlıklarının toplam değeri 157 milyar TL. İLKSAN'ın ise sıfır! İLKSAN bugün kapatılsa üyelerinin anaparasını ödeyecek durumda değil. Emekli ikramiyelerini sadet zinciri misali çalışan üye aidatları ile ödüyor. O nedenle kapatılamıyor.

Bu iki kurumu karşılaştırmamızın nedeni, aynı amaçlar için kurulmuş ve benzer kaynaklardan beslendikleri halde, biri küresel ölçekte büyüyüp üyelerine fazladan ekonomik ve sosyal hizmetler sunarken diğerinin varlığını üyesinin sırtından sürdürüyor olmasıdır. Söylemeye lüzum yok üyesinin sırtında kambur olan İLKSAN’dır.

Peki, OYAK büyürken İLKSAN neden küçüldü? Hiç kuşkusuz en önemli nedenlerden biri yönetim beceriksizliğidir. Diğer önemli bir neden de ekonomik faaliyetin ivme kazandığı 1980 sonrası dönemde politikacıların, sarı sendikaların ve tabii Milli Eğitim Bakanlığının İLKSAN’ı arpalık olarak görmesidir.

Kısacası İLKSAN kötü yönetilmiş, kaynakları değerlendirilmek bir yana çarçur edilmiş can çekişen bir kurum durumundadır. Kapatılması İLKSAN'ın da öğretmenlerin de kurtuluşu olur.