Ekonomik kaygılar nedeniyle insan hayatı tehlikeye atılacaksa, en azından dışarı çıkan herkesin maske takması ve düzgün takması zorunlu olmalıdır

İlla dışarı çıkacaksanız mutlaka maske takın!

Tüm Dünya, COVID-19 salgını sona ermişçesine ülkeleri geri açma yarışına girmiş halde. Tüm Dünya yanılıyor.

COVID-19 bitmek bir yana dursun, daha yeni başlıyor. “2. dalga gelebilir.” lafı bile tamamen anlamsız; çünkü 1. dalga henüz bitmiş değil. 1. dalgadan 2. dalgaya geçtiğimizi söylemek için, öncelikle yeni vaka tespitinin pratik olarak 0’a düşmesi, sonra o şekilde en azından birkaç hafta kalması gerekir. Dünya genelinde her gün daha da fazla vaka tespit ediliyor, Türkiye’de de halen her gün 1000 civarında yeni vaka tespit ediliyor. Kaldı ki gerçekte yeni oluşan vakalar bundan muhtemelen kat kat fazla, çünkü her vakayı tespit etmek imkânsız.

Dolayısıyla şu anda dünya genelinde, bilimsel hiçbir dayanağı olmayan bir hüsnükuruntu havası var. Dünya, bir tokat daha yemek için yalvarıyor. Dünya, eğer gerekli önlemleri yarın değil bugün almazsa, bir tokat daha yiyecek.

Ama etrafınızdaki insanlar dışarı çıkarken, aklı selim sahibi bir insan bile olsanız, üzerinizde bir sosyal baskı hissetmemeniz mümkün değil – ki ölümcül hata da ne yazık ki bu. Eşiniz dostunuz dışarı çıkarken, saçlarını yaptırırken, işe gidip gelirken, manavdan alışveriş ederken, ortada devlet teşvikli bir zorunluluk yokken evde kalmak çok zor. Bu nedenle karantina önlemleri “keyfe” bırakılamaz; zorunluluk olarak uygulanmalıdır.

illa-disari-cikacaksaniz-mutlaka-maske-takin-743810-1.
Her bir grafiğin yatay ekseni maske takan popülasyon yüzdesini, düşey ekseni temel üreme sayısını göstermektedir. Grafikler soldan sağa artan maske verimliliğini (%25, 50, 75 ve 95) göstermektedir. Üst panel semptomlar başladıktan sonra, alt panel herkesin maske taktığı durumu göstermektedir.​

MASKE TAKMAK SALGINI ZAYIFLATIYOR

Ancak en nihayetinde, bu köşede daha önceden de anlattığım gibi, hayatta her şey belli bir risk faktörüne, her bir birey ise bir risk eşiğine sahiptir. Biz insanlar, her gün bu risk eşiğimiz ile dans ediyoruz. Ölümcül bir virüs kol gezerken dışarıya çıkma tercihi de en nihayetinde bir karar ve belli bir risk değerine sahip. Eğer sosyal baskıya yenik düşüyorsanız veya iş gibi bir zorunluluktan ötürü dışarı çıkmanız gerekiyorsa, en azından kaliteli bir maske takmanızı önemle hatırlatmak istiyorum.

Proceedings of the Royal Society A dergisinde 10 Haziran 2020’de yayınlanan yeni bir makalede, SARS-CoV-2 virüsünün efektif üreme sayısının (yani herhangi bir anda virüsü taşıyan 1 kişinin kaç diğer kişiye bulaştırabileceği sayısının) semptom gösteren ve göstermeyen (istisnasız olarak) herkesin maske takmasıyla 1’in altına indirilebileceği gösterildi. Sonuçlara göre:

■ Eğer maske verimliği %50 bile kabul edilecek olsa ve eğer ki maske kullanımında tek bir fire dahi verilmezse, üreme sayısını 1’in altına indirmek mümkün olabilir; ancak neyse ki kaliteli bir maskenin verimliliği bundan çok daha yüksektir.

■ Eğer sadece semptom gösteren kişiler maske takarsa (yani herkes takmazsa), takılan maskelerin her birinin verimliliği %95 üzeri olmadıkça ve semptom gösterenlerin %100’ü maske takmadıkça üreme sayısını 1’in altına düşürmek mümkün değildir. Yani bu, gerçekçi bir önlem senaryosu değildir.

■ Eğer maske verimliliği %75 ise (ki bundan bile yüksek olabilmektedir) ve popülasyonun %75’i bile maske takıyor olsa (ki bundan iyisini yapmak mümkündür), üreme sayısını 1’in altına indirmek, hatta 0,5 seviyelerine çekmek mümkün gözükmektedir. Bu, müthiş bir bulgudur!

■ Yukarıdaki sonuçlar genellikle 2,2 gibi ortalama bir üreme sayısını 1 altına indirmekle ilgiliydi. Ancak herkesin, her zaman maske taktığı bir senaryoda, virüsün gerçek üreme sayısı 4 gibi aşırı yüksek bir sayı ise bile, bunu 1’in altına indirmek mümkün gözükmektedir.

Üreme sayısı 1’in altına düşerse, salgın da büyüyemez; tam tersine, küçülür ve tamamen durdurulabilir. Üreme sayısı 1’in ne kadar altına inerse, salgın da o kadar hızlı küçülür. Eğer maske takmak hayatın sıradan bir gerçeği haline getirilirse, sadece mutlak bir şekilde uygulanan maske takma kuralı ile ikinci ve hatta üçüncü dalgaları önlemek mümkün olabilir!

Kullanacağınız yüz maskelerinin büyük bir kısmı sizi diğerlerinin saçacağı virüsten pek korumaz; ancak virüsün sizden dışarı saçılmasını büyük oranda (veya tamamen) engelleyebilir. “Beni korumayacaksa neden takayım kardeşim?” diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Eğer istisnasız olarak herkes takarsa, virüsü taşıyan ve sizi hasta edecek kişiler de maske sayesinde sizi korumuş olacak.

Dahası, bu hastalık semptom göstermeden de yayılabildiği için, kendinizi iyi hissediyor olsanız bile maske takmanız önemli. Böylece semptom göstermiyor olsanız da bindiğiniz otobüste hastalığı bulaştırdığınız bir vatandaş, 1 hafta sonra dedenizin alışveriş yaptığı manavdan bir şeyler alırken hapşırıp oradaki manava bulaştırmaz, dedeniz de ondan sonraki hafta aynı manavdan alışveriş yaparken virüsü manavdan kapmaz ve hayatı tehlikeye girmez.

Yani lamı cimi olmaksızın duyurmuş olalım: Ekonomik kaygılar nedeniyle insan hayatı tehlikeye atılacaksa, en azından dışarı çıkan herkesin maske takması ve düzgün takması zorunlu olmalıdır. Düzgün şekilde maske takmayan, maskesini çıkaran, çenesine düşüren, yere atan, yani göz göre göre kamu sağlığını tehdit eden kişiler uyarılmalı, cezalandırılmalı ve derhal evlerine gönderilmelidir. Vatandaşa ulaştırılan maskelerin kat sayısı ve kalitesi arttırılmalı, daha fazla maske tedarik edilmeli, düzenli gönderimler aksatılmamalıdır.

“Herkes için maske” bir lüks değil, bir zorunluluktur.