ILO raporuna göre 3,3 milyarlık küresel iş gücünün yüzde 81’i Covid-19 krizi nedeniyle şimdiden etkilenmiş durumda. On milyonlarca insanın yıl sonunda işsiz kalması öngörülüyor. ILO Covid-19’u “II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır küresel kriz” olarak tanımlıyor

ILO’dan tarihi uyarı: Yeni sistem daha adil olmalı

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yayımladığı yeni rapora göre, küresel iş gücünde her 5 kişiden 4’ünden fazlası Covid-19 nedeniyle tam veya kısmi iş yeri kapanmalarının meydana geldiği yerlerde yaşıyor. ILO raporuna göre 2020 yıl sonu gerçekleşecek küresel işsizlik artışı 25 milyonun çok üzerinde olacak. Toplam 3,3 milyarlık küresel işgücünün yüzde 81’i, daha şimdiden, işyerlerinin tamamen veya kısmen kapanmasından etkilenmiş durumda.

ILO’nun yaptığı çalışmaya göre “büyük çaplı ve yıkıcı” işten çıkarma artışları, ücret ve çalışma süresi düşüşleri bakımından yüksek risk altında olduğu belirlenen sektörlerde 1,25 milyar insan çalışıyor. Birçoğu düşük ücretli, düşük vasıflı işlerde çalışıyor ve ani gelir kaybının yıkıcı sonuçları olacak.

Ayrıca Covid-19 krizi küresel iş piyasasını daha da kötüleştiriyor. 2020’nin ikinci çeyreğinde çalışma süresi yüzde 6,7 azalacağı tahmin ediliyor. Bu da 195 milyon tam zamanlı çalışanın hiç çalışmamasına eşdeğer. Bu oranla, Arap ülkelerinde yüzde 8,1 veya 5 milyon tam zamanlı çalışan; Avrupa’da yüzde 7,8 veya 12 milyon tam zamanlı çalışan; ve Asya-Pasifik’te yüzde 7,2 veya 125 milyon tam zamanlı çalışan olmak üzere büyük çaplı düşüşler öngörülüyor. ILO Covid-19’u “II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır küresel kriz” olarak tanımlıyor.

2008 KRİZİNİN ETKİLERİNİ FAZLASIYLA AŞTI

ILO Genel Direktörü Guy Ryder ise "Gerek gelişmiş gerek gelişmekte olan ülkelerde işçiler ve işletmeler felaketle karşı karşıya. Hızlı, kararlı ve birlikte hareket etmeliyiz. Doğru ve acil önlemler hayatta kalma ile çöküş arasında fark oluşturabilir" uyarısında bulundu. Konaklama ve gıda hizmetleri, imalat sanayi, perakende, ticari ve idari faaliyetlerin krizden en çok zarar gören sektörler olduğunu belirten Ryder, özellikle üst-orta gelirli ülkelerde başta olmak üzere, farklı gelir gruplarında büyük kayıplar (yüzde 7, 100 milyon tam zamanlı işçi) beklendiğini vurguladı. Bu hasar, 2008-2009 mali krizinin etkilerini fazlasıyla aşıyor.

Bölgesel olarak bakıldığında, “risk altındaki” sektörlerde çalışanların oranı, Amerika kıtasında yüzde 41 ile Asya-Pasifik’te yüzde 26 aralığında değişiyor. Rapora göre, başta Afrika olmak üzere diğer bölgelerde ise kayıtdışılığın yüksek düzeylerde olması, sosyal koruma yetersizliği, yüksek nüfus yoğunluğu ve düşük kapasite ile birleştiğinde, hükümetler için ağır sağlık ve ekonomik zorluklar yaratıyor.

Dünya genelinde 2 milyar insan kayıtdışı çalışıyor (çoğu yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde olmak üzere) ve özellikle risk altında.

İŞÇİLER KORUNMALI VE SOSYAL DİYALOG KURULMALI

Çalışmaya göre, geniş çaplı ve entegre politika önlemlerine ihtiyaç var ve şu dört maddeye odaklanması gerekiyor: İşletmeler, istihdam ve gelirin desteklenmesi; ekonomi ve işlerin canlandırılması; işyerinde işçilerin korunması ve çözüm bulmak üzere hükümet, işçiler ve işverenler arasında sosyal diyaloğun kullanılması.

Ryder “Yeni sistemlerimizi, bu krizin meydana gelmesine neden olandan daha güvenli, daha adil ve daha sürdürülebilir kılacak biçimde yeniden inşa etmeyi hedeflemeliyiz” dedi. ■ Haber Merkezi