Bazı kavramların anlamı karmaşık, ömrü uzundur: aşk gibi, kahramanlık gibi. Bazıları cömertçe kullanılır: anarşik, bölücü, terörist gibi. Bu döneminki “iltisak” olmalı. O, özel sektör dahil 2 yüz bine yakın insanın işten çıkartılmasında başrolde.  Bir mahkeme onu, “yapışıkmış gibi birlikte hareket etme”, “gönüllü şekilde tabi olma”, “aynı yöne bakma”, “olayları aynı bakış açısıyla değerlendirme”, “gönüllü veya […]

Bazı kavramların anlamı karmaşık, ömrü uzundur: aşk gibi, kahramanlık gibi. Bazıları cömertçe kullanılır: anarşik, bölücü, terörist gibi. Bu döneminki “iltisak” olmalı. O, özel sektör dahil 2 yüz bine yakın insanın işten çıkartılmasında başrolde. 

Bir mahkeme onu, “yapışıkmış gibi birlikte hareket etme”, “gönüllü şekilde tabi olma”, “aynı yöne bakma”, “olayları aynı bakış açısıyla değerlendirme”, “gönüllü veya gönülsüz kendi davranışlarını bireysel iletişim yoluyla ya da yazılı veya görsel basın, sosyal medya paylaşımları üzerinden gelen mesajları dikkate alarak belirleme” şeklinde tanımladı. Bu mahkeme, ceza davasında kişi beraat etse de, devletin o kişiyi “terörle iltisaklı” olduğu için işten atabileceği görüşünde (Ankara Bölge İdare Mahkemesi, 13. İdari Dava Dairesi, 2019/251 E, 2019/230 K. sayılı karar).

Bu, 15 Temmuz’dan sonra yayımlanan 30’dan fazla Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK) yer alan “iltisak”a dair ilk ve tek yargısal yorum. Doğrusu üç yıl boyunca, yüzbinlerin mesleğini kaybetmesinde kilit rolde bir kavramın, yargı tarafından analiz edilmemesi çok tuhaf sayılmalı.  

Öncelikle “iltisak”, bir hükümet icadı. “FETÖ ile iltisaklı olmak”, AKP’nin 15 Temmuz Darbe Girişimini işaretle “yarattığı” bir hukuki kategori. Mesela “PKK ile iltisak” hiç olmadı. 15 Temmuz’dan sonra “iltisak” -her tür hukuk ilkesi ayaklar altına alınarak- yaratılmıştır.

Öte yandan “iltisak”, hukuk tarihinde olmayan bir kavram. Örgütlü suçlarda, “üye”, “yardımcı”, “destekçi”, “sempatizan” gibi kavramlar kullanıldı. Tüm bu kavramlar, ceza hukukunun uzun tarihinde, “örgüt” veya “organize” nitelikteki suçlarda bir yere ve anlama da sahip. Ama milli ya da yabancı hukukta “iltisak” kavramı, ilk olarak 2016’da Türkiye’de duyulmuştur.

Kararname’nin hukuki doğası düşünüldüğünde, yargının kavrama çok mesafeli durması gerektiği açık. Bu kavrama, kanunlaşması görüşmelerinde parlamentoda sert itirazların gösterildiği bilinmektedir. Zira kararname, parlamento denetimi içermeden, hızlı ve etkili sonuç almak için, tek başına yürütmenin hazırladığı düzenlemeye verilen addır. Üstelik bu kavram, OHAL ilân edilen bir ülkede imal edilmiştir.  

Kararda yer alan “yapışıkmış gibi hareket etme” ile, “sosyal medya mesajlarını dikkate alarak hareket etme”, birbiriyle çatışan ifadelerdir. “Yapışık”, zaten organik veya hiyerarşik bir parça olmak demektir. Ancak hele “sosyal medya aracılığıyla alınan mesajları uygulama” savı son derece tehlikelidir. Ceza sorumluluğunun sınırları, bu yorumla inanılmaz ölçüde genişlemekte; “herkesin terör örgütü üyesi” veya “herkesin terörle iltisaklı olması” şeklinde bir tehlike ortaya çıkmaktadır. Bu yorumla “kişi güvenliği” hakkı da aynı ölçülerde daralmaktadır. Zira “kişi güvenliği”, hakkının en önemli unsuru “belirlilik”tir. Bireyin hangi fiil ve eylemlerin suç olduğu ve yaptırıma bağlandığı konusunda önceden bilgi sahibi olması demektir.

Bu yorum, “gönüllü veya gönülsüz örgütten gelen mesajları uygulama halini” de “terör örgütü ile iltisaklı olmak” şeklinde tanımlamaktadır. Yorumun en tehlikeli, en hukuksuz ve en keyfi kısmı da tam burasıdır. Zira “terör örgütü üyesi olmak” kavramı, özellikle “suçun manevi unsuru” yönünden aranan çok önemli bir şartı zaruri kılmaktadır. Zanlının, eyleminin suç olduğunu bilmesi, fiil sonucu neticeyi “istemesi” de gerekmektedir. Eyleminin suç olduğunu bilmeyen, bilme imkânı olmayan kişi bu eylemden ötürü cezai olarak sorumlu tutulamaz. Yasal bir kuruluş olan Bank Asya’da mevduat hesabı açmak gibi. 

Bu uğursuz kavram nedeniyle mahkeme salonları ve hapishane koğuşları ağzına kadar doludur. Sözcü ve Cumhuriyet yazarları “FETÖ ile iltisaklı”, Demirtaş ve diğer siyasetçiler ise “PKK ile iltisaklı” olmak iddiasıyla hâlâ hapistedirler.