Google Play Store
App Store

İmam hatibe çevrilen İsmail Tarman Ortaokulu velileri ve Konaklı Mahallesi sakinleri, okulun normal ortaokul olarak devam etmesi için okul önünden Milli Eğitim Bakanlığı’na seslendi. 9 yıldır okul için mücadele eden yurttaşlar mahkeme kararlarına uyulmadığının altını çizdi. Yurttaşlar, “Laik, bilimsel, çağdaş ve demokratik eğitim istiyoruz” diyerek mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

İmam hatibe dönüşüm 4 kez iptal edildi, kararlar yok sayıldı: Veliler laik, bilimsel, çağdaş eğitimde ısrarcı
Fotoğraf: Ebru Çelik

Ebru ÇELİK

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından imam hatip statüsü getirilen İsmail Tarman Ortaokulu önünde gericiliğe karşı mücadele sürüyor. 2016’dan itibaren 9 yıldır İsmail Tarman Ortaokulu'nun öğretime açılması, İmam hatip statüsünden çıkarılması için hem hukuk yoluyla hem de eylemlerle okulun önünde mücadele eden İsmail Tarman Ortaokulu velileri, Konaklar Mahallesi sakinleri ve eğitimciler, 2024-2025 yılı Eğitim-Öğretim döneminin bittiği bugün, okulun önünde açıklama yaptı.

İstanbul'un Beşiktaş ilçesindeki İsmail Tarman Ortaokulu 9 yıl önce imam hatip ortaokuluna dönüştürüldü. Veliler ve Konaklı Mahallesi sakinleri kararı mahkemeye taşıdı. Mahkemeler imam hatibe dönüştürme işlemini 4 kez iptal etti ancak buna rağmen mahkeme kararlarına uyulmadı. Yargı kararlarının uygulanmasını isteyen eğitimciler ve veliler, 9 yıldır sürdürdükleri eylemlere bir yenisini daha ekleyerek bugün (20 Haziran Cuma) okulun önündeydi.

Veliler, eğitimciler ve mahalle sakinlerinin İsmail Tarman Ortaokulu'nun önünde yaptığı açıklamada, "2024 -2025 yılı Eğitim-Öğretim dönemi bitiyor. 3.299 gündür, 2016 yılından itibaren 9 yıldır İsmail Tarman Ortaokulu’nun öğretime açılması için mücadele ediyoruz. Bu sürede eğitimde sorunlar artıyor, düzeyi düşüyor, paralı hale geliyor, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz okuldan uzaklaşıyor, uzaklaştırılıyor, öğretmen olmayan kişiler öğrencilerle buluşturulmak isteniyor, plansızlık öngörülemezliğe yol açıyor, kaos esas oluyor, eğitim yapılamaz hale geliyor. Eğitimin en temel unsurları hak olarak talep edilmek zorunda bırakılıyor" denilerek eğitimdeki sorunlar dile getirildi:

1- Eğitim için Öğretmen talep etmek zorunda bırakılıyoruz;

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 27 Mayıs 2024 tarihinde onaylanan ÇEDES projesiyle öğrencilerimiz, hiçbir öğretmenlik eğitimi ve denetimi olmayan kişilerin okullarda ders vermesine, çocuklarımızla buluşmasına ortam hazırlanmak istenmiştir. Bu durum Anayasa’nın 42.maddesi ile kamu hizmetlerinin ancak ilgili kamu görevlileriyle verilebileceğini vurgulayan 128.maddesine de aykırılık oluşturmaktadır. Eğitimin niteliğini artırmak ve öğrencilerimize daha iyi bir gelecek sunmak için, acilen daha fazla rehber öğretmen ataması yapılmalıdır. Okullarda rehberlik çalışmalarının daha etkin ve sağlıklı yürütülmesini sağlayabilecek çok sayıda PDR öğretmenimiz de atama bekliyor.

2- Eğitimin temel paydaşları eğitimden uzaklaştırılıyor, planlamaya yönelik kararlara katılamıyorlar. Bu eğitim sorunlarının artmasına neden oluyor;

Hükümet tek kişiyle karar almakta, kimseyi dinlememekte öğrenci, veli, öğretmenler, kurumlar ve sendikaları kararlara katmamaktadır. Okullaşma oranı düşmektedir. 2023 sonu itibariyle eğitim çağındaki nüfus 18 milyon 175 bin 102 iken,2023/24 eğitim öğretim yılında okula kayıtlı öğrenci sayısı 17 milyon 79 bin 738’dir. Çağ nüfusunda olmasına rağmen okula kaydı olmayanların sayısı 1 milyon 95 bin 364 olmuştur.

3- MEB öğrencileri de dinlemiyor, öğrencilerin sorunlarına sırtını dönüyor. Öğrenciler ilk kez bu dönemlerde açlıkla karşı karşıyadır. Ücretsiz Okul Yemeği Zorunluluktur;

Çocuklar okula aç gelip gidiyor ve bu durum hem bilişsel gelişimleri hem bedensel gelişimleri hem de çocuk sağlığı açısından ciddi bir riski beraberinde getiriyor. Türkiye'de okullarda beslenme sadece parayla satın alınarak ya da evden getirilerek mümkün. Ücretsiz ve sağlıklı öğle yemeği uygulaması olmadığı için öğrencilerin okuldaki tüm zamanlarını yemek yemeden geçirme riskleri bulunuyor. TÜSİAD ve Eğitim Reformu Girişimi'nin PISA 2022'ye katılan 15 yaşındaki öğrenciler üzerinden yürüttüğü araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 31'i okuldan önce hiç kahvaltı yapmıyor. Haftada en az bir gün kahvaltı yapmayan çocukların oranı yüzde 60'a kadar çıkıyor. Öğrencilerin yüzde 19,2'si en az bir gün, yüzde 1,9'su ise her gün ya da neredeyse her gün paraları olmadığı için yemek yiyemediklerini paylaşıyor. Ayrıca öğrencilerin yüzde 2'si okuldan sonra hiç, yüzde 10'u da haftada bir gün akşam yemeği yemediğini söylüyor. Bu durum evde yemek yemeyen çocukların okul yemeğine ihtiyaçları olduğuna işaret ediyor.

4- Okul terkleri artmakta, çocuk gelin ismiyle çocuk istismarı, çocuk işçilik artmaktadır;

Aileler çocuklarını okula göndermekte zorlanmakta. Bu durum okul terklerini ve çocuk işçiliğini arttırmakta, çocuklarımız Eğitim Hakkından mahrum kalmaktadır. TÜSİAD ve Eğitim Reformu Girişimi'nin raporuna göre Türkiye'de öğrencilerin yüzde 14'ü okuldan önce ve sonra haftada en az bir gün çalışıyor. Yüzde 5'i okuldan önce, yüzde 6'sı ise okuldan sonra her gün para kazanmak için çalıştıklarını paylaşıyorlar. Çocukların yüzde 62'si okuldan önce, yüzde 69'u ise okuldan sonra en az haftada bir gün ev işi yapıyor ya da aile üyelerine bakıyorlar. Okuldan önce ya da sonra her gün bunu yapanların oranı ise yüzde 24 tür.

5- Eğitim nitelik kaybetmekte, sorunlar artmakta, dünya ölçeğinde geri sıralara düşmekteyiz;

Dünya genelinde 115 ülkenin vatandaşlarının katılımıyla gerçekleştirilen zekâ testi sonuçlarına göre Türkiye, IQ sıralamasında 73. sırada yer alıyor. Uluslararası IQ Araştırması ve Tespiti’nin 2024 yılı raporuna göre, Türkiye'nin ortalama zekâ seviyesi (IQ) son bir yılda 1.5 puan azalarak 95.63'e düştü. Bu düşüş, Türkiye'yi uluslararası arenada 105 ülke arasında 73. sıraya taşıdı. Türkiye’nin büyük kısmı ise orta zekâlı veya alt sınıra yakın görünüyor. Türkiye adına 42 bin 801 kişi test edildi ve zekâ oranı bir yıl önceye göre 1.5 puan azaldı ve 2024 yılı IQ istatistiğinde 95.63’e geriledi. Türkiye'nin IQ ortalamasındaki düşüş ve uluslararası sıralamadaki yerini etkileyen faktörler arasında çeşitli nedenler bulunuyor.

6- Anayasal Eğitim Sorumluluğu Ailelere Yüklenmiştir. Kamunun Eğitime Ayırdığı Bütçe Azalmakta, Ailelerin Bütçelerinden Eğitime Ayırdıkları Pay Artmaktadır. Özel Okulların Payı Artmaya Devam Etmektedir;

Kamunun okullara yatırımın azalması Özel Okullarda artışa neden olmaktadır.2022 yılı itibarıyla ortaokulların %12,6’sını ve ilkokulların %8,3’ünü özel okullar oluşturdu. Bu durum ailelerin eğitim yükü altında kalmalarına neden olmakta, çocuklarımız arasındaki eşitsizliği de arttırmaktadır.

7- MEB Mahkemeleri de dinlemiyor, kararları uygulamıyor:

Halen İsmail Tarman Ortaokulu’nun kapatılmasına ilişkin hiçbir yasal karar bulunmamaktadır; 3.162 gündür, 2016 yılından itibaren 8 yıldır İsmail Tarman Ortaokulu’nun öğretime açılması için mücadele ediyoruz. Mahkemelerce, İsmail Tarman Ortaokulu’nun eskiden olduğu gibi normal ortaokul olarak devamına karar verilmiştir. (İsmail Tarman Ortaokulu’nun kapatılma işlemi bilindiği gibi 2 mahkeme kararı, 2 Bölge İdare Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir.) Milli Eğitim Bakanlığı’nda Anayasa’ya aykırı davranılmaktadır. Mahkeme Kararları uygulanmamaktadır.

8- Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenciler arasında ayrımcılık yapmaktadır;

İsmail Tarman İmam Hatip Ortaokulunda sınıflar 18 öğrenci mevcutlu, son sınıflarda şubeler birleştirilmekte iken normal ortaokullarda sınıf mevcutları 42’ye çıkmıştır. Velilere İsmail Tarman Ortaokulu yerine işaret edilen Nimetullah Mahruki Ortaokulu, Şair Mehmet Emin Yurdakul İlkokulunun bahçesindeki bir binaya sıkıştırılmıştır. Bu binada aynı alan içinde iki okul birden eğitim görmek zorunda bırakılmıştır.

9- Milli Eğitim Bakanlığı, hukuk kurallarının değil keyfiliğin hâkim olmasına yol açıyor;

05.09.2018 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretim Genel Müdürü Nazif Yılmaz imzalı, Bakan Yardımcısı İ.E. onaylı bir idari karar alınmıştır. Bu, yasalara aykırı, usulsüz bir karardır. Bu yazıda bile İsmail Tarman Ortaokulunun kapatılması emri yoktur. Bu yazıda “...İsmail Tarman Ortaokulu’nun kullanılmayan dersliklerinde imam hatip ortaokulu açılması, okulun Beşiktaş İsmail Tarman İmam Hatip Ortaokulu olarak adlandırılması...” yazmaktadır. Mahkeme kararlarının uygulanmaması ile yaratılan keyfilik, idare kararının da yine idare tarafından uygulanmamasına sirayet etmiştir; Bu idari karar, gerçekleri yansıtmayan bir karardır. İsmail Tarman Ortaokulu’nun hiçbir zaman boş dersliği olmamıştır. Ancak bu karar bile uygulanmamakta, İsmail Tarman Ortaokulu açılmamaktadır.

10- Bizler kamu görevlilerine temel ilkeler çerçevesinde daha iyi, daha çağdaş dünyayla yarışacak seviyede eğitim verilmesi ve eğitimin devam ettirilmesi görevini verdik;

Kimse bizlerden yaşamımızın iradesini, sorgusuz sualsiz bir yönetime bırakmamızı beklemesin. Bu yüzden tüm işlemlerin takipçisiyiz ve mahkeme kararlarının uygulandığı güne kadar mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.

“SİYASAL İSLAMCI İKTİDARI GÖNDERECEĞİZ”

CHP, TİP, TKP ve SOL Parti’nin de destek için okul önünde bulunduğu eylemde konuşan SOL Parti İstanbul İl Sözcüsü İbrahim Aydın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Fotoğraf: Ebru Çelik

“9 yıldır bu hak mücadelesini kesintisiz sürdüren arkadaşlara teşekkür ederim. Yıllardır yaz, kış demeden her koşulda bu haklı nöbetlerini devam ettirdiler ve bugüne getirdiler. Burada mücadele eden arkadaşlar bizlere şu mesajı veriyor; bu haklı mücadelede kesintisiz, inatla sonsuza kadar sürdürecek. Bu çok önemli. Eğitimle ilgili birçok şey söylenebilir. Eğitim sisteminin bir yapboza döndüğünü, bunun getirdiği yıkımı çok daha ayrıntılı konuşabiliriz. Ancak bu iktidarın öne çıkan çok net ideolojik bir hamlesi var. Özellikle eğitim alanında ideolojik davranıyor. Nasıl ki cemaat üyeleri, cemaat liderlerine bağlıysa, tüm toplumu da iktidara bağımlı hale getirecek bir eğitim sistemi uyguluyor. Esas mesele budur. Mesele ideolojik bir tavırdan kaynaklanıyor. Dolayısıyla bugün tüm eğitim sisteminin başından sonuna kadar bilimsel, laik, demokratik içeriğinin boşaltıp, şeriatçı dinci, bir eğitime büründürülmüş olmasının temel nedeni bir tercihtir. Bu bilinçli bir şekilde kasten eğitimi yıkma, yıkıma uğratma hamlesidir. Bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunun tek çözümü mevcut, siyasal İslamcı iktidarın yok edilmesi, ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için birleşe birleşe ne olursa olsun bu iktidarı göndereceğiz. Halk kazanacak.”