Sadece savaşta işlevi olan, 1974’teki Kıbrıs Harekatı’ndan beri ataması yapılmayan, Osmanlı’da ‘Tabur İmamlığı’ denilen, ‘Din İşleri Subaylığı’ için tekrar kadro açıldı. Atama şartları ve sınav koşullarını Diyanet duyurdu. Liyakat resmi olarak ordu da kalktı!

46 yıl sonra tekrarlayacak uygulamayı, “Gericilikte yeni bir eşik” diye ifade etmek tek başına yetersiz. Çünkü Din subaylığı, ‘sıkışan iktidardan’, ‘kaos arayışından’, ‘şahsa münhasır ordudan’ ve her alandaki ‘kadrolaşma arayışından’ kopuk değil.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın odaklar, 2018’den bu yana doz artırarak nabız yokladı, ortam hazırladı. Avrupa ile ABD’de de din subaylığı benzeri uygulamalar bulunduğu ve Atatürk döneminde de işlevsel olduğu söylendi.

Ancak bugünkü Türkiye koşulları ne Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına ne de sekülerizmin kurumsallaştığı başka ülkelere benziyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) 1960 sonrası lağvedilen ve 1967’de hukuken kaldırılan birimin yeniden kurulmasının anlamı ne?

İMAMA KADRO AÇMAK

Diyanet İşleri Başkanlığı’na göre, Türkiye’deki cami sayısı 88 bin 681. Her köşe başında cami var. Cami, sadece ibadethane olarak kullanılmıyor. Kompleks camiler içinde işletmeler de yer alıyor. Aynı zamanda ticaret demek olan cami, imam hatip mezunları için ise iş kapısı.

CAMİLER YETMEMİŞ!

Öğretmen, sağlık çalışanı yıllarca atama bekleyip, işsizlik nedeni ile intihara sürüklenirken imam hatipli kolayca istihdam ediliyor. Camiler yetmemiş olacak ki, yeni bir kapı aralanıyor. İmam artık orduda resmi olarak yer alacak. Kontenjan şimdilik bilinmiyor. Uzun vadede, imam hatip mezunlarına bağlı artacaktır.

DİN DEVLETİNE DOĞRU

Güncel verilerle, Diyanet’in istihdam ettiği personel 11 yılda, 47 bin artıp, 130 bine yaklaştı. Bu sayı, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hekim sayısını geride bırakıyor. Türkiye’deki toplam 164 bin 594 doktorun yüzde 64’ü bakanlığa bağlı. Kıyaslamadan çıkan sonuca göre din, bilimi geride bırakmak üzere! Türkiye İslam devleti olma yolunda.

SAVAŞLARI SÜRDÜRME SİNYALİ

Din subaylığının son olarak Kıbrıs’ta uygulanmasının özel anlamı vardı. Birim, savaş koşullarının istisnasıydı. Din subaylarının öncelikle ana komuta merkezlerinde görevlendirileceği gelen bilgiler arasında. Sınır ötesinde, Libya, Suriye, Somali, Azerbaycan gibi ülkelerde askerlere din hizmeti verecekler.

MİLLİYETÇİLİK VE DİNCİLİK AKIMI

Din subayından yola çıkarak, yakın vadede Türkiye’nin, dış müdahalelerden, savaş arayışından vazgeçmeyeceğini anlamak da mümkün. İktidarın sürdürülebilir olması, neo-Osmanlı imajı ile yakından ilgili. Dışarıdaki çatışma ise içeriye kutuplaşma taşıyor, bu sayede milliyetçilik ve dincilik üzerinden kitleler konsolide edilip, oy avcılığı yapılıyor.

ORDUDA ZORUNLU DİN EĞİTİMİ DÖNEMİ Mİ BAŞLIYOR?

Kuvvet komutanlıklarının tamamında olacak Din subaylığının görev tanımı kısaca şu şekilde: “Personelin, moral, sosyal refah ve mutluluğu için manevi telkinlerde bulunur. Din eğitimini, ibadet ve dini törenleri idare eder. İbadethane ihtiyaçlarını ilgili makamlarla eş güdümlü sağlar. Din işlerini sevk ve idare eder.”

DAHA ÇOK ASKER TABUTU

Din subayının anlamlarından biri, Türkiye’nin müdahil olduğu yurtdışı topraklarından daha fazla asker tabutu gelmesidir. “Peygamber Ocağına, Tabur İmamı” şarttı, denilerek köpürtülen uygulama, sadece imama kadro açma ve artarak sürdürülecek dış mübadele sinyali de değil!

HER ŞEY BİRBİRİ İLE BAĞLANTILI

Anayasa Mahkemesi (AYM), üyesinin “Işıklarımız yanıyor” mesajı sonrası kendisine iktidara yönelik bir çeki düzen verdi. Kuruma dışarıdan müdahale de arttı. Darbe sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı yapılan İrfan Fidan’a yeni görev biçildi. Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSYK) tarafından Yargıtay üyesi seçildi.

Fidan hemen ardından AYM üyeliğine aday oldu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, “AYM seçimlerinin 17 Aralık’a ertelenme nedeni de Fidan” diyor. Kulislere göre Fidan, Erdoğan’ın, Adalet Bakanı’na talimatı ile AYM üyesi yapılmak üzere Yargıtay üyesi seçildi!

TEK TİP, ‘ŞAHIS ORDUSU’

AYM’nin yakın dönemde verdiği kararlardan biri bekçilik ile ilgili. “kasıtlı ya da taksirli suç ayrımı yapılmaksızın 6 aydan fazla hapis cezası alınmasının bekçiliğe engel oluşturduğunu” öngören kural iptal edildi. Bu, AKP ve MHP teşkilatlarındaki ‘genç üyelere’ bir jest olarak değerlendiriliyor.

FİŞLENECEKLER Mİ?

Din İşleri Subaylığı, ‘şahsa yönelik kolluk’ ve 'şahsa yönelik yargıdan’ azade değil. Ordu da dizayn ediliyor. Tek tip bir uygulama! Her kurum ve her toplumsal katmanda olduğu gibi TSK’de kutuplaşma yaratacak. Farklı din ve mezhep gruplarından olan asker ve subaylar dini uygulamaların dışında kalmak isterlerse fişlenecekler mi?