İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bize göre; hiçbir kişi, hiçbir aile, hiçbir dernek, vakıf, parti, cemaat, tarikat milli egemenliğin üstünde olmaz ve olamaz. Bir çocuğun evlendirilmesi, çocuk istismarının normal kabul edilmesi, çocukların fiziki ya da psikolojik bütünlüğünü hiçe sayan anlayışlara müsaade etmemiz mümkün değildir" dedi.

İmamoğlu: Hiçbir dernek, vakıf, parti, cemaat, tarikat milli egemenliğin üstünde olamaz

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında Maltepe Gülsuyu Mahallesi’ne 3 önemli eser kazandırdı.

Aynı kompleks içinde konumlandırılan “Muzaffer İzgü Kütüphanesi”, kurum tarihinde bir ilk olarak kurulan “İBB Kadın” ve “Fevzi Çakmak Yuvamız İstanbul Kreşi”; CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın katıldığı törenle hizmete açıldı.

Açılış konuşmasına, "Emaneti ehline verin, denmiştir. Kutlu bir sözdür. 16 milyon İstanbullu da gerçekten emaneti ehline vermiştir” sözleriyle başlayan CHP TBMM Grup Başkanvekili Altay, “Önce 16 milyon İstanbulluya, emaneti ehline verdikleri için, teşekkür ediyorum. Emanet sahibinin de görevin gerektirdiği niteliklerle donanmış olarak, İstanbul'da çocuklar, gençler, emekliler, çalışanlar, kadınlar dahil, çiftçiler dahil, tarihi eserler dahil, doğa dahil, çevre dahil, 16 milyon İstanbullunun hayatına aldığı görevin gerektirdiği bütün birikimle dokunmuş olmasından da iftihar ediyoruz. Parti olarak da iftihar ediyoruz" dedi.

"TÜRKİYE EVLATLARINI, İSTANBUL’A İHANET EDENLERE FEDA ETMEYECEKTİR"

"Muzaffer İzgü" adının açılan kütüphanede yaşatılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Altay, konuşmasını, "Ekrem Başkan’ı bir kere daha uyarayım: Milleti çatlatıyorsun. Bu hizmetlerinle, 25 yılda yapılamayanları 3,5 yılda yapmandan dolayı da sana büyük bir husumet beslendiğini bil. Seni yeseler doymazlar, haberin olsun. Ama 16 milyon İstanbullu da evladını kimseye yedirmez. Hatta Türkiye böyle başarılı çocuklarını siyasete, siyasetin -diğer kelimesini söylemeyeceğim- o tiplerine feda etmeyecektir. Türkiye, evlatlarını ne diktatörlere ne de İstanbul’a ihanet edenlere feda etmeyecektir. Yolunuz, yolumuz açık olsun” sözleriyle noktaladı.

İMAMOĞLU: "CUMHURİYET, BİZİM 29 EKİM 1923’TE ÇIKTIĞIMIZ O ŞEREFLİ YOLCULUĞUN ADI"

Hep birlikte Cumhuriyet’in ikinci yüzüncü yılına ilerlediğimizi belirten İBB Başkanı İmamoğlu ise, “Cumhuriyet, bizim 29 Ekim 1923’te çıktığımız o şerefli yolculuğun adı. O yolculuğun hedefini Atatürk şöyle tanımlamıştı: ‘Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması.’ Bizleri Cumhuriyetçi yapan, işte tam da bu duygu ve bu beklentileri karşılama mücadelesi. Biz, toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması için mücadele etmeye de devam edeceğiz. Bu mücadeleyi başarıya ulaştıracak temel şartın ne olduğunu da Atatürk ifade etmişti: ‘Tam ve kesin anlamıyla milli egemenliğin kurulması…’ Muazzam tarifler. Belki yüz yıl önce yaklaşık söylenmiş duygular, tarifler; ama hala bugün en güncel haliyle, bütün insanlık için geçerli olan tarifler. İşte bizi Cumhuriyetçi yapan tam da bu” ifadelerini kullandı.

"HİÇBİR DERNEK, VAKIF, PARTİ, CEMAAT, TARİKAT EGEMENLİĞİN ÜSTÜNDE OLAMAZ"

“Milli egemenliğin üzerinde hiçbir şeyi tanımıyoruz” diyen İmamoğlu, “Bize göre; hiçbir kişi, hiçbir aile, hiçbir dernek, vakıf, parti, cemaat, tarikat milli egemenliğin üstünde olmaz ve olamaz. Cumhuriyet’in ilke ve ideallerini hayata geçirmek, hepimizin bu şehirdeki, bu ülkedeki görev alan her yöneticinin esas sorumluluğudur. Ben, şahsen bütün çalışma arkadaşlarımla, bütün yol arkadaşlarımla tam da böyle hissediyorum. İstanbul'un her yerinde olduğu gibi, bugün burada açılışını yaptığımız işlerin, Cumhuriyet’imizin o kuruluş değerlerine ve ilkelerine yakışan işler olmasıyla da ayrıca gurur duyuyorum. Amacımız; toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması ise, işte tam da orada çocuklar ve kadınlar ayrı bir yerde duruyor” şeklinde konuştu.

"ÇOCUK İSTİSMARINA MÜSAADE ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

“Eşitlik” duygusunun çok kıymetli olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Eşitlik duygusunun bir başka tarifi; hiç kimsenin arkada kalmaması, herkesin aynı yolculuğu, eşit duygularla, eşit temelleri edinerek yürüyüşünün sağlanması meselesi. Bu konuda tavizler verilmesine, görmezden gelinmesine asla müsaade etmeyiz. Örneğin; bir çocuğun evlendirilmesi, çocuk istismarının normal kabul edilmesi, çocukların fiziki ya da psikolojik bütünlüğünü hiçe sayan anlayışlara müsaade etmemiz mümkün değildir. Bu büyük toplumsal yaranın ceza hukukuyla ilgili boyutu, yargı kurumlarının sorumluluğudur elbet. Ama bizler, yöneticiler olarak, çocuklara ve kadınlara bu ülkede kendilerini herkesle eşit, herkes gibi değerli olduklarını hissettirmekle, yaptığımız hizmetlerin aracılığıyla hepimiz hükümlüyüz ve sorumluyuz. Yalnız olmadıklarını, hayatlarının her anında onlara hissettirmeliyiz. Bu konuda hassas çalışan bir yönetim olduğumuzu bütün hemşehrilerimin bilmesini istiyorum” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZIN İYİ İNSAN OLMALARINI DİLİYORUM HER ŞEYDEN ÖNCE”

“16 milyon İstanbullunun birbirini anlayan, birbirini seven, farklılıklara saygı duyan, dayanışma duyguları yüksek, üretken bir toplum olması için, en küçük çocuğumuzdan en yetişkine kadar bu sorumlulukla çalışmaya devam ediyoruz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Şunu unutmayın; bütün vatandaşlarımıza ve bütün hemşehrilerimize sesleniyorum: 2023, bu anlayışın tüm Türkiye'ye hakim olacağı bir yıl olacak. Bunu hep birlikte başaracağız. Milletimizin huzurdan, kardeşlikten, adaletten, özgürlükten ve eşitlikten yana tavır alacağını kesinlikle biliyor ve buna inanıyorum. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yepyeni bir başlangıç yaparak, yeni umutlara, yeni hedeflere doğru hep birlikte yürüme kararlılığıyla, hiç durmaksızın çalışacağımızı buradan bütün vatandaşlarıma, bütün hemşehrilerime duyurmak istiyorum. Bu inançla; açılışını yaptığımız bu güzel ortamın, bu güzel tesisin, hizmetleriyle bu mahalleye renk katmasını, gelecekte bize işte şurada bizimle beraber duran bu küçük çocuklarımızın hayalleriyle, bu şehre ve bu ülkeye değer katmalarını diliyorum. Her birinin çok güzel makamlarda olmasını diliyorum. Her birinin iyi bilim insanları, iyi öğretmenler, iyi siyasetçiler, iyi belediye başkanları, iyi yöneticiler, iyi insan olmalarını diliyorum her şeyden önce.”