İmamoğlu: İnsanların hayatına zarar veren çılgın projelerle işimiz yok
İSKİ'nin tamamladığı ve Beylikdüzü ile birlikte Esenyurt ve Büyükçekmece ilçelerinin bir bölümündeki sel ve su baskınlarını da önlemeye yönelik altyapı yatırımlarını hizmete açan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP'nin 'çılgın proje' diyerek adlandırdığı Kanal İstanbul'a gönderme yaparak "Çıldırmış, insanların hayatına zarar veren çılgın projelerle işimiz yok. Bizim işimiz, İstanbulluların yaşam kalitesini en iyi şekilde sürdürebilecekleri alanları ve projeleri var etmek" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ'nin tamamladığı ve Beylikdüzü ile birlikte Esenyurt ve Büyükçekmece ilçelerinin bir bölümündeki sel ve su baskınlarını da önlemeye yönelik altyapı yatırımlarının açılışında konuştu.
Halkın bütçesini yine halka harcadıklarını belirten İmamoğlu, AKP'nin 'çılgın proje' diyerek adlandırdığı uzmanların ise 'facia' dediği Kanal İstanbul projesine gönderme yaparak “Sizin paranızı doğru bir biçimde kullanan yöneticiler olarak, biz, sadece görevimizi yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. İsrafa son veriyoruz. Bir avuç insanın değil, 16 milyon insanın faydalanacağı metotlarla yönetimimizi, vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Çıldırmış, insanların hayatına zarar veren çılgın projelerle işimiz yok. Bizim işimiz, İstanbulluların yaşam kalitesini en iyi şekilde sürdürebilecekleri alanları ve projeleri var etmek” dedi.
İBB kurumu İSKİ, Beylikdüzü’nde ve Esenyurt ile Büyükçekmece ilçelerinin bir bölümünde yıllardır yaşanan su baskınlarını sona erdirecek atık su, yağmur suyu ve dere ıslahı yatırımlarını tamamladı. Barış Mahallesi’nde “150 Günde 150 Proje Maratonu” kapsamında düzenlenen açılış törenine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun konuşması satır başlarıyla şöyle:
"Bir de bazı hizmetler vardır, gösterilmez. Yardımlaşmanın hizmet alanı gibi. Orada hassas davranırsınız. Biz, tabii ki o gösterilmez olan, gösterilmemesi gereken hizmetleri, artırarak, yine göstermeden yapmaya devam edeceğiz. Ama altyapı hizmetlerini vatandaşlarımıza anlatmamız gerekiyor. Neyin nasıl ihmal edildiğini ve bu ihmalin karşılığında vatandaşlarımızın nasıl sorunlarla karşılaştığını, hangi kronik problemlerin onların önünde ciddi bir problem olarak büyüdüğünü, bazen sel, bazen su baskını, bazen öyle pozisyonlar var ki can alan, insanların hayatına mal olan bu ortamların düzeltilmesi hususunda özenli bir çalışmayı yürüttük. Bunu anlatmamız ve göstermemiz lazım.
'BİZE ORTAK İŞ BİRLİĞİNİN KEYFİNİ YAŞATANLARIN BİRÇOĞU AKP'Lİ'
Geçmiş zamandan bugüne, yerin üstü kadar yerin altını da burada iyi bilirim. Dolayısıyla o altyapı eksikliğinin bizi nasıl zora soktuğunu ve o hizmetlerin giderilmesi noktasında işlerin nasıl yavaş yürüdüğünü, Belediye Başkanı olunca da işbirliği yapma gayretimize rağmen ne yazık ki karşılık bulamadığımız süreçten sonra bildiğimiz bu eksikliği hızlıca temas ettik. Ve bugün, neredeyse 70 kilometreye yakın atık suyu ve yağmur suyu yatırımlarıyla gerçekten çok özel bir noktaya geldiğimizi görmekteyim. Hizmet noktasında siyasi parti ayrımı yapmadık. Hangi ilçede, hangi sorun var ise; özenle, titizlikle oraya gittik, çalışmamızı yaptık, analizlerini yaptık. Öncelik neyse, o öncelik doğrultusunda işimizi yaptık. 39 ilçe belediye başkanımızın tamamıyla da sağlıklı diyalog kurma konusunda, çok özenli çalıştık. Hem danışmanlarımız hem siyasi yol arkadaşlarımız, iş birliği noktasında oradaki temsilcileriyle ya da muhataplarıyla, mutlak hizmet arayışıyla bir görüşme ve uzlaşma zemini oluşturmaya gayret ettiler. Bazı belediye başkanlarımız, yine siyasi parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum, ortak iş birliğinin keyfini bize yaşattılar. Bunların birçoğu AK Partili. Bize, yaşadıkları zorlukları aktardılar. Yaşadıkları problemi aktardılar. Hemen o zorluğa, o probleme karşılık verdik, imalatını yaptık. Ve şu anda onlar da memnun. Aktardıkları bu zorluklarla yaptığımız bu işlerin açılışlarını da onlarla yapıyoruz.
Bu yaptığımız hizmetlerin sahibi, Ekrem İmamoğlu değil. Bu yaptığımız hizmetlerin sahibi, ilçe belediye başkanı değil. Ülkemizde yapılan kamu hizmetlerinin hiçbirinin sahibi bir bakan değil, bir milletvekili değil, Cumhurbaşkanı da değil, hiç kimse değil; milletimiz. Sizin paranızı doğru bir biçimde kullanan yöneticiler olarak, biz, sadece görevimizi yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Bu bakış ve bu anlayışla vatandaşlarımız, kendi konumunun farkına vardığında, yöneticileri kutsallaştırmazlar. Yöneticilere insan gözüyle bakarlar. Nasıl ki bir evin içerisinde babanın görevi vardır, annenin görevi vardır, çocukların görevi vardır. Nasıl ki bir iş yerinde işin patronunun bir görevi vardır, genel müdürünün, mühendisinin, mimarının, tekstil mühendisinin ya da bir tezgâhın başındaki satıcının... Memleketin her ferdinin de bir görevi var. Görevi, sorumluluğu… Yani bu, kimseye biat etmenize, boyun eğmenize, kimseyi kutsallaştırmamıza gerek duymadığımızın izahıdır. Bu bağlamda görev yapıyoruz biz.
'ALTILI MASA İLE YENİ BİR DÖNEMİN İNŞASINI BAŞLATACAĞIZ'
Bundan sonra da her ortamımız şeffaf olacak, her ortamımızda yaptığımız işlerimizi, her paydaşıyla paylaşmaya devam edeceğiz. Memleketimizin böyle bir güzel döneme ihtiyacı var. Bu dönemi yerelde nasıl yaşatıyorsak, Allah'ın izniyle, inşallah önümüzdeki seçimde, ülkemizin yaşadığı bütün zorluklardan, bütün sıkıntılarından, bütün problemlerinden, bütün yanlış yönetim anlayışlarından, yanlış yönetici örneklerinden kurtulması için iş birliği yapan, başta o ‘altılı masa’ dediğimiz siyasi mekanizma ve tabii ki ona katkı sunacak diğer demokrat anlayışlı vatandaşlarımızın ve kurum, kuruluşların katkılarıyla yeni bir dönemin inşasını başlatacağız ve mutlak başarıya ulaştıracağız. Bu bize çok daha fazla özgür, çok daha fazla özgün, çok daha fazla kabiliyetlerinizi ortaya koyma zemini, ortamı yaratacak bir memleket havası estirecek. O memleket havası, bu ülkemizin milletine iyi gelecek.
'ÇILGIN PROJE' GÖNDERMESİ
Halkın bütçesini, halkımızla paylaşarak, anlatıyoruz. İsrafa son veriyoruz. Bir avuç insanın değil, 16 milyon insanın faydalanacağı metotlarla yönetimimizi, vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Çıldırmış, insanların hayatına zarar veren çılgın projelerle işimiz yok. Bizim işimiz, İstanbulluların yaşam kalitesini en iyi şekilde sürdürebilecekleri alanları ve projeleri var etmek.
Bazı kesimler, bizim 3 yıllık görev dönemimizi geçmiş dönemin 25 senesi ile eleştirmeye çalışıyorlar. 3 yılı anlatırken, bizi 25 yılla kıyaslıyorlar. 3 yılı konuşurken, 25 yılda yaptıklarıyla bize cevap vermeye gayret ediyorlar. 3 yılın etkisi, bunlara 25 yıllık geçmişi anlatmak zorunda bırakıyorsa, siz düşünün bizim 5 yılda, 10 yılda bu şehre, bu ülkeye yapacaklarımızı. İstanbulluya daha insanca, daha huzurlu, daha kaliteli bir yaşam hazırlıyoruz ve hazırlamaya devam edeceğiz."
ANKA