Google Play Store
App Store

Kastamonu'da konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, "Bugün alelacele, bir kez daha İstanbul Üniversitesi'ne yazı yollayarak diplomamla ilgili baskı yapma sürecine, üniversiteyi baskılama sürecine devam etmiş. Buraya gelirken öğrendim" dedi.

Kaynak: ANKA
İmamoğlu'ndan diploma açıklaması: İstanbul Üniversitesi'ne baskı sürecine devam ediyorlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) ve CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, ön seçim yurt gezileri kapsamında Kastamonu'da konuştu.

İmamoğlu, savcılığın İstanbul Üniversitesi'ne diplomayla ilgili yazı yazdığını açıkladı. İmamoğlu, "Bugün alelacele, bir kez daha İstanbul Üniversitesi'ne yazı yollayarak diplomamla ilgili baskı yapma sürecine, üniversiteyi baskılama sürecine devam etmiş. Buraya gelirken öğrendim" dedi.

İmamoğlu'nun konuşma yaptığı Kuzeykent Kapalı Pazar Yeri'nde "Ekrem Merttir", "Cumhurbaşkanımız İmamoğlu" pankartları asıldı. Alandaki Kastamonulular, "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları attı.

İmamoğlu, yurttaşların "Ceketini çıkart" sloganları atması üzerine ceketini çıkarttı ve kollarını sıvadı. İmamoğlu, "Size söz iktidar olana kadar bu ceket giyilmeyecek, bu kollar hep sıvalı kalacak. Hiç endişeniz olmasın" diyerek sözlerine başladı.

İmamoğlu şöyle konuştu:

"İmamoğlu'ndan korkuyor. O kadar korkuyor ki, bu korku açıkçası her daim onu tedirgin ediyor. Benimle çağrılarıma rağmen Türk milletinin huzuruna çıkıp mertçe yarışacak cesareti de yok. Onun için tuzaklar hazırlıyor, bana çelme takmaya çalışıyor, bana yaptıkları sık davetlerle adeta ikinci Saraçhane'ye çevirmeye çalıştığı savcılık, bugün alelacele, bir kez daha İstanbul Üniversitesi'ne yazı yollayarak diplomamla ilgili baskı yapma sürecine, üniversiteyi baskılama sürecine devam etmiş. Buraya gelirken öğrendim. Çok aceleleri var.

Ben bazen özel kalemimizdeki arkadaşlara bile 'şunu arayın' dediğimde ya da 'şunu söyleyin' dediğimde orada kaygı duydukları bir şeyi bile 'biraz geç yapalım, bazı hususları düzeltelim' diye benim adıma inisiyatif alıp süreci kendileri yönetiyor ve düzenliyorlar. Bundan da mutlu oluyorum. Yahu savcıya talimat verme hakkı olmamasına rağmen verdiği talimat üzerine, 'bunu hemen yapın. Bir yazı daha, yazarak okulu zorlayın' diyerek acelelerini ortaya koyuyorlar. Muhtemelen 'bu işi 23 Mart'tan önce halledin' demişlerdir. Haksız, hukuksuz bir biçimde hiç ilgisi olmayan, alakası olmayan bir biçimde savcılık devreye giriyor.

Bu süreci çok kısa anlatacağım. Bu süreçte daha önce 2020 yılında diplomamı sorgulayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne fakültem tarafından, 'İmamoğlu'nun yatay geçişi her yönüyle uygundur.' Raporu verilmiştir. Bu raporu biz bile yeni öğrendik, bilmiyorduk. 2020'de sormuş, fakülte cevap vermiş. Altında dekan olan, profesörün de imzası var. 2020'de bu raporu veren dekan Profesör Doktor Kamil Ahmet Köse'ye öyle baskı yaptılar, öyle canından bezdirdiler ki yahu yılların bilim insanı bugün istifa etmek zorunda kaldı. Dertleri ne Ekrem'in diplomasını iptal ettirecekler. Ya bunlar bakın bu kötülük, bu kötü akıl, bu cumhurbaşkanının ürettiği korku iklimi düzgün, namuslu insanlara yüklediği yükün karşılığıdır. Yılların bilim insanına bile bunu yaptırdılar. Allah sizi ıslah etsin.

Nasıl bir hainlikle nasıl bir kötülükle milletine düşman nasıl bir akılla karşı karşıya olduğumuzu iyi anlayacağız. Yani İmamoğlu aleyhine karar vermeyen herkes yok etme sürecini yaşatıyorlar bu ülkeye. Doğruları yazdı diye bir bilim insanını hem de beş yıl önce yazdığı yazı üzerinden oradan uzaklaştırmak istifa ettirmek için ellerinden geleni yaptılar. Şimdi dekan Bey gitti. Buradan sormam gerekiyor: Orada üniversitende bir fakültenin dekanı böylesi bir baskıyla istifa ettirilirken sayın İstanbul Üniversitesi Rektörü 572 yıllık kadim üniversitenin sayın Rektörü, 7 Ekim 2024'te bir rapor imzalayıp gönderdin. Bakın rapor burada Rektörlüğün raporu, bu raporu dört ay önce hazırladın. Bu raporda Ekrem İmamoğlu için '1990 yılındaki geçiş şartlarını karşılamıştır' dedin. Hatta şöyle diyor: '1990 yılında KKTC'de bulunan Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yapan Ekrem İmamoğlu'nu ilgilendiren hiçbir yönü bulunmamaktadır' diyor. Hatta 'varsa bir sorun bu sorun YÖK'ü ilgilendirir' diyor.

'SENDEN BU RAPORU KİM İSTEDİ?'

Yahu böyle bir şey olmaz. Bakın böyle bir zulümü hiçbir daim bu ülke görmedi. Dört ay önce bu raporu hazırladın. Bu raporda az önce okuduğum şekliyle 17'nci maddede 'o şartları İmamoğlu yerine getirmiştir' dedin. Şimdi imzanla yazdığın bu raporu hep takip edeceğim. Saat saat takip edeceğim. Arkadaşlarımla üniversitede, fakültede bu süreci takip ettireceğim. 572 yıllık bir üniversitenin rektörü, bir profesör, bir bilim insanı olarak yazdığın bu raporu bakalım inkar mı edeceksin? Bu raporu bu arada yazmışlar ama kime gönderdikleri de belli değil. Kime gönderdikleri bile gizli. Senden bu raporu kim istedi? Bunu mutlaka açıklamalısın. Bakın bunlara biz hep dolaylı ulaşıyoruz bu arada. Kim istedi ki bu raporu yazdın? Bu notu kime gönderdiğini söyleyeceksin. Söylemediğin zaman değerli rektör, sayın rektör, biz onu tahmin edebiliriz ama etmeyeceğim. Sizden açıklamanızı bekleyeceğim. Bu rapora, rağmen bile isteye bakalım kul hakkına girerek yasaları ihlal ederek yani suç işleyerek benim anamın ak sütü gibi helal diplomamı bakalım iptal ettirecek misin?

'BEN EKREM İMAMOĞLU. NAMUS VE ŞEREF SÖZÜ VERİYORUM Kİ, BEN BU SAVAŞI KAZANACAĞIM'

572 yıllık İstanbul Üniversitesi Rektörü, buradan sesleniyorum. Şimdi elinin vicdanına koy. Erdoğan, İBB Başkanıyken sen onun daire başkanıydın. Aynı ekiptensin biliyorum. Bol bol fotoğrafları var arşivde. Tamam iktidara geldi seni YÖK üyesi yaptı. 2023'te de rektör oldun. Bunu da biliyorum. Ona karşı vefa duyabilirsin. Ona da saygı duyuyorum. Elini hiç bırakmamış, ona da saygı duyuyorum. Ama ben esas insanın kendisine saygı duyarım. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? 572 yıllık üniversitenin rektörü, bir tıp doktorusunuz. Yemin ederek göreve başlıyorsunuz ve o yeminde bir ifade var. 'Bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden kaçınacağım' diyor yeminin. And içip, namus sözü veriyorsun. Şimdi bizzat imzanla hazırladığın bu raporda dahi beni haklı gördüğün ortada. Peki bana karşı apaçık kötülük ve suistimal yapılırken, fakültende dekan istifa etmek zorunda kalırken buna sessiz mi kalacaksın? Rektör olarak kalmak için, bir koltuk uğruna yeminini mi çiğneyeceksin? Konuşmayarak bu vebalden kurtulamazsın. Ben Ekrem İmamoğlu. Şerefi ve nasumusu için yaşayan, bu ülkenin milletine hizmet etmek için and içmiş olan ben Ekrem İmamoğlu. Namus ve şeref sözü veriyorum ki, ben bu savaşı kazanacağım."

SALON VERİLMEMİŞTİ

İmamoğlu'nun bugün Kastamonu'da yapacağı program için istediği spor salonu verilmeyince program Kuzeykent Pazar Yeri'ne alınmıştı.