Günlerdir tüm ülkenin beklediği, İBB adayları Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın katılacağı ve TV’lerden ortak olarak izleneceği açık oturum pazar akşamı yapıldı. Sonrasında biraz sakince düşününce ortaya bir gerçek çıktı. İstanbul cephesinde yeni bir şey yok!.. *** Bir aydınlatma platformundan öte, sadece bilineni tekrarlayan ve seçim sonucuna çok fazla etkisi olmayan bir TV programı izledik. […]

Günlerdir tüm ülkenin beklediği, İBB adayları Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın katılacağı ve TV’lerden ortak olarak izleneceği açık oturum pazar akşamı yapıldı. Sonrasında biraz sakince düşününce ortaya bir gerçek çıktı. İstanbul cephesinde yeni bir şey yok!..

***

Bir aydınlatma platformundan öte, sadece bilineni tekrarlayan ve seçim sonucuna çok fazla etkisi olmayan bir TV programı izledik. AKP için beklenti yüksekti. Çünkü Yıldırım’ın yapacağı bir atakla İmamoğlu’nun büyüsünün bozulacağı, böylece son seçim haftasına müthiş moralle girileceği algısı yaratılmıştı. Özellikle AKP yandaşlarının “Yıldırım’ın önemli açıklamalar yaparak seçimin havasını değiştireceğini söylemesi”, belki TV programının daha çok seyredilmesine neden oldu. Ancak Yıldırım, düşük performansıyla herkesi hayal kırıklığına uğrattı.

***

Görülen gerçek o ki; AKP adayı Yıldırım, CHP’li İmamoğlu karşısında son derece gergin, hazırlıksız ve tutuktu. Zaman zaman kızması, söze karışması ve de yersiz sataşması aleyhine oldu. İmamoğlu’nun dengeli davranması, tartışma kontrolünü elinde tutması, rakibine sataşmadan kendini ifade etmesi izleyicide takdir uyandırdı. Ve dahası, Yıldırım tarafından sözü kesildikçe kaybettiği konuşma süresine sahip çıkma kararlılığı ve duygularını karşısındakilere geçirebilme başarısı, Binali Yıldırım karşısında daha etkili olmasına neden oldu.  

***

TV programında ele alınan tüm konular, özellikle İstanbulluların her gün duyduğu konulardı. Her iki aday tarafından verilen cevaplar da hep aynıydı. Yeni söylenen bir söz ya da bir proje yoktu. Şayet bu strateji bilinçli olarak sergilenmişse bu durum, taktik veren danışmanların başarısızlığı olarak görülmeli. Çünkü tüm Türkiye’nin dikkatle izlediği bu toplantı, hem kendileri, hem de partileri adına müthiş bir fırsattı. 17 yılda bir gelen fırsat kaçırıldı!

***

Ayrıca bu münazara yeni sözlerin söylenmesi, siyaset yapma biçiminin yenileşmesi, farklılıkların kucaklaşması, yurttaş tercihinin daha bilinçli yapılması ve demokrasi kültürünün gelişmesi adına yeni bir başlangıç olabilirdi. Olmalı da! Aslında TV’lerde her akşam izledikleri düzeysiz tartışmalara alışmış seyirciye bu çağdaş münazara yöntemi öğretilmeli. Böylece Siyasetin kalitesi artırılmalı.

***

İmamoğlu’nun 31 Mart’la ilgili açıklamaları her zaman olduğu gibi çok doyurucuydu. AKP ve Binali Yıldırım’ın seçim iptal gerekçesinde “bir zarf içinde 4 oy ve yalnızca birinin geçersiz olduğu” iddiası altında ezildiğini o gece bir kez daha gördük. Ayrıca “oylarımız çalındı” sözün asılsız olduğu ayan beyan ortadayken, hâlâ ısrar ediliyor olması AKP’nin 23 Haziran’da da kaybetme nedeni olacaktır. Çünkü oyu kim çaldı ve nasıl çaldı? Sorusuna AKP genel Başkanı gibi Yıldırım’da bir türlü cevap veremedi. Yıldırım’ı toplum önünde yetersiz gösteren en önemli gafı, vakıf ve STK’lere İBB tarafından usulsüzce yapılan ödemeleri içeren “Sayıştay Raporunu” okumadığı itirafıdır! Bu itirafla tüm karizma çizilmiştir.

***

İmamoğlu’nun zayıf kaldığını düşündüğüm tek yer Ordu VİP olaydı. Gerçekleri daha dürüstçe, vurucu ve ikna edici şekilde açıklamalıydı.. VİP olayı, Trabzon Havaalanında Yurttaşların Süleyman Soylu’ya duyduğu tepki ve İmamoğlu’na halkın gösterdiği sevgi karşısında kinlenen AKP bürokrasisinin uyguladığı bir provakasyon olduğunun altı çizilmeliydi.

***

İmamoğlu’nun “kadın/erkek ayırımı yapılan havuzlar” ve “belediye sosyal tesislerinde içki olmayacak” sözlerini doğrusu yadırgadım. Çünkü bu önermeler, İstanbul’un çağdaş Türkiye’nin en modern metropolü olacak iddiasıyla bağdaşamaz! Ayrıca İmamoğlu’nun AKP ve Yıldırım’ın FETÖ ile bağlantılarını irdelemesindeki çekingenliğini de anlamış değilim.

***

Sonuç olarak; pazar günü yapılan İBB adaylarının TV münazarasından Binali Yıldırım kazançlı çıkmadı. Pazar gecesi yaşananlardan sonra acaba AKP’nin seçimle ilgili iddiasından vazgeçiyor yorumu yapabilir mi?

***

Dün medyada İmamoğlu’nun oylarının hâlâ önde gittiği haberleri vardı.

Çünkü İmamoğlu sadece mazbatası çalınmış bir mağdur değil, İstanbul’u yönetme heyecanı, enerjisi, projeleri ve en önemlisi iddiası olan bir kişilik olarak kendini ortaya koymuştur.

Halkın başaracağına inancı giderek yükselmektedir!