İsveç’teki sol azınlık koalisyon hükümeti bir imdat telefon hattı açarak cihat yolculuklarını engellemeye çalışıyor. Uygulama iki haftadır devam ediyor. Hat, radikalleşen kişilerin yakınları için devrede. Bir arkadaşının, tanıdığının veya aile üyesinin, İsveç’ten IŞİD’e katılmak için Irak ya da Suriye’ye gidebileceğini düşünenler, bu hat üzerinden bildiklerini paylaşıyorlar. Haklarında ihbar alınan kişilerin, bu aşırı bir çizgiyi geçip geçmedikleri, arkadaşlarının ya da yakınlarının anlattıklarıyla telefonun öteki ucundaki ekipçe analiz ediliyor. Telefon hattı Kızılhaç tarafından işletiliyor.

Sol hükümet, bu iş için Sosyal Demokrat Parti’nin, Başbakan Stefan Löfven’den önceki başkanı Mona Sahlin’i eşgüdümcü olarak görevlendirdi. Sahlin, Sydsvenskan gazetesine verdiği bir söyleşide, önceki hafta perşembe günü açılan imdat hattı üzerinden şimdiye kadar yaklaşık yüz aramanın yapıldığını söyledi. Gazete, Sahlin’i haber kaynağı olarak gösterip gerçekleşen aramalardan 30’unun akrabalar tarafından, diğer kısmının ise öğretmen ve memurlardan geldiğini yazdı.

Şiddeti benimseyen ekstremlere karşı, hükümet eşgüdüm kaleminin girişimiyle açılan imdat hattının bu kadar ilgi görmüş olması şaşırtıcı bulunuyor. Mona Sahlin, yapılan aramalardan 10 tanesinin gerçekten keskin örnekler olduğunun altını çiziyor. Sahlin, yürütülen çalışmalarda bu 10 örneği, belli bir zaman diliminde Suriye ve Irak’a gitmeyi planladıkları kesinleşen kişiler olarak duyuruyor. İsveç gizli servisi SÄPO’ya göre 286 İsveçlinin, Suriye ve Irak’taki IŞİD’e katıldığı biliniyor.

İmdat hattının işleyişinde bireysel özgürlükleri sınırlayıcı adımların asla aşılmaması için hükümetin çalışmanın başının oturttuğu kişi Mona Sahlin, büyük bir isim. İşlerin Sahlin’in kontrolünde olması pek çok kişiyi rahatlatıp dengeye getiriyor. Yine de hükümetin küçük ortağı Çevre Partisi’nden bir grubun, itiraz içeren sesleri, özellikle Suriyeli göçmenlere yeterince el uzatılmadığı için yükseltmeye başladı bile.

Hükümet ortağı Çevre Parti’sinde göç politikalarına kızgınlık duyan bir grup, adına “Malmö toplantısı” dedikleri bir girişim içindeler. Yeni, güçlü ve efektif bir sığınmacı karşılama politikası geliştirilmesini isteyen, Çevre Partisi’nden Malmö Belediye encümeni ve parti grup lideri Karolina Skog, bu ekibin öncülüğünü yapıyor. Parti merkezinin Sosyal Demokratlarla gittiği anlaşmadan memnun olmadıklarını dile getiren Skog, “Devlet mekanizmasının ülkede bulunan gücü engellediğini hissediyoruz” diyor.

İsveç’in var olan göç dalgasını idare edebileceğini ama belediyelere sorunları çözüm için yetki kısıtlamalarının getirildiğini söyleyen Karolina Skog, parti yönetimine konuyla ilgili olarak bir mektup hazırlayıp göndereceklerini duyuruyor. Planlanan “Malmö toplantısı” na, tüm İsveç’teki Çevre Partililer davet edildi. Parti merkezi dışında, ulusal bir toplantı yapıp yönetimi sola yaklaşmaya çağıracak olan Skog ve ekibi, cömert bir göç ve sığınma politikası üzerinde anlaşıp yönetime bunu dayatacak. Çevre Partisi’nin yaklaşımı değişirse bu da hükümetin sonra ki adımlarını etkileyecek.

İsveç’te iktidarda olan iki sol parti, politikalarıyla sağa kaydıkça ırkçı parti her konuda çıtayı yükseltiyor. Parlamento’daki aşırı sağ parti İsveç Demokratlarının lideri Jimmie Åkesson, ülkedeki Müslümanların fişlenmesini istiyor. Kimin, ne kadar Müslüman veya ne kadar radikal olduğunun çetelesinin tutulmasını talep ediyor. “Tabi ki her Müslümanı potansiyel terörist görmüyoruz” diyen Åkesson, bu fişlemenin neye çözüm getireceğine, hangi konuda kolaylık sağlayacağına bir açıklık getirmiyor. Irkçı partinin lideri sinirleri zıplattıkça kamuoyu yoklamalarındaki oy oranlarını da arttırıyor. Ama “Sağa kayıyorsun” diye uyarılan solun havuzundaki oylar azalıyor.