Onca gerilime hangi zemin dayanabilirdi ki? Sonunda çatladı. Çatlak dallanıp budaklandı ve zemin üzerindeki figürleri de parçaladı. Üç boyutlu bir evrende yaşadıklarını sanıyorlardı, tamamen çizgisel perspektifin yarattığı göz yanılsaması. Çatlak figürler ilk kez bir düzlem üzerinde iki boyutlu, kudretsiz varlıklar olduklarını fark ettiler. Biçimleri bozulsa da bir süre figüratif özelliklerini korudular. Ardından parçaları, zemin üzerinde gelişigüzel dağıldı. Bu, temsil düzeninin çöküşüydü ya da figürlerin imgesel ölümü de diyebilirsiniz. Ne zamandan beridir burada olduklarını hatırlamıyorlar bile. Üç boyutlu bir evrende üç boyutlu hayat sürdürdükleri yanılsamasına kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki zemin çatlayınca travma üzerine travma yaşamışlar, parçalanmış, bütünlüklerini yitirmişlerdi. Akademik tarzda inşa edilmiş bir kompozisyon içinde başladıkları temsili hayatlarına şimdi kübik bir tarzda devam ediyorlar. Ve güne başlamadan önce parçalarını bir araya getirip yitirdikleri bütünselliklerini yeniden elde etmek için boş yere çabalıyorlar. Her bütünleşme çabasını, giderek daha küçük parçalara ayrıldıkları yeni yıkımlar izliyor. Travmatik varoluşa alıştılar ve paramparça hayatlarını artık sorgulamayı da bıraktılar, sadece hayatta kalmaya çalışıyorlar.

***

Ete kemiğe bürünmüş, kudretli bedenlerin imgesel varoluşları, kendi imgelerine âşık olmalarıyla başladı. Anlatılanlara göre kendi imgesine âşık olan ilk kişi Narkissos diye biri. Ardından bu davranış halk arasında bir salgın gibi yayılmış, çok geçmeden imgelerine âşık olanlar, bedenlerini terk edip imgelerine taşınmaya, imgelerinde yaşamaya karar vermişlerdi. Artık kentin sokaklarında kanlı canlı bedenler değil, imgeler dolaşıyordu. Kudretli bedenlerin kudretsiz imgeler aracılığıyla temsil edildiği bu düzene temsil düzeni adı verildi. Fakat halkın talepleri vardı, daha gerçekçi ve eşit yurttaşlar olarak temsil edilmek gibi. Düzenin teknisyenleri çizgisel perspektifi icat ederek bu sorunu da çözdüler. Üç boyut yanılsaması verilmiş iki boyutlu bir evrende eşit yurttaşlar olarak imgesel varoluşlarını sürdürmeye karar verdiler. İmgelerini, teknisyenlerin yardımıyla istedikleri gibi, ideal kalıplara göre biçimlendirebiliyorlardı, daha ne olsundu ki? Bilirsiniz, gerçeğe gömülü bedenler eğri büğrü de olabiliyor, oysa mevcut hatalar imgesel düzlemde düzeltilebilir. Ve üç boyut yanılsaması verilmiş düzlemde hiç olmadıkları kadar estetik olarak temsil edilen figürler gerçekle bağlarını kopardı ve bir daha da temsil düzleminden ayrılıp gerçeğe geri dönmeyi asla düşünmediler.

***

İmgesel varoluşa geçince bedenler haliyle mevcut kudretlerini yitirdi. Figürler, bırakın eyleme geçmeyi, kendi başlarına düşünemiyorlar bile. Adı üzerinde temsil düzeni. Kendilerini temsil etmeleri için temsilci seçiyor ve temsilcileri onlar adına düşünüyor, karar veriyor ve uyguluyordu. İmgesel hayatları, temsilciler ve teknisyenler tarafından tasarlanmış bir tasarım ürünüydü; bunalıma girdiklerinde destek alacakları yaşam koçları, uzmanlar vardı. Önceleri tuhaf gelse de sonunda alıştılar. Hatta düşünüp karar vermek ve eyleme geçmek külfetinden kurtuldukları için mutluydular bile. Fakat mutlulukları zemin çatlayınca bozuldu. Üç boyut yanılsaması yerini, iki boyutlu bir düzleme ve üzerindeki yassı figürlere bırakmıştı ve üstelik parçalanmışlardı. Şimdi figürler, zemine yayılmış parçalarını bir araya getirmek için boş yere çabalıyor. İmge olarak eyleme geçmeleri mümkün değil. Parçaların birleştirilmesi, terk ettikleri bedenlerine geri dönmeyi, kudretlenip eyleme geçmeyi gerektirir. Fakat bedenlere geri dönüşler, temsil düzeninin yasalarınca yasaklanmıştır ve bedenleşmeye kalkışanları düzenin kolluk kuvvetleri derdest edip rehabilitasyon merkezlerine gönderiyor. Tedavi sürecini tamamlayanlar online hayatlarına kaldıkları yerden devam edebiliyor.

İmgesel ölümleri gerçekleştiği halde hâlâ hayatlarını imgesel olarak sürdürenler, yani imgesel zombiler ancak online olarak var olabilir ve bir araya gelebilirler. Ve ekranlarda zombilere ancak zombiler yol gösterebilir. İmgeler, hayata giden yolun bedenleşmeden geçtiğinin farkında; fakat bedenleşmeleri, temsili temeller üzerinde yükselen temsil düzeni tarafından engellenmiştir.