Google Play Store
App Store

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi, Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketiyle ilgili, "Mühendislik hesapları içerisinde kullanılabilecek ve öngörülebilir durumlar için afet nitelemesini kullanmak doğru mudur? Tanım olarak 'afet' insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar ortaya çıkaran, insanın normal yaşantısını ve eylemlerini durduracak veya kesintiye uğratacak, imkânların yetersiz kaldığı olaylara verilen genel bir isimdir. Bu tanımda esas dikkat edilmesi gereken şey ise imkânların yetersiz kalması durumudur" açıklaması yaptı.

İMO Ankara'dan sel açıklaması: Öngörülebilir durumlar için 'afet' nitelemesini kullanmak doğru mudur?
Fotoğraf: AA

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi, Batı Karadeniz'de etkili olan kuvvetli yağışların sele neden olmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İMO Ankara Şubesi tarafından yapılan açıklamada, yağış miktarının mühendislik yapılarının tasarım hesaplarının esas alındığı değerlerin üzerinde olmadığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Mühendislik hesapları içerisinde kullanılabilecek ve öngörülebilir durumlar için afet nitelemesini kullanmak doğru mudur? Tanım olarak 'afet' insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar ortaya çıkaran, insanın normal yaşantısını ve eylemlerini durduracak veya kesintiye uğratacak, imkânların yetersiz kaldığı olaylara verilen genel bir isimdir. Bu tanımda esas dikkat edilmesi gereken şey ise imkânların yetersiz kalması durumudu" ifadelerine yer verildi.

"Benzer olayların tekrar yaşanmaması konusunda iktidarın samimiyet göstergesi kurtarma çalışmaları değil, sel kontrol projesi ihalelerinin ödenek yetersizliğinden iptal edilmesidir” denilen açıklamada, "İktidara bu olayların tekrar yaşanmaması için neler yapılması gerektiği konusunda geçen yıl paylaşmış olduğumuz raporu (11 Ağustos 2021 Bozkurt Taşkın Felaketi Değerlendirme Raporu) incelemesini tavsiye ediyoruz" denildi.

İMO’nun internet sitesinden yayımlanan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Geçen yıl yine bu tarihlerde “Bartın, Sinop, Kastamonu ve Karabük şehirlerinde yaşanan sel ve heyelan olayları sonucunda 80 üzerinde can kaybı yaşanmış…” cümlesi ile başlayan bir açıklamamız bulunmaktaydı. Geçen yıl yaşanan sel ve heyelanla ilgili bölgede incelemeler yapmış ve olayın sebep-sonuç ilişkilerini irdeleyen bir rapor da yayımlamıştık. Raporumuzda özetle yaşanan olayların bir ihmaller zincirinden kaynaklı olduğunu belirtip bölgedeki ihmalleri sıralamıştık.

27.06.2022 tarihinde gerçekleşen taşkının basın-yayın kuruluşlarında haber oluşlarını incelediğimizde Batı Karadeniz’in bahse konu illerinde ve birçok ilçesinde, dereler taştı, dere kenarına kurulan il ve ilçe merkezlerini su bastı, köprüler yıkıldı, birçok karayolu sel ve heyelan sebebiyle kapandı, araçlar sel sularına kapıldı.

Konu ile ilgili devlet erkânımız Cumhurbaşkanının görevlendirmeleriyle tam kadro olarak olay yerindeydi. Birçok yetkili ağızdan an itibarıyla ‘devam eden kurtarma çalışmaları ve ekiplerin hazır bulunuşlarıyla’ ilgili çok sayıda açıklama göze çarpıyor.

Afetler konusunda en yetkili kurum olan AFAD, bölge halkından işyerlerini açmamasını, zemin ve birinci katlarda oturanların daha yüksek yerlere çıkmasını, dere kenarındaki araçların kaldırılmasını ve vatandaşların dikkatli olmasını istedi.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı gelen 170 üzeri ihbara anında cevap verildiğini, Sağlık Bakanı sağlık çalışanlarının ve ambulansların teyakkuzda olduğunu, belediye başkanları ve kaymakamlar da gerekenlerin yapıldığını söylerken, geçen yıl Bozkurt’ta evi hasar gören vatandaş Musa Gerişli, ‘Her şeyi yeniden yaptırdık. Tekrar bu kadar yağış geleceğini tahmin etmemiştik. Geçen senekinden fazla oldu’ diyerek yaşanan olay üzerinden devlet ve sıradan vatandaş arasında bir fark olmadığını hepimize gösterdi.

"AFET TANIMLAMASI DOĞRU MUDUR?"

İçişleri Bakanı’nın açıklamasına göre bazı bölgelerde 24 saatte 150 kg, bazı bölgelerde 6 saatte 75 kg yağış toprakla buluştu. Peki, bu yağış değerleri bölge için anormal ve mühendislik hesaplarının dışında beklenmeyen bir yağış değeri midir? Ölçülen değerlerin mühendislik yapılarının tasarım hesaplarının esas alındığı değerlerin üzerinde olmadığı bilinmektedir. Mühendislik hesapları içerisinde kullanılabilecek ve öngörülebilir durumlar için afet nitelemesini kullanmak doğru mudur?

Tanım olarak 'afet' insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar ortaya çıkaran, insanın normal yaşantısını ve eylemlerini durduracak veya kesintiye uğratacak, imkânların yetersiz kaldığı olaylara verilen genel bir isimdir. Bu tanımda esas dikkat edilmesi gereken şey ise imkânların yetersiz kalması durumudur.

Afete yol açma kapasitesi tahmin edilebilen doğa olaylarına karşı gerekli planlamaların yapılması; insanların fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar yaşamasına karşı en büyük silahımızdır. Bu planlama ile yapılan işlerde ise imkânların yetersiz kalması gibi bir durum söz konusu olamaz ve biz buna mühendislik diyoruz.

“İKTİDARIN SAMİMİYETİNİN GÖSTERGESİ, İHALELERİN İPTAL EDİLMESİDİR”

Geçen yıl da bütün devlet erkânı ve olanakları bu bölgedeydi. Ünlü bir yazarın sözünde olduğu gibi aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir.

Bu ve benzeri olayların tekrar yaşanmaması konusunda iktidarın samimiyetinin göstergesi yapılan kurtarma çalışmaları ve bölgede hazır bulunuşları değil, ‘Kastamonu İli Bozkurt İlçesi Ambarcılar ve Yaylatepe Köyleri Yukarı Havza Sel Kontrol Projesi Islah Sekisi Yapım İşi’ gibi ihalelerin ödenek yetersizliğinden iptal edilmesidir.

Yaşanan olaydan dolayı bir vatandaşımızın kayıp ve çok sayıda vatandaşımızın evlerinin ve işyerlerinin ağır hasarlı olduğu bilinmektedir. Olaydan etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, iktidara bu olayların tekrar yaşanmaması için neler yapılması gerektiği konusunda geçen yıl paylaşmış olduğumuz raporu (11 Ağustos 2021 Bozkurt Taşkın Felaketi Değerlendirme Raporu) incelemesini tavsiye ediyoruz.”