Trabzon’da son yılların en güzel mücadelelerinden biri yaşandı. İki takımın da müthiş bir efor ortaya koyduğu maçı Beşiktaş, Atiba’nın 90+2’deki golüyle 4-3 kazanırken, karşılaşma futbolseverlerin aklında unutulmaz bir yer edindi

İnanılmaz maç inanılmaz galibiyet

Trabzon’da kritik viraj. Sezonun ikinci yarısında şaha kalkan Karadeniz fırtınası, lider Beşiktaş’ı ağırlıyor. Lyon ile oynanacak çeyrek final arifesinde Kartal, zorlu deplasmanda görücüye çıkıyor.

Santra öncesi şüphesiz gözler Şenol Güneş’te. Deneyimli teknik adam, adını taşıyan spor kompleksine rakibin başında çıkıyor. Futbol da hayata benziyor; zaman durmuyor, akıp gidiyor. Değerlerin unutulduğu, kazanmak için belki de her şeyin mübah olduğu günlerde geçmişe gösterilen saygı alkışı hak ediyor; hele bu topraklarda!

Her iki ekip de mücadeleye beklenen 11’lerle başlıyordu. Devre arasında ikâmetini İstanbul’dan Trabzon’a aldıran Olcay’ın eski takımına karşı performansı özellikle merak ediliyordu; tabii Avrupa sınavı öncesi siyah-beyazlıların nasıl oynayacağı da. Deplasman ekibi acaba puan tablosunu düşünüp beraberliğe razı mı gelecek; yoksa burada kazanıp Fransa’ya pürneşe mi gidecek...

Başlama vuruşu öncesi yapılan koreografide “Dozer gibi oyna, Kazım gibi sev” pankartı gözleri dolduruyordu. Dozer Cemil ile Kazım Koyuncu gani gani rahmet isterken, ilk düdük geliyordu.

Daha henüz dakikalar 4’i gösterirken, lider öndeydi. Adriano pişirmiş, Cenk pabucunun içiyle nefis bitirmişti. Golcü futbolcu geleneği bozmamış, yine bir Trabzonspor maçında ağları bulmuştu. 14’te ani gelişen kontrada Babel Talisca’yı bulsa, fark ikiye çıkacaktı. Hızır misali imdada yetişen Durica idi. Beşiktaş ilk çeyrekte kasırga gibiydi.

25’te şiir gibi bir golle skora eşitlik gelmişti. Olcay’ın mücadelesi, Yusuf Yazıcı’nın pası, Okay’ın muhteşem vuruşu... Olcay inat etmese, genç yıldız hızlı düşünmese, milli takımın ön liberosu kendine güvenmese tabela eşitlenmeyecekti.

Quaresma’nın sakatlanıp çıkması, siyah-beyazlıların tadını kaçırıyordu. 41’de maestro Yusuf kesiyor, Rodallega’nın kafasına Fabri dur diyordu. İlk yarıdaki futbol resitalinden başka gol çıkmıyordu.

İkinci devre sahadaki kasırga daha da hızlanıyordu.

56’da Beşiktaş yine öndeydi. Oğuzhan’ın ceza sahasına attığı pası topuğuyla harika bir şekilde önüne alan Aboubakar Onur Kıvrak’ı ters ayakta yakalamıştı. O muhteşem kontrol işi bitirmişti. Çok geçmeden 63’te bu sefer Castillo sahne alıyordu; hem de ne sahne! Karşılaşmada atılan dört gol de birbirinden güzeldi.

Tam skora denge geldi derken, bu sefer bordo-mavililer öndeydi. Yusuf’un kullandığı kornerde top önünde biten Rodallega fileleri havalandırmıştı. Ev sahibinin Kolombiyalıları alev almıştı!

74’te duran topların ustası Talisca’nındı sahne! Sambacı doksana yolladığı füzeyle skoru eşitlemişti. Neye uğradığımızı anlamadan santradan Rodallega kaleyi düşünüyor, direk gole mani oluyordu. Tam puanlar paylaşıldı derken uzatmalarda Atiba, adeta şampiyonluğu müjdeliyordu!

Sezonun en iyi karşılaşması için iki tarafı da ayakta alkışlamak gerekiyor. Kim kazansa, diğerine yazık olacaktı. Galiptir bu yolda mağlup ya neyse. Yayıncı kuruluş bu dört dörtlük yedi gollün futbol destanını her gün gösterse yeri!