İnce'den gazetecilere: Erdoğan'a soramadığınız soruları bana sormayın

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, gazetecilerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sorabildikleri soruların kendisine sorulmasını isteyerek, "Ona soramıyorsanız bana da sormayın" dedi. AK Parti'nin 24 Haziran seçimlerini kaybedeceğini söyleyen İnce, "Kalacaklarından emin olsalar, damadı milletvekili adayı yapar mıydı?" diye sordu.

Düzce mitinginin ardından Bolu'ya geçen İnce, otobüste, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İnce, "Tayyip Erdoğan'a sorabildiğiniz soruları bana sorun. Ona soramıyorsanız bana da sormayın" diye konuştu.

24 Haziran'dan sonra enkaz devralacağını söyleyen İnce, "Şu an benim derdim 24 Haziran'dan sonra enkaz devralacağım. Onu nasıl toparlarım diye çalışmaya başladım" dedi.

'LİSTEDE YOK AMA ÇALIŞMADA VAR, DERDİMİZ CUMHURBAŞKANLIĞINI ALMAK'

CHP'nin milletvekili aday listeleri çok tartışma yaratmış, Muharrem İnce'nin de listede ile ilgili itirazları olduğu iddiaları kulislerde konuşulmuştu. İnce, bu konudaki soruları, liste dışı kalan ancak mitinglerine destek için gelen seçim otobüsündeki milletvekillerini göstererek yanıt verdi: "Mustafa Balbay listede var mı, yok, ama çalışmada var mı, var. Listede olmayıp çalışmada olan kaç kişi var derseniz 57 kişi var. 57 kişi listede yok ama çalışmada var. Bizim derdimiz Cumhurbaşkanlığı almak. Listeleri genel merkez yapıyor, bakanlar kurulunu da ben yapıyorum."

'ONLAR SORUN YAPMIYORSA MEDYA NİYE SORUN YAPIYOR, BİZ İŞİMİZE BAKALIM'

"Listeleri konusunda bir isteğiniz olmadı mı? sorusu üzerine, "Bırakın bu işleri" diyen Muharrem İnce, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu Tayyip Erdoğan'a sorabilir misiniz? Tayyip Erdoğan'a şu kişi niye yok, bu kişi niye var diye sorabilir misiniz? Soramazsınız. Basından benim bu dönemde istediğim şey şu; Tayyip Erdoğan'a sorabildiklerinizi sorun, ekstradan bana 3 tane daha fazla sorun. Ama bunu da isterim yani. Ben bu tartışmalara girmem. Bazı arkadaşlarımın olmasını ister miydim, isterdim, olmamış olabilir, onlar sorun yapmıyorsa medya bunu niye sorun yapıyor ki? Bak arkadaşım listede yok (Balbay'ı göstererek) o sorun yapmamış ben de yapmıyorum. Kimse yapmasın, milletimiz de yapmasın, biz işimize bakalım. "

'KAYBETME İHTİMALLERİNİ ÇOK YÜKSEK GÖRÜYORLAR Kİ…'

AK Parti'nin milletvekili aday listesini de değerlendiren İnce, başta Başbakan Binali Yıldırım ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak olmak üzere bakanların büyük bölümünün listede olduklarına dikkat çekti. İnce, "Bir kere damat var mı listede, var. Demek ki bakan yapmayacak. Demek ki kaybedeceğini düşünüyor. Binali Yıldırım var mı listede, var, demek ki Binali Yıldırım da olmayacak, demek ki kaybedeceklerini düşünüyorlar. Milletvekili olalım bari demişler. İçişleri bakanı da listede var, demek ki o da bakan değil. Yani kaybetme ihtimallerini çok yüksek görüyorlar ki hiç olmazsa milletvekili olalım diyorlar. Ben böyle okudum" diye konuştu.

'ŞU ANDA BENİM DERDİM…'

CHP listeleriyle ilgili ‘şu, bu tırpanlandı' şeklindeki yorumları eleştiren İnce, "15 yaşından beri CHP'de hizmet etmiş birisi Cumhurbaşkanı adayı olmuş, CHP'liliği yüzde 100 tartışmasız, hiç tartışmasız, CHP'liliği bütün toplum tarafından kabul edilen birisi Cumhurbaşkanı adayı olmuş. Onun için yokum ben bu tartışmada" dedi. "Şu anda benim derdim ne biliyor musunuz? Bir enkaz devralacağım 24 Haziran'da, bu enkazı nasıl toparlarım ben biraz da buna kafa yoruyorum" diyen İnce, "Nasıl toparlayacaksınız, sizin kabineniz nasıl bir kabine olacak, bunun hazırlığı var mı?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

'SEÇİMİ KAZANMADAN DEŞİFRE ETMEK İSTEMEM'

"Bazı arkadaşlarımı seçim kazanmadan deşifre etmek istemem. Bunların içinde devlet memuru olanlar da var. Bu hazırlığı çok uzun süredir yapıyordum zaten. Genel Başkan adayı olan bir kişi Türkiye'yi yönetmeye aday birisidir zaten. Bakın farkımız şu olacak, şu anda Türkiye'de bir tek adam var. Yanında ehliyetsiz bir ekip var. Yeni dönemde bunu değiştireceğiz. Güçlü bir lider olacak. Ama ortak akla inanan ortak iyiyi arayan ve liyakatli bir ekiple çalışan ve demokrasiye inanan hukuk devletine inanan… Farklarımız bunlar olacak. "

'ENKAZIN ALTINDAN GÜVEN VEREREK KALKACAĞIZ'

Enkazın altından ‘güven vererek' kalkacaklarını vurgulayan İnce, "Şeffaflık, güven, demokrasi, hukuk devleti. Hukuk devleti olmadan talimatla, polisiye tedbirlerle ekonomi yönetilmez. Faizleri indirin… Bakan ideolojik saplantıları var. İdeolojik saplantı ile ekonomi yönetilmez. Liyakatsiz insanlarla ekonomi yönetilmez. Talimatla polisiye tedbirlerle ekonomi yönetilmez. Yapılan yanlışlıklar bunlar" diye konuştu.

'NE İKİNCİ TURU, TATİL PLANLARINIZI YAPABİLİRSİNİZ 8 TEMMUZ FALAN YOK'

Muharrem İnce, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yeni anket, araştırma yaptırıp yaptırmadıklarına ilişkin soru üzerine, şu andaki oy oranlarının yüzde 30'un üzerinde olduğunu söyledi. İnce, "Ben ilk turda kafa kafaya bir sonuçla biteceğini düşünüyorum" dedi. İnce, ikinci tur stratejisine ilişkin bir soruyu da, "İkinci tura kalmayacak. Hiç merak etmeyin. Ne ikinci turu. Tatil planlarınızı yapabilirsiniz. Öyle Temmuz 8 falan yok. 24'ünden sonra.. Hatta bugün Tanju'ya (Bolu Milletvekili Tanju Özcan) söyledim, yemin töreni ne zaman oluyor, bak dedim" yanıtını verdi.

'ELİME GELEN BELEN BELGELERİ MAHKEMEYE VERİRİM, GERİSİ MAHKEMENİN İŞİ'

İnce bir soru üzerine, kendisinin hesap sormak gibi bir görevi olmadığını söyledi. "Benim görevim Türkiye'yi yönetmek" diyen İnce, sözlerin şöyle sürdürdü: "Bağımsız yargının oluşması için gerekli düzenlemeleri yapacağız. Biz bağımsız tarafsız bir yargı oluşturacağız. O yargı isterse beni yargılar isterse Erdoğan'ı yargılar. Ama hesap sormak benim görevim değil. Siyasetçinin hesap sormak gibi bir görevi yok. Hesabı yargıya verirsiniz. Yargının işi o. Yargı suçlu görürse hesap sorar. Görmezse sormaz. Cumhurbaşkanı olarak elime gelen belgeleri mahkemeye veririm. Gerisi mahkemenin işi. Bir kinle nefretle bir rövanş duygusuyla hareket etmem."

'BÖYLE BİR KORKU YERSİZ KORKUDUR, SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaybetmemek için seçimi iptal edebileceği ya da tekrar seçime gidebileceği yönündeki iddiaları değerlendiren Muharrem İnce, "Türkiye Muz Cumhuriyeti mi? Bunlara kim inanıyor. Ben seçimi kazanayım o da gitmesin de göreyim. Hadi gitme. Olur mu öyle şey, nasıl geldiyse öyle gidecek. Demirel 6 kere gitti bir şey olamadı da o bir kere gidince mi oluyor yani. Gidecek, herkes gidecek. Ben de ileride seçim kaybettiğimde gideceğim. Bu kadar basit. Bu toplumun belli kesimlerine korku salma duygusudur. Böyle bir korku yersiz korkudur. Gereksiz bir korkudur. Demokrasilerde seçimle gelen seçimle gider. Erdoğan da kaybettiği zaman gidecek. Eski Cumhurbaşkanı olarak yerini alacak" diye konuştu.

'SORUYU SORDUK CEVABI BEKLEYELİM'

Muharrem İnce, Düzce mitinginde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "ABD'deki lobi şirketlerine kaç para ödedin? Ödediğin paranın içinde o şirketlerinde (İsrail Başbakanı) Netanyahu'nun partisine üye olan kişi var mı?" diye seslenmişti. İnce, gazetecilerin bu konudaki soruları üzerine de, "Soruyu sorduk, cevabı bekleyelim. Bir lobi şirketine kaç para verdin ve bu şirketin sahibi Netanyahu'nun partisine üye mi? Soru bu." dedi.

'BAKANLIĞIN YAZISINDA ABD'NİN BAŞKENTİNİ BİLE YANLIŞ YAZILMIŞ'

Fethullah Gülen'in ABD'den iadesi konusundaki tartışmalara da değinen İncel, Gülen'in iadesine ilgili bir resmi yazının ortada dolaştığını söyledi. İnce, "Orada bakarsanız Washington'u bile doğru yazamamışlar. İşte ben liyakat diyorum ya, liyakati bunun için diyorum. Yani düşünün Türkiye'de bir bakanlık bir yazı yazıyor, dikkat edin ABD'nin başkenti bile resmi yazıda yanlış yazılmış. Liyakati bunun için söylüyorum" diye konuştu.

'CHP, GÜLEN'İN İADESİ İÇİN HAZIRLANAN BELGELERİ İNCELEYECEK'

Hükümet, Gülen'in iadesine ilişkin iddiaları nedeniyle Muharrem İnce'ye Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı belgeleri bizzat incelemesi daveti yapılmıştı. Bu daveti de değerlendiren İnce, "Göndereceğim merak etmeyin. Aradım arkadaşlarımı. Grup Başkanvekilimiz Özgür Özer Bey takip ediyor. Yakında gidecek arkadaşlar" dedi. "ABD'den kimin aradığını açıklayacak mısınız?" sorusu üzerine de açıklamayacağını kaydeden İnce, "Bana söyledikleri şu. Henüz usulüne uygun bir iade talebi yok. Bazı kısımların tercümesi bile doğru düzgün yapılmamış. Bana söyledikleri bu. Açsınlar Barolar Birliğine, bana açmalarına gerek yok, açsınlar Barolar Birliğine evrakları. Ama bizim arkadaşlarımız da önümüzdeki günlerde gidecek" diye konuştu. İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Amerikalılar iadenin muhatabı olmayan sayın İnce'yi niye arasınlar? Söyledikleri doğru değil" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de, "Telefonları dinlediği için, başka bir telefondan aramış olabilirler, o konuda yanılgısı var" dedi.

'EN DOĞRU LAFI GEÇMİŞTE KURTULMUŞ SÖYLEMİŞTİ'

Hükümet'in İsrail politikasını da eleştiren Muharrem İnce, "En doğru lafı da Numan Kurtulmuş söylemişti, geçmişte. Numan Kurtulmuş uzmanlık alanı bu yani, ‘ İsrail en büyük kazanımlarını AKP döneminde yaptı' demişti, geçmişte öyle demişti. Tabii o zaman Türkiye batmış, Numan Kurtulmuş olmamıştı" dedi İnce, "Siz nasıl bir politika izleyeceksiniz?" sorusuna ise, "Ülkemizin ulusal güvenlik çıkarlarıyla ekonomik çıkarlarını örtüştürerek yöneteceğiz" diye konuştu.

'BEN SANA KÜSTÜM, SANA BÜYÜKELÇİ GÖNDERMİYORUM, BÖYLE DEVLET YÖNETİMİ OLMAZ'

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde izleyeceği Suriye politikasıyla ilgili soru üzerine de Muharrem İnce şunları söyledi:

"Suriye politikamız net. Bir, Suriye'nin toprak bütünlüğü esastır. İki, Suriye'ye yeni bir anayasa lazımdır. Üç, BM gözetiminde Suriye içindeki ve dışındaki hepsinin dahil olduğu bir seçim yapılmalıdır. 6 yıldır büyükelçimiz yok. Cumhurbaşkanı olur olmaz büyükelçiyi göndereceğim. Büyükelçi olmadan olmaz. 4 milyon Suriyeli Türkiye'de 40 milyar dolar para harcamışız, ben sana küstüm sana büyükelçi göndermiyorum. Böyle devlet yönetimi olmaz. "

İnce, Suriye konusunda Türkiye, Rusya ve İran'ın başlattığı Astana süreciyle ilgili soru üzerine de şöyle konuştu:

"İster Ege adaları ister Rusya ister AB ilişkileri… Bir, dış politikada toptan yeni bir dönem başlatacağız, yeni dönem. Zaten en rezil ettikleri iki konu, dış politika ve eğitim. Dış politikada yeni bir dönem. Ayak üstü radikal, medyatik açıklamalardan uzak. Dış politika uzmanlarını monşerler gibi sözlerle aşağılamaktan uzak, evrensel hukuku, evrensel değerleri esas alan bilime inanan, uzmanların görüşüne yer veren ve Türkiye'nin dış politikasını CHP Genel Merkezinde şekillendirmeden Dışişleri Bakanlığı'nda şekillendirerek… Bakın bir parti devletinden kurtulacağız. Ekonomi AKP genel merkezinde. Merkez Bankası Başkanı oraya davet ediliyor. Diplomatlar AKP Genel Merkezinde. Böyle bir şey olamaz. Türkiye'nin gelenekleri var. Dışişleri Bakanı, Dışişlerinin bürokratları CHP Genel Merkezinde bana bilgi veremezler, vermemeliler. Bakanlıkta vermeliler. Bu Türkiye'nin 100 yıllık geleneğini yerle bir ettiler. Bu geleneği yeniden kuracağız. Buradan Astana süreciyle ilgili de hangi sonuç alınırsa onu uygulayacağız. Önce prensipleri anlatıyorum, prensiplerimiz böyle olacak."