Her kötülüğün içinden mutlaka daha “kötüsü” çıkmayabilir. Hatta “iyi şeyler” de vücuda gelebilir. Hayata pozitif bakmak lazım.

Mesela son ekonomik tepetaklak oluş da böylesi bir armağan verdi kadersiz ülkemize.

Maliye ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati’yi vitrine çıkarttı. 2 Aralık 2021’de Maliye Bakanı olana kadar pek fazla bilinen bir isim değildi. TL’nin sürdürülemez bir şekilde değer kaybettiği günlerde, herkes karamsarlık içindeyken Tanrı’nın bir lütfu gibi Nureddin Nebati ekonominin içine -şey pardon- üzerine güneş gibi doğdu!..

Göreve gelir gelmez de nasıl bir “yıldız” olacağını gösterdi. 20 Aralık 2021 gece operasyonuyla Dolar-Euro-altın bir anda uçurumdan yuvarlanırcasına düşüşe geçtiğinde, gözler Tayyip Erdoğan’dan çok Nebati’ye döndü. Bütün çapraşık sorulara “gözleriyle” cevap verebilecek yetenekte bir politikacı olacağını gösterdi.

TRT’de Haber Ekspres programında sunucu Gülçin Üstün Can’ın “ekonomik” sorularına “romantik” cevaplar verdi:

-Gözlerimin içine bakar mısın Gülçin Hanım ne görüyorsunuz?

-Çift çizgili dolar işareti görüyorum diyemedi de ‘Ekonomi rakam işi’ demekle yetindi devlet terbiyesi almış sunucu hanımefendi.

Bu soru üzerine müthiş bir serenada başladı Nebati Bakan:

-Ekonomi rakam işi, ekonomi temenni işi, ekonomi güven işi, ekonomi beklenti işi, ekonomi gözlerdeki ışıltıdır!

Harika bir yanıttı! Bakan resmen o gece “İlan-ı ekonomi” yaptı ki, bütün ilan-ı aşkları geride bırakacak olan “para aşkını” kutsiyetini gözler önüne serdi. Bunu da gözleriyle yaptı. İzleyen herkese “aşk olsun” dedirtti.

Nebati’deki empati duygusu da çok yüksekti. Ola ki içinde bulunduğu hükümet başaramadı ve ülke battı. Ne olabilir? Nebati Bakan gayet net biçimde “izah” etti:

-Sen maaşını kaybedersin! Ben ise bütün servetimi kaybederim!

Ekran başında onu izleyen açlık sınırlarında yaşayanlar, işini kaybetmiş çalışanlar, kepenk kapatmış esnaf, ekmek kuyruklarında beklemekten canları çıkmış emekliler gözleri yaşararak “aman” dediler:

-Sen servetini kaybetme yeter!.. Biz pazarların çöpe gidecek meyveleri ve sebzeleri arasından topladığımız kuru soğanla ekmeğe talim ederiz!

O ilk canlı yayında belli oldu Nebati’nin farkı. En acı konuların bile üzerinden neşe ile atlayacak kabiliyetteydi. Moralli idi. Ekonomi bilgisi çok yüksekti. Nizip İmam Hatip Lisesi mezunuydu. Başkaları gibi üniversite bitirip bitiremediği de tartışılmıyordu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirmişti. Yüksek Lisans ve doktorası da vardı. Babasının şirketlerini yönetmişti. Köklü bir aileye sahipti. On kardeşin dokuzuncusuydu. 11 Mayıs 2015’te Haber Türk’ten Kübra Par’a, Arap asıllı olduğunu evlerinde Arapça konuşulduğunu, en büyük Arap aşiretlerinden Naimi Aşireti’ne mensup olduğunu da söylemişti. Bir de Fethullah Gülen Hocaefendi’sini makamında ziyaret etme bahtiyarlığına erişmişti.

Hem Maliye-Hazine Bakanı olarak hem zengin kültürel ve parasal birikimiyle olduğu, kadar Showman yeteneği seviyesindeki hitabet tarzıyla da bütün kötü gidişin içinden çıkan en iyi şey oldu Nurettin Nebati.

Artık Levent Kırca yok, Ferhan Şensoy yok, Münir Özkul yok, Nejat Uygur yok, Rasim Öztekin yok. Hepsini saygıyla anıyoruz. Onlara “üzülmeyin” diyoruz.

Milletimizin yüzünü güldüren Nureddin Nebati var. Kendine özgü üslubu giderek gelişecek, ekranların aranan yüzü haline gelecektir. Hatta şimdi yapmakta olduğu kutsal görevi bittikten sonra da ona yönelik ilgi devam edebilir. Yasemin Yalçın’dan da parasını verip isim hakkı alabilirse, tek başına yoluna devam edebilir:

-İnce İnce Nebatice!