Incel nefretine dikkat çekilmeli
Sosyolog Bozok ‘‘Kentli, teknolojiye erişebilen ve kadınlara olan düşmanlıklarını kendilerince gerekçelendirerek ifade etmeye çalışan bir erkek grubuyla karşı karşıyayız. Bunlara basitçe lümpen deyip geçemeyiz’’ diyor.

Tuğçe ÇELİK
Kadına yönelik şiddet vakalarının artışı önlenemezken sosyal medyada etkileşime giren ve kendilerini ‘istemsiz bekarlar’ olarak tanımlayan bir hareket ortaya çıktı.
İstemsiz bekarlar yani inceller, kadın düşmanı bir grup olarak dikkat çekti.
İstanbul Sözleşmesi’nin iptali ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanmamasına paralel olarak Türkiye’de kadına yönelik erkek şiddetinin artışı korkutucu boyutlara ulaşmış durumda.
ATAERKİLLİK CAN ALIYOR
Maltepe Üniversitesi UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kültür Kürsüsü Başkanı Doç. Dr. Mehmet Bozok, incel hareketini ve kadına yönelik şiddetin artışını BirGün’e değerlendirdi. “Ataerkillik de kadın düşmanlığı da binlerce yıldır hayatımızda” diyen Bozok, “Aynı şeyi cinsiyet ayrımcılığı için de söyleyebiliriz. Yaklaşık 25 senedir Türkiye’de erkekliklerin inşası üzerine araştırmalar yürütüyorum. Kadınların ezilmesi ve ikincilleştirilmesi Türkiye’de hep vardı. İnternet ve sosyal medyanın hayatımıza yaygın bir biçimde girmesiyle son senelerde yeni şekiller, yeni ifade alanları bulmaya başladı” diye konuştu. Bozok, şu ifadeleri kullandı: “Eleştirel erkeklik çalışmalarında uzun zamandır ataerkil ve heteroseksist erkekliklerin eleştirilerini yapıyoruz. Bu alanda eleştirilerini yaptığımız, kadınlara ve LGBTİ+bireylere iktidar kuran, şiddet uygulayan erkekler hayatımızda vardı. Mesela ‘kabadayı’, ‘delikanlı’ yahut ‘taş fırın erkeği’ gibi tarihsel yönü de olan erkeklik inşalarını konuşuyorduk. Şiddetin yanı sıra spor ya da militarizmin erkeklik inşalarındaki rollerini tartışıyorduk, filmler ve dizilerle yaygınlaştığını ele alıyorduk. Ama ‘alfa erkek’ ve ‘incel’ gibi erkeklik inşalarının ortaya çıkması ve dolaşıma girmesi çok yeni. İnceller stadyumda futbol maçı izlerken cinsiyetçi küfürler eden erkeklerden farklı bir grup. Bunda sosyal medyanın öne çıkması ve genç erkekler arasında yaygınlaşmasının önemi büyük. İnceller alt ya da üst sınıftan ziyade orta sınıf erkeklerden oluşuyor. Basitçe lümpen ya da işsiz erkekler diyebileceğimiz bir grup değil. Bilakis kentli, orta sınıf, teknolojiye erişebilen ve kadınlara olan düşmanlıklarını kendilerince gerekçelendirerek ifade etmeye çalışan bir erkek grubuyla karşı karşıyayız. Bunu bir sistem sorunu olarak görmek yahut kendi yapıp ettiklerine odaklanmak yerine kadınları suçlamaya yöneliyorlar. Daha yaratıcı ve eşitlikçi arayışlara girmek yerine, kadın düşmanı düşünceleri için yeni ifade alanları bulmuş oldular.”
Kadın cinayetleri ve LGBTİ+ bireylere yönelik şiddetin politik olduğunu vurgulayan Bozok, şözlerini şöyle noktaladı: “Ataerkillik, heteroseksizm ve halihazırdaki neoliberal ilişkiler bu gruplara yönelik erkek şiddetinden, erkeklerin onlara baskı kurmasından besleniyor. Ataerkillik ve cinsiyetçilik nedeniyle her sene Türkiye’de yüzlerce kadının ve LGBTİ + bireylerin, erkekler tarafından öldürüldüğünü, hayatlarının cehenneme çevrildiğini dikkate almıyorlar. Erkeklerin hâkim olduğu mevcut toplumsal cinsiyet rejiminin sorunlarının nedeni olduğunu görmüyorlar.’’