Crawley… Başkent Londra’ya yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta, West Sussex bölgesinin 105 bin nüfuslu kasabası. Kökleri 5. yüzyıla kadar dayanan kasaba tarihte demir işçiliğiyle adını duyurmuş. 13. yüzyıldan sonra cuma günleri kurulan pazar nedeniyle ‘Pazar Kasabası’ olarak nam salmış, enfes sahil şehri Brighton ile başkent Londra arasında yer alması ve dünyanın sadece tek piste sahip en […]

İngiliz alt liglerinin Kırmızı Şeytanları

Crawley…

Başkent Londra’ya yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta, West Sussex bölgesinin 105 bin nüfuslu kasabası. Kökleri 5. yüzyıla kadar dayanan kasaba tarihte demir işçiliğiyle adını duyurmuş. 13. yüzyıldan sonra cuma günleri kurulan pazar nedeniyle ‘Pazar Kasabası’ olarak nam salmış, enfes sahil şehri Brighton ile başkent Londra arasında yer alması ve dünyanın sadece tek piste sahip en işlek havaalanına yakınlığı zaman içinde önemini artırmış.

İşte o şirin kasabanın günümüzden 123 sene önce, 1896’da kurulmuş takımı Crawley Town FC, nam-ı diğer ‘Kırmızı Şeytanlar’. 1935’te parasal sıkıntılar nedeniyle kapanıp 3 sezon sonra yeniden kurulmuş. Onca sene amatör kümelerin sessizliğinde mücadele ettikten sonra 2005’te profesyonel statü kazanmış ama maddi sıkıntılar bırakmamış yakasını, bir sene sonra kayyuma devredilmiş. Bilirsiniz işte, alt liglerin zorlukları yamandır, ‘Kırmızı Şeytanlar’ dedikse Manchester United değil sonuçta. 2007’de takımın başına getirilen eski futbolcu Steve Evans ile 2010’da profesyonel liglere giriş yapmış. Bu vesileyle 1962 doğumlu futbol adamına da selam çakalım yeri gelmişken, 1979’da İskoçya’nın Clyde takımında başlayan futbolculuk kariyerinin tamamını İskoçya’da geçirirken forvet mevkiinde 6 kulübün formasını giydi. 1986’da dizinden geçirdiği sakatlık nedeniyle futbolu erken bıraktı. Sonrasında atıldığı teknik direktörlük macerasında ilk takımı 1994’te amatör liglerde mücadele eden Stamford FC, sonrasında çalıştırdığı takımlar arasında Leeds United da bulunuyor.

Kırmızı Şeytanlar’a dönersek, profesyonel liglerde ilk sezonlarında şampiyonluk yaşayarak 3. Lige yükselmişler. Üç sezon mücadele ettikleri 24 takımlı League One’dan 2015’te düştüler, 2018-19 sezonunu 4. Ligde 19. sırada tamamladılar. 25 kişilik kadronun değeri 1,9 milyon sterlin, kadroda 7 yabancı futbolcu bulunuyor. Şimdilerde kulübün başkanlığını yapan Ziya Eren 1970’te Kayseri’de dünyaya gelmiş bir iş insanı, 2009’da şimdilerde tarih olmuş Kayseri Erciyesspor’un da başkanlığını yaptı.

Futbol takımından dem vurup mabedini de yazmadan olmaz elbet. 6 bin kapasiteli Broadfield Stadı’nın adı 2018’de kazandığı sponsorluk anlaşması sonucu ‘The Peoples Pension Stadı’ olarak değişmiş. 2018-19 sezonunda mabetlerinde 2.290 taraftar ortalaması yakaladılar. The Guardian yakın geçmişte 3. Ligin en iyi aile deneyiminin yaşandığı stat olarak seçmiş bu şirin futbol mabedini. Maç günleri çocuklar için verilen doğum günü partileri, ailelerin maç öncesinde ev sahibi kulübenin misafiri olması, devrede çocukları sahaya çıkararak penaltı atma yarışmaları futbolu güzel kılan detaylar. Hatırlarsanız, ülke futbolunda yakın geçmişte erkeklerin yasaklandığı, seyircisiz adı altında tribünlerde sırf kadınlarla çocukların yer aldığı maçlar oynanırdı. Oysa futbol herkesin katıldığı şölen halindeyken güzel. 3. Lig takımı deyip geçmeyin, marka değeri böyle hikâyelerle yaratılıyor, aklınızda bulunsun…

Futbol sezonunun başlamasına az kala, temmuz ayının ortalarında Crawley Town’ın Swansea City ile oynadığı hazırlık maçı vesilesiyle ziyaret ettik Broadfield Stadı’nı. Bu vesileyle “92’ler Kulübü”ne bir adım daha yaklaştık. Bilmeyenler için, Ada futbolunda yer alan 92 profesyonel kulübün statlarında maç izlemiş taraftarların kurmuş olduğu bir çeşit futbol tarikatı. Üye olmanın yegâne koşulu, ülkenin 92 profesyonel futbol stadını görmüş olmak. 92 stadı tamamladığınız sezon, 92 kulübün de profesyonel liglerde yer alması gerekiyor, malum küme düşmeler ve çıkmalar. O ziyaretten sonra 60’a yaklaşmış ama önündeki yolu hayli uzun bir futbolsever olarak 92’ler kulübüne girmem zor ama yolculuğa devam…

Swansea City karşısında ilk yarıda kötü, ikinci yarıda iyi oynadıkları maçtan sonra kulübün asbaşkanı Nuhkan Rüzgâr ile sohbet ediyoruz. Konu taraftardan açılınca, tüm içtenliğiyle taraftarların toplantı talebiyle kendilerine geldiklerini, toplantıda kulübe yardım etme niyetinde olduklarını, her sene iki yönetim toplantısına girmek ve kulübün gidişatıyla ilgili bilgi almak istediklerini, bunun karşılığında kulübe senelik 10 bin sterlin ödeme yapacaklarını dile getiriyor. Kulüp yönetimi kabul etmiş teklifi haliyle ve taraftarlar da iki yönetim kurulu toplantısında yer almışlar. Nuhkan Rüzgâr, taraftarların kulüp menfaatleri doğrultusunda ve belediyeyle ilgili kararlarda imza kampanyaları düzenleyip kulübe destek olduklarını belirtiyor. Fakat bizim ülkenin aksine yerel idarelerin maddi katkısı olmadığını, vatandaşların vergilerinin nerelere harcandığını çok iyi takip ettiklerini belirtiyor. Bazı maçlardan sonra taraftarların stadyum temizliğine yardım ettiklerini, bu davranışlarının alınan skorlarla bağlantılı olmadığını dile getiriyor. Aynı şekilde yakın oldukları Portsmouth kulübü taraftarlarının da kulübün maddi olarak iflas etmişken kendi aralarında para toplayıp kulübü satın aldıklarından bahsediyor. Disney Grup, kulübü taraftarlardan satın almak istediğinde taraftarların yapılacak transferler hakkında sıkı bir pazarlığa girdiklerini Disney yöneticileri bir toplantıda Nuhkan Rüzgâr’a dert yanarak belirtmiş. Ne diyelim keşke her kulübün taraftarı kulübünün gidişatında söz sahibi olsa, malum kulüpler sevdalı ellerde yükselir..

Yeni sezonda futbol tanrıları o şirin kasabanın Kırmızı Şeytanlar’ının yanında olsun. Mesainin büyük bölümünü Premier Lig takımlarını takibe harcayacağım için ne yazık ki her maçta tribünlerinde olamayacağım ama gönlüm onlardan yana. Malum hangi ligde olursa olsun kökleri, mazisi ve taraftarı olan her takıma hürmet futbolseverin gönül borcudur.