2018 yılından bu yana kriz yaşayan inşaat sektörü, artan maliyetlerin altında ezildi. İnşaat maliyetleri bir yılda yüzde 42,48 oranında artarken sektörün krizden çıkması için henüz bir ışık yok.

İnşaat temelden sallanıyor

Havva Gümüşkaya

Ekonomik kriz, özellikle Türkiye’de bir dönem büyümenin motoru olarak görülen inşaat sektöründe en yıkıcı etkilerini gösteriyor. İnşaat maliyet endeksindeki yükseliş doğal olarak tüketicinin de konut ya da tamamlanmış inşaat seçeneğini daha pahalıya alması anlamına geliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aylık olarak hesapladığı inşaat maliyet endeksi, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 2,89, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,48 arttı. Böylelikle maliyet endeksi ölçüm tarihi içindeki en yüksek seviyeye çıktı. İnşaat maliyetleri en son 2018 yılında yaşanan Rahip Brunson krizinin etkisiyle yüzde 40’a kadar çıkmıştı.

İnşaat Maliyet Endeksi, işçilik ve malzeme ayrımında inşaat maliyetlerindeki değişimleri ölçen bir fiyat endeksi. Malzeme ve işçilik kalemlerinin ve ağırlıklarının belirlenmesi için yapı tiplerini temsil edildiği proje ve ürünlerdeki fiyat değişimleri hesaplanıyor. Haziran ayında malzeme maliyetleri yüzde 53,70 artarken işçi maliyetleri 19,88’e çıktı.

Salgın ortamında emtia fiyatlarında yükseliş ile birlikte girdi maliyetleri dünya genelinde artması ve döviz kurlarının artması inşaat sektörünü ağır etkiledi. Ayrıca sektörün temel girdileri içerisinde ön sırada yer alan demir-çelik ve çimento fiyatlarında son dönemde yaşanan büyük artış maliyetleri rekor seviyelere çıkarıyor. 2020 Mayıs - 2021 Mayıs döneminde demir-çelikte yüzde 116 ve çimento fiyatlarında yüzde 60'lık fiyat artışları yaşandığı hesaplanıyor.
Öte yandan sektörün sorunlu kredileri de artıyor. 2018 yılında sektörün ödenemediği için takibe alınan kredi borcu 1,3 milyar dolarken bu yıl haziran ayı itibarıyla sektörün takibe alınmış kredi borcu 3,3 milyar dolara ulaştı.

YAPI STOKU FAZLA KONUT SAHİPLİĞİ AZALDI

TÜİK'in Yapı İzin İstatistikleri'ne göre yapı ruhsatı verilen daire sayısı 2021 yılının ilk çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 105,6'lık artışla 168 bin 447 oldu. Yapı kullanım izni verilen daire sayısı ise 2021 yılı Ocak-Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla sadece yüzde 2,1 artarak 159 bin 294 olarak açıklandı. Ülke genelinde şu an yaklaşık 1,5 milyonluk konut stoku bulunduğu hesaplanıyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin raporuna göre Türkiye'nin yıllık 800 bin civarında konut ihtiyacı bulunuyor. Müteahhitler Birliği’nin temmuz ayında yayımladığı raporda düşük faizli konut kredisi kampanyalarının hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Raporda “İçinden geçilen finansal şartlarda konut satışlarında 2021 yılı geneli için ortaya konan beklentiler oldukça sınırlıdır. Bu çerçevede özellikle ilk el konut satışlarına yönelik düşük faizli tüketici kredisi kampanyalarının hayata geçirilmesinin sektörün desteklenmesi açısından önemli olduğu belirtilmektedir” ifadelerine yer veriliyor.

Ancak geçen yıl pandemi döneminde açıklanan ekonomi paketinde düşüş faizli konut kredisi paketlerine rağmen konut sahipliği oranı azaldı. 2019'da yüzde 58,8 olan konut sahipliği oranı düşük faiz ortamına rağmen yüzde 57,8'e indi.

Konut fazlalığının plansızlıkla ilgili olduğunu söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, bölgesel olarak konut açıklarının da var olduğunu söyledi. Yüzgeç, “Suni şişirilmiş bir dönem yaşadık geçtiğimiz 10 yıl içerisinde. Bugün çok ciddi bir şekilde dönüştürülmesi gereken bir konut stoğumuz da var. Bunlar Türkiye’ye ait çarpık gelişimin göstergeleri” ifadelerini kullandı.

İMO Başkanı Yüzgeç, inşaat sektöründe yaşanan krizin birkaç yıl daha devam edeceğini vurgulayarak “İnşaat maliyetlerindeki artış hali hazırda krizde olan sektörün krizden çıkmasını öteleyecek” diyor.

Yaşanan krizin uzun vadede işsizlik ve durgunluğa neden olacağını belirten Yüzgeç: “İki temel alan var inşaat sektöründe. Bunlardan birisi devlet yatırımları diğeri ise özel sektör yatırımları. Özel sektör içerisindeki en büyük pay konut sektörüne ait. Konut üretimindeki durum doğrudan talep ile şekillenmekte.

Ülkedeki kriz hali talebi büyük ölçüde etkiledi. 2017-2018 yılından bu yana kriz hali yaşayan inşaat sektörünü tatmin eden bir satış ortalaması yaşanmadı. Bu yıl maliyetlerin yükselmesi ve ekonomiye olan güven kaybı konut sektörünü büyük oranda etkiliyor. Bu yıl içerisinde iflaslar beklenebilir.”

İŞSİZLİK DAHA ÇOK BÜYÜYECEK

İnşaat sektöründe yaşanan krizinin sürekli daha geldiğini söyleyen Yüzgeç, hali hazırda mühendislerin dahi işsiz kaldığını, düşük ücretlerle çalışmak zorunda olduklarını söyledi: “Her 2 genç inşaat mühendisten biri işsiz. Toplamda neredeyse her 3 inşaat mühendisten biri işsiz. Çalışanların ise yüzde 70’i yoksulluk sınırının altında ücretler alıyor. Çalışanların yüzde 20’si asgari ücretin altında maaş alıyor.”

Öte yandan gündemde olan faiz indiriminin sektörü kurtarmayacağını düşünen Yüzgeç, “İnşaat maliyetlerindeki yüksek artışa konut fiyatlarına aynı oranda yansımıyor. Faiz indiriminden beklenti: Uzun vadeli kredilerde ucuz kredi ile tekrar talebi canlandırmak. Ancak bu daha önce de denendi. Enflasyon oranın altında faizlerle talep canlandırılmaya çalışıldı. Ancak bu düşünce iflas etti. Faiz indirimi ne orta vadede ne de kısa vadede faydası olacak” şeklinde konuştu.

***

Her 3 konuttan biri AKP döneminde

AKP öncesi 1987-2002 yılları arasında yılda ortalama 236 bin,16 yılda içerisinde ise yaklaşık 3,8 milyon konut inşa edildi. AKP’nin iktidara gelmesiyle konut inşaatları hızlandı. 2003-2018 arasında yılda ortalama 516 bin konut inşa edildi. 2003’ten 2018’e kadar toplam 8,3 milyon konut tamamlandı. Bu, önceki döneme kıyasla yüzde 118’lik bir artış anlamına geliyor. 2003-2018 yılları arasında var olan her üç konuttan birinin AKP’li yıllarda inşa edildiğini gösteriyor.