Firavunvari “muhteşem” inşaatlar işçilere mezar olmaya devam ediyor

Firavunvari “muhteşem” inşaatlar işçilere mezar olmaya devam ediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin Mart 2014 iş cinayetleri raporuna göre Mart ayında 112, 2014’ün ilk üç ayında ise 276 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Rapora göre inşaat en sık iş kazası yaşanan sektörlerin başında geliyor. Mart ayında 25 inşaat işçisi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. Daha bu raporun mürekkebi kurumadan inşaat sektöründen, üçüncü köprüden geldi yeni ölüm haberleri.
Üçüncü köprü inşaatı bütün “haşmetiyle” sürerken bir viyadüğün betonunun dökülmesi sırasında meydana gelen göçükte üç işçi yaşamını yitirdi. İşçilerin ölümü, üçüncü köprü inşaatında işçilerin güvenliğini riske atarak çalışmaların hızlandırıldığı tartışmalarını gündeme getirdi. Hatırlanacağı üzere Başbakan Erdoğan köprünün temel atma töreni sırasında yüklenici firmadan köprünün üç yılda değil iki yılda bitirilmesini ve 2015’e yetiştirilmesini istemişti.
Bilindiği gibi benzer bir hızlandırma talebi Marmaray için de söz konusu olmuştu. Hatta Marmaray’dan sorumlu bir Bayındırlık Bakanlığı bürokratı “Marmaray 29 Ekim 2013’e yetişmeseydi intihar edecektik” demişti. Böylesi bir basıncın üçüncü köprü inşaatında olmaması için hiçbir neden yok. Başbakan Erdoğan’ın kazadan birkaç gün önce köprü inşaatını denetlemesi de bunun bir işareti sayılabilir.
İnşaat sektöründeki hızlı büyüme ölümlerin de hızla büyümesi anlamına geliyor. Görkemli ve gösterişli inşaat iştahı, sadece Türkiye’de değil dünyanın başka yerlerinde de iş cinayetlerini tetikliyor. Brezilya’da bu yıl düzenlenecek olan Dünya Kupası için yapımı süren dev stadyumun inşaatında ölen işçilerin sayısı yediye yükseldi. Brezilya’da toplumsal muhalefet Dünya Kupası için yapılan gösterişli yatırımları protesto ediyor. Brezilya’da stadyum inşaatında yaşanan işçi ölümlerinin ardından Pele’nin yapmış olduğu açıklama şaşırtıcı ve yüz kızartıcı olmakla birlikte bize yabancı değildi.
Pele, stadyum inşaatı sırasında düşerek hayatını kaybeden 23 yaşındaki bir işçi için, “Ne yapalım olur böyle şeyler, bir kaza oldu, bunu hayatın bir cilvesi olarak kabul edelim” dedi. Pele’nin yüzsüzlüğü bununla da kalmadı: “Beni endişelendiren işçilerin ölümünden çok havaalanlarının altyapısının zamanında yetiştirilemeyecek olması” dedi. Demek ki efsane futbolcu olmakla insan olmak arasında, Pele olmakla Maradona olmak epeyce farklıymış. Pele’nin sözleri iş cinayetlerini “mesleğin fıtratı” ile açıklayan memleket siyasetçilerini aratmıyor.  
“Muhteşem” inşaatların, gösterişli ve elbette oldukça kârlı projelerin yol açtığı iş cinayetlerinin bugünlerde en utanç verici örneğini Katar oluşturuyor. Katar’ın Dünya Kupası hazırlıkları için 123 milyar avroluk alt yapı yatırımı yapacağı belirtiliyor. Katar’ın 2022 dünya kupası için başlattığı devasa inşaat hamlesi ülkeyi tam bir işçi mezbahasına çevirmiş durumda. Katar’ın gösterişli inşaatları Hintli ve Nepalli göçmen işçiler için adeta bir ölüm makinesi haline geldi. Katar’da 1.2 milyon göçmen işçi çalışıyor ve göçmen işçiler Katar işgücünün yüzde 94’ünü oluşturuyor.
Guardian gazetesinin verdiği bilgilere göre 2012 ve 2013 yıllarında Katar’da 380 Nepalli işçi iş cinayetleri sonucu öldü. 2012 yılından bu yana ölen Hintli göçmen işçi sayısı ise 500 civarında. Uluslararası Sendika Konfederasyonu (ITUC) acil önlemler alınmazsa haftada 12 işçinin öldüğü Katar’da 2022 dünya kupası başlama vuruşuna kadar 4000 işçinin iş cinayetlerine kurban gidebileceği uyarısını yaptı. ITUC göçmen işçilerin kölelik koşullarında çalıştırıldığını ve acil önlem alınmasını istiyor.
Katar sendikal hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı ülkelerden biri. İşgücünün yüzde 90’ından fazlası sendika kurma ve sendikalara katılma hakkına sahip değil. Katar’da işçi haklarının hiçe sayılması ve iş cinayetleri karşısında ILO da sert bir açıklama yayınlayarak çalışma koşullarının iyileştirilmesini ve işçi haklarına saygı gösterilmesini istedi. Katar’ın bu çağrılara ne kadar kulak asacağı meçhul. Bu iş bizim “milli” meselemiz demeleri an meselesi!