Bizim de dahil olduğumuz gruba “Kuyruksuz Maymunlar” adı veriliyor. Çünkü grubu tanımlayan ana özellik, insana benziyor olmaları değil kuyrukları yitirmiş olmaları

İnsan maymundan evrimleşmiştir

ÇAĞRI MERT BAKIRCI

İnsanın maymunlarla olan evrimsel akrabalık ilişkisi, Evrim Teorisi tartışmalarının her zaman kalbinde fakat neredeyse her zaman hatalı bir temelde ele alındı, çünkü evrime karşı olanlar tartıştıkları kavramların ne anlama geldiklerini bilmiyor. Evrimi savunanlar ise, halkı “maymun meselesi” konusunda galeyana getirmemek için zaman içerisinde esnetilmiş ve hatalı hale getirilmiş tanımlar üzerinden açıklamalar yaparlar. Bu durum, sırf kelimelerin halk arasındaki hatalı anlamları üzerinden dönen, kısır ve içi boş tartışmaları doğurur.

Maymunun atası yok

Maymun, taksonomide uzun bir süredir “parafiletik” olarak tanımlanan bir grubun adı. Parafiletik gruplar, ortak bir ataya ait tüm torun türleri içerisine almayan gruplardır. Geleneksel taksonomide insanlar ve tüm yakın akrabaları, maymunlardan ayrı bir grup olarak görülmüştür. Neden diye soracak olursanız, çok net bir cevap alamazsınız. Çoğu zaman evrimsel biyologların ve taksonomların parafiletik gruplar yaratmasının nedeni, bazı torun türlerin atalarıyla olan akrabalık ilişkilerinin kesin olmamasıdır. Ancak insan-maymun konusunda bu ilişki son derece açık ve nettir. Dolayısıyla insanın ayrı görülmesinin tek nedeni “keyfilik” ile açıklanabilir. İnsan maymun olamaz! Değil mi? Değil…

Maymun, geleneksel tanımı çerçevesinde Eski Dünya Maymunları (Cercopithecoidea) ile Yeni Dünya Maymunları’na (Platyrrhini) hep birlikte verilen isimdir. Bu duruma göre İnsansı Maymunlar (İngilizce: Ape) olarak bilinen Hominoidea; yani insanlar, insansı ataları ve yakın akrabaları (şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar, gibonlar) birer maymun değildir! Biz her ne kadar bir şempanzeye düşünmeden “maymun” diyor olsak da, yakın bir zamana kadar yaygın olarak kabul edilen bilimsel terminoloji açısından şempanze de, tıpkı insan, orangutan ya da goril gibi bir “maymun” değildi. Bunlar “insansı maymun” olarak bilinirdi. Evet, “maymun” değil, “insansı maymun”. Lütfen, arada çok fark var (!).

Kuyruklu mu kuyruksuz mu?

Günümüzde, bizim de dahil olduğumuz ve İngilizcede “Ape” olarak bilinen gruba “İnsansı Maymunlar” değil, “Kuyruksuz Maymunlar” adı verilmektedir. Çünkü grubu tanımlayan ana özellik, insana benziyor olmaları değil (ki aslında kuzenlerimiz insana benzemez; insan, kuzeni olan türlere benzer); kuyruklarını yitirmiş olmalarıdır. Biraz da, geleneksel “maymun” tanımı kuyruğun varlığına göre yapıldığı için eskiden insan ve akrabaları “maymun” olarak kategorize edilmiyordu. Ancak “kuyruklu maymunlar” ile “kuyruksuz maymunlar” şeklindeki yeni ve daha tutarlı kategorizasyon, hepsinin “maymun” ana grubu altındaki farklı canlı grupları olduğunu çok daha açık ve net bir şekilde bizlere göstermektedir. Dahası, bu sayede parafiletik olan, eksik ve istenmeyen gruplar ortadan kalktı. Yerine “monofiletik”, yani tüm torun ve ata türleri kaplayan evrimsel gruplar inşa edilebilir.

Türkçedeki “maymun” kelimesi, taksonominin anadili olan Latincedeki “Simiiformes” (Türkçe: Simiyen) taksonomik infratakımı ile eşanlamlıdır. Primatlar altında olup da, “ön maymunlar” adı verilen grup içerisinde bulunmayan her hayvan türü maymundur. İnsan da bir maymun türüdür. İnsanın kuzenleri ve ataları da maymun türleridir. Dolayısıyla evrim savunucularının sıklıkla tekrar ettiği “İnsan maymundan gelmez, maymunla ortak ataları paylaşırlar.” şiarı, hatalı bir yumuşatma ve kaçıştır. İnsan hiçbir modern maymun türünden (örneğin şempanze) evrimleşmemiştir. Ancak insan, maymundur (tıpkı “memeli”, “hayvan”, “primat” olduğu gibi). Dahası insan maymun türlerinden evrimleşmiştir. Çünkü evrimsel süreçteki tüm atalarımız da halk arasında “maymunlar” olarak isimlendirilen Simiiformes infratakımı altında bulunan canlılardı! Bu, “İnsanlar bir memelidir ve memelilerden evrimleşmiştir” demekten tamamen farksızdır ve eşit derecede doğrudur. Buna alışmak gerekmektedir.

İnsanı maymun gibi görmek istemediler

Bilim insanları uzunca bir süre insanı “maymun” olarak görmek istememiştir. Bunun kültürel sebepleri oldukça anlaşılırdır: kendimizi, “maymunlar” deyip geçtiğimiz grubun içerisinde görmeye yakıştıramıyoruz. Bunu yapan insanları kabullenemiyoruz; bilim insanları olsalar bile! Birçok insan için Memeliler Sınıfı’nda olmamız sorun değil, Hayvanlar Âlemi’nde bile olmamız sorun değil; ancak Maymunlar İnfratakımı’na ait olmamız kabul edilemezdir! Evet, bu kültürel cehalet anlaşılabilirdir; ancak bilimsel perspektiften bakıldığında bu tanımlama tam bir saçmalıktır.

Aşırı zeki maymunlar

Artık kelimelerin çarpıtılmış anlamlarını bir kenara bırakıp, konuya bilimsel yaklaşmanın vaktidir. Bu yapıldığında, duygularımızı ne kadar incitiyor olursa olsun, aşırı yüksek zekâya sahip bir maymun türü olduğumuz kabak gibi ortaya çıkacaktır. Ya da Darwin’in deyimiyle, “Atalarımıza ait izleri vücudumuzda bir damga gibi taşımaktayız!” Gerçeklere inat ve hoşnutsuzlukla sırt çevirmektense, onları kucaklayıp anlamayı öğrenmeye başlamamız gerekiyor. Çünkü bilim nefes kesici ve onu öğrendikçe, kendimizi de daha iyi anlayabiliyoruz.