Ankara Uluslararası Film Festivali’nin dikkat çeken filmlerinden olan Nebula, bugün vizyona giriyor. Biz de bu vesileyle film hakkında Tarık Aktaş ile konuştuk. • Nebula senaryosu için etkilendiğiniz neler var? Fikir nasıl oluştu? Film esasen kendi doğamı ve genel olarak insan doğasını anlama çabamın bir sonucu olarak oluştu. Doğaya yönelik geçmişten gelen ilgim ve doğanın insan […]

İnsanın doğayla uyumlu olmak dışında şansı yok

Ankara Uluslararası Film Festivali’nin dikkat çeken filmlerinden olan Nebula, bugün vizyona giriyor. Biz de bu vesileyle film hakkında Tarık Aktaş ile konuştuk.

• Nebula senaryosu için etkilendiğiniz neler var? Fikir nasıl oluştu?

Film esasen kendi doğamı ve genel olarak insan doğasını anlama çabamın bir sonucu olarak oluştu. Doğaya yönelik geçmişten gelen ilgim ve doğanın insan doğasını aktarmak için en uygun yol olduğunu düşünmem beni bu iki kavramı bir arada ele almaya yöneltti.

• At imgesinin sizdeki anlamı nedir? Nebula ismiyle bağlantısı nereden geliyor?

Atları çok sevmem dışında atın film içindeki önemi Hay karakterini etkileyecek büyük bir cüsseye sahip olmasıydı. Her çocuk gibi Hay da normalde hareketliliğiyle bilinen bir atı hareketsiz ve cansız gördüğünde bundan etkileniyor. At burada Hay açısından ve genel itibariyle hem ölümü hem de yaşamı tek bir cisimde topladığı için bir nebula benzetmesine başvurdum. Aynı zamanda Hay karakterinin gelişimini başlatan en belirgin anı olması itibariyle de nebula kavramının karşıladığı anlamla örtüşüyordu.

Tarık Aktaş: Filmi Locarno’da açmak arzu ettiğimiz bir şeyken üstüne ödül almış olmak bizi haliyle çok mutlu etti.

• İnsanın doğayla olan uyumunun yaşamındaki önemi nedir?

İnsanın parçası olduğu doğayla uyumlu olmak dışında bir şansı yok. İnsan doğanın parçası olduğu gibi aynı zamanda küçük ölçekte vücut bulmuş hali. Doğadaki işleyiş aynı zamanda insan doğasının işleyişi.

• Anadolu insanının doğa ile ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anadolu insanı için zorunlu olarak bir genelleme yapmam gerekir bu soru için. Ama yıllar içinde toprak ve üstündekileriyle kurduğu ilişkiden bir bilgi ve kültür oluşmuş. Tarıma elverişli birçok yerde görebileceğimiz bir şey bu.

• Metaforik bir anlatım tercih etme sebebiniz nedir?

Özellikle metaforlar üzerinden bir şey anlatmak gibi bir niyetim olmadı. Yer yer tekrar eden bazı nesneler ve kavramlar bu sonucu doğuruyor, çünkü belirginleşir imgelere dönüşüyorlar. Filmin bu anlamda hem doğrudan hem de metaforlar üzerinden ilerleyen bir yapısı olduğunu söylemek isterim.

• Filmde sinemada alışılagelmiş ‘edilgen’ kadın figürünü yıkan karakterler görüyoruz. Özellikle mi bunu tercih ettiniz?

Bu özel bir tercih değil. Hem kendi ailemde, hem çekimlerin gerçekleştiği köyde hem de şehir hayatında etrafımda olan kadınların hiçbiri bu anlamda edilgen değil. Ben hayatımda yer aldıkları gibi görmek istedim filmdeki insanları.

• Locarno’dan En İyi Yönetmen ödülüyle döndünüz. Neler hissettiniz? Oradaki ilgi nasıldı?

Filmi Locarno’da açmak arzu ettiğimiz bir şeyken üstüne ödül almış olmak bizi haliyle çok mutlu etti. Locarno ile birlikte yabancı basın ve diğer uluslararası festivaller filmimize büyük bir ilgi gösterdiler.

***

Ankara Uluslararası Film Festivali’nde bugün

30. yaşını kutlayan Ankara Uluslararası Film Festivali’nde bugün saat 19.00’da ‘Yolu Festivalden Geçenler’ seçkisi gösterilecek. Gösterimlerin ardından yolu festivalden geçen yönetmenlerle söyleşi yapılacak. Ulusal Uzun Film Yarışması gösterimlerinin sona erdiği festivalin kazananları 27 Nisan saat 19.30’da Cermodern’de yapılacak kapanış töreniyle açıklanacak. Bugünkü özel gösterimde ise Aytaç Arman anısına Atilla Dorsay’ın sunumuyla ‘Düşman’ filmi gösterilecek.