Jenerasyonlar, genellikle belirli özellikleri nedeniyle tanımlanırken, özelliklerin kesin sınırları yoktur ve bazı özellikler farklı jenerasyonlarla paylaşılabilir.

İnsanlığın jenerasyonları

Tolga Mırmırık - @mirmirik

Her ne kadar benim kişisel görüşüme göre bir moda terim olsa ve daha çok reklam sektörünün elinde bir malzeme olarak görsem de jenerasyonlar, belirli bir zamanda doğmuş ve benzer deneyimler ve kültürel referans noktaları paylaşan insan gruplarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Jenerasyonlar genellikle doğum yıllarına göre tanımlanır ve birbirinden farklı özelliklere sahiptirler.

Jenerasyonlar genellikle 20-25 yıllık periyotlarla tanımlanır ve her bir jenerasyonun özellikleri, önceki jenerasyonlardan farklı olan kendi ortak deneyimlerine dayanır. Jenerasyonlar, kültür, teknoloji, sosyal hareketler ve politik olaylar gibi faktörlerden etkilenir. Genel olarak şu şekilde insan gruplarına bölünmüştür:

G.I. Jenerasyonu (1901-1927): Bu jenerasyon, Birinci Dünya Savaşı, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı gibi olayları deneyimledi. Bu jenerasyon genellikle askeri hizmette bulunma ve aile değerleri konusunda güçlü bir vatanseverlik duygusu sergiler.

Silent Jenerasyon (1928-1945): Bu jenerasyon, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı gibi olayları deneyimledi. Bu jenerasyon 1950’lerde sivil haklar konusunda önderlik etti.

Baby Boomer Jenerasyonu (1946-1964): Bu jenerasyon, II. Dünya Savaşı sonrası dönemde doğdu ve büyüdü. Bu jenerasyonun üyeleri, yüksek ekonomik büyüme, sosyal değişim ve kültürel devrim gibi büyük dönüşümleri deneyimlediler. Bu jenerasyon genellikle bireysellik, çalışkanlık ve refah düşkünlüğü konularında öne çıkar.

X Jenerasyonu (1965-1980): Bu jenerasyon, teknolojinin hızla geliştiği bir dönemde büyüdü. Bu jenerasyonun üyeleri, genellikle boşanma, işsizlik ve ekonomik belirsizlik gibi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Bu jenerasyon genellikle özerklik, öğrenme merakı ve yaratıcılık konularında öne çıkar.

Y (Millennial) Jenerasyonu (1981-1996): Bu jenerasyon, dijital teknolojinin geliştiği bir dönemde doğdu ve büyüdü. Bu jenerasyonun üyeleri, küreselleşme, terörizm, iklim değişikliği ve ekonomik durgunluk gibi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Bu jenerasyon genellikle sosyal sorumluluk, iş-yaşam dengesi ve esneklik konularında öne çıkar.

Z Jenerasyonu (1997-2012): Bu jenerasyon, dijital teknolojinin en gelişmiş olduğu bir dönemde doğdu ve büyüdü. Bu jenerasyonun üyeleri, sosyal medya, internet ve akıllı telefonların etkisiyle büyüdü ve genellikle teknolojiye aşina, çok kültürlü ve çevreye duyarlı olarak tanımlanır. Bu jenerasyon, çocukluklarında küresel krizler ve terör saldırıları gibi olaylarla karşılaştı ve bu nedenle genellikle dünyaya açık, esnek ve değişime açık bir bakış açısına sahiptir.

Jenerasyonlar, genellikle belirli özellikleri nedeniyle tanımlanırken, bu özelliklerin kesin sınırları yoktur ve bazı özellikler farklı jenerasyonlar arasında da paylaşılabilir. Ancak, jenerasyonlar, tarihsel, kültürel ve sosyal faktörlerin birleşimiyle şekillenen ortak deneyimleri paylaştıkları için, belirli bir toplumsal ve kültürel anlayışı yansıtan önemli bir kavramdır.

Jenerasyonlar arası çatışma, farklı jenerasyonlara mensup insanların farklı deneyimler, kültürel normlar, inançlar ve değerler nedeniyle karşı karşıya geldiği durumlardır. Bu çatışmalar, farklı yaş grupları arasında çeşitli konularda ortaya çıkabilir. Teknoloji, işyeri/çalışma, kültürel normlar, politik görüşler ve yaşam değerleri konuları jenerasyonlar arası çatışmaların ana konularındandır. Her jenerasyon bir önceki iki ve sonraki iki jenerasyonun kendisini anlamadığı, kendi deneyimlerine sahip olunmadığı için anlayamayacağını, üst jenerasyonun kendisini sıktığından ve boğduğundan ve alt jenerasyonun söz dinlemediğinden ve tembelliğinden devamlı şikâyet eder durur. Bunlar için onlarca haklı görünen sebep üretir. Kendi jenerasyon üyeleri de bir grup koruma bakışı içinde bu görüşü destekler ve bu görüşler kapalı balonlar içinde giderek yerleşik bir hale gelir.

NE ZARARI VAR Kİ?

Gruplar arası farkların ve bu farklara ilişkin analitik olmayan duygulara bağlı düşüncelerin grup içi bireyler içinde keskin şekilde yerleşik olması, aşılamaz yükseklikte ve kalınlıktaki duvarla örülmüş bir kale gibi savunmaya ve gelen her türlü farklı düşüncelere sert saldırıları ve reddedişleri doğurmaktadır. İnsan türünün gelişimi için gerekli olan iş birliği ve paylaşımı kısıtlamakta, menfaat ve çıkar çatışmaları ile değerli zamanı harcama ile sonuçlanabilir. Bunun dışında, jenerasyonlar arası çatışmalar, toplumun farklı kesimlerini birbirine düşmanlaştırabilir ve toplumsal bütünlüğü bozabilir. İşbirliğini zorlaştırabileceği için toplumsal kalkınma ve ilerlemenin önündeki engellerden biri olabilir. Bir alt jenerasyonun özgüvenini zedeleyebilir. Bu durum da gençlerin gelişimine olumsuz etki edebilir. Sosyal adaleti etkileme gücü olabilir. Örneğin, bir yaş grubunun diğer yaş grubuna göre daha fazla imkân ve fırsatları olması, diğer yaş grubunun tepkisine neden olabilir.

Bu zarar ya da yararları önümüzdeki en büyük seçimde görecek gibiyiz. Birbirimizi ne kadar anlayabildiğimizin ve değerlendirebildiğimizin en çarpıcı göstergelerinden birisi olacak gibi durmakta. Siz yine de abinizin sözü dinleyin! Tüm jenerasyonlara iyi haftalar olsun.