İnsanlığın saldırganlığa cevabı…

Bütün evrensel ahlâk ölçütleri ayaklar altında. Barbarlık diz boyu.
Greenpeace gibi çevreci kuruluşlar, savaşın insanlık üzerindeki korkunç etkilerinin yanısıra, uzun dönemli çevre felaketlerine de sebep olacağını sık sık belirtiyorlardı. Aynen denilen gibi de oldu, oluyor. Beyrut’un 30 km güneyinde bulunan Jiyyeh enerji santralindeki depoların bombalanması sonucu denize yayılan yüklü petrol akıntısının doğu Akdeniz sahillerine yayılması tehdidinin önlenmesi için bir an evvel çalışma başlatmak gerekiyor. Akıntıyı Lübnan açıklarında 100 km’ye kadar temizlemenin 6-12 ay arasında bir süreyi gerektirdiği de unutulmamalı tabii. Akıntı, Lübnan’ın zaten az olan deniz rezervleri ve bunun yanı sıra Lübnan sahillerindeki balık yumurtaları ve deniz kaplumbağaları yuvaları için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca, petrol akıntısı Akdeniz’de yaşayan deniz memelilerinin ve deniz kuşlarının da ağır tahribine yol açıyor…
Herkesin gözünün içine baka baka, olanca pişkinlikle yanı başımızdaki savaş sürüyor. Büyük bir yıkım, büyük bir çevre katliamı ve yitip giden binlerce can…
Ülkemizde, savaşa, Ortadoğu’da süre giden ABD destekli İsrail despotizmine karşı çok çeşitli, değişik eylem biçimleri geliştirilmeye başlandı. Bursa’da, her akşam saat: 21.00’de bir dakika “ışık açıp kapama” eylemi başlatıldı. Gaziantep-Kilis Tabip Odası’na mensup doktorlar hastalarının karşısına yakalarında "Çocuklar, siviller öldürülmesin. İsrail'i durdurun!" kokartıyla çıkmaya başladılar. İnsan Hakları Derneği İstanbul şubesi, Sultanahmet Mehmet Akif Ersoy Parkı'nda 'İnsanlar Ölüyor… İnsanlık Ölmesin!' konulu bir fotoğraf sergisi açtı. İHD, Mazlum-Der, Uluslararası Af Örgütü İstanbul’da Lübnan Başkonsolosluğu önünde oturma eylemi yaptı. İstanbul ve İzmir başta olmak üzere, yurdun çeşitli bölgelerinde Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, çeşitli protesto etkinlikleri düzenledi. 20 Ağustos pazar günü de İstanbul Kadıköy’de Küresel BAK, çeşitli sendika ve meslek örgütlerinin düzenleyeceği “İsrail’i Durdurun’ mitingi yapılacak…
Bir de, şu sıralarda 15 ağustos'a dek imzaya açık kalacak “İtham ediyoruz!” başlıklı bir metin dolaşıyor elden ele. Metne atılan imzaların sayısı bu satırlar yazıldığı sırada yirmi bine yaklaştı. Metin imzacılarıyla birlikte gazetelerde yayınlanarak kamuoyuna iletilecek. Ardından başta ABD, İngiltere, İsrail elçilikleri olmak üzere tüm elçiliklere, 190 ülkenin Birleşmiş Milletler delegasyonlarına, uluslararası yargı organlarına, dünya üniversitelerine, dünya halk inisiyatiflerine, Türkiye’de yürütme, yasama ve yargı organlarına ulaştırılacak.
Perihan Mağden, Ayşe Gül Altınay, Latife Tekin, Zeynep Çağlayan Gambetti, Yıldırım Türker, Koray Çalışkan, Taha Parla gibi aydın ve akademisyenler tarafından kaleme alınıp, imzaya açılan metin sadece 'kınama' ile yetinmiyor. Aynı zamanda 'suçluları hesap vermeye' ve dünya kamuoyunu da onları yargılamaya çağırıyor. Benim de imzacıları arasında bulunduğum bu metne henüz imza atmamış olanlar internet üzerinden, www.weaccuse.net adresine girerek kolaylıkla imzalarını ekleyebilirler.
Saldırganlığa, gücün terörüne, despotizme insanlığın vereceği bir cevap olmalı mutlaka! İsrail’i durdurmalıyız!..