Avrupa Birliği’nin başta ABD olmak üzere tüm dünyayı etkilemesi beklenen Dijital Hizmetler Yasası’nda (DSA) artık son düzlüğe gelindi. Tam bir metin yayınlanmamış olsa da yasanın çerçevesi oldukça umut verici. Örneğin; internet ve özellikle sosyal medyadaki nefret söylemiyle mücadele, algoritmaların yıllık olarak denetimi ve şeffaflığı, kullanıcılara algoritma seçimiyle ilgili seçenek verilmesi ve bunların daha görünür olması, çocuklar ve hassas grupların mikro hedeflemeli reklamın kapsamından çıkarılması, çevrimiçi pazar yeri sistemiyle çalışan platformların pazaryerinde satış yapanlarla ilgili daha fazla hesap verebilir olması, kullanıcılara içerik kaldırma kararlarıyla ilgili itiraz hakkı tanınması ve kurallara uymayan platformlara önemli para cezaları verilmesi gibi düzenlemeler gelecek.

Tüm bu çerçeve içerisinde görece daha önemsiz görünen bir detayın üzerinde fazla durulmadığını düşündüm. O da İngilizce Dark Patterns olarak tanımlanan Karanlık Kalıplar. Karanlık Desenler diye de çevrildiğine rastladım ama ben yazı boyunca desen yerine kalıp tabirini tercih edeceğim. Avrupa Birliği’nin yeni Dijital Hizmetler Yasası’nda Karanlık Kalıplar ile ilgili de bir düzenleme var.

KARANLIK KALIPLARI AYDINLATMAK

Karanlık Kalıplar internette tüketicilerin dikkat dağınıklığı, hızlı kullanım ya da önyargılarından doğan zaaflarını kötüye kullanma veya etik olmayan seçeneklerle bir şeylere zorlama olarak özetlenebilir. Etik olmayan bir UX tasarım modeli denilebilir. Örneklerle daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyorum. Karanlık Kalıplar’ın en rafine örnekleri, sosyal medya platformu kullanıcılarının bazı gizlilik ayarlarını açmaları için ikna etme aşamasında belirdi. Bu nedenle başlangıçta Karanlık Kalıplar tabiri yerine Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’e bir gönderme olarak Zuckermining, Zuckerpunch, Privacy Zuckering denmesi bile tartışılmıştı. Kişisel verilerin kullanımına ilişkin izinleri gerektiren sorular ve ayarlar öyle yaratıcı cümlelerle tasarlanmıştı ki bunu normal ticarette yapmaya çalışanlara ‘dolandırıcı’ denilebilirdi. Örneğin; kişisel verilerinizin kullanılmasıyla ilgili bir ayarı reddettiğinizde “Emin misiniz, bu size daha zengin bir internet deneyimi sağlayacaktır?” diye soruluyordu. Fotoğraflardan yüz tanıma özelliğine izin vermenizi isteyen ayar, eğer izin vermezseniz sizi taklit eden insanları tespit edemeyiz gibi bir kılıfa sarılıyordu ki, yıllar sonra yoğun itirazlar, eleştiriler ve yaklaşan davalar sonucu Facebook bu özelliği kapattı. Örnekler çoğaltılabilir.

GİRİŞ VAR ÇIKIŞ YOK

Karanlık Kalıpların en yaygınlarından bir tanesi de Roach Motel yöntemi. Adını hamamböceklerinin bir koku ya da lezzet vaadiyle bir kutuya girmesinin sağlandığı ve bir daha oradan çıkamadığı tuzaklardan alıyor. Bunu internet kullanımında genellikle abonelik hizmeti satın aldığımızda yaşıyoruz. Kolayca abone oluyoruz ama abonelik iptal sekmesini bir türlü bulamıyoruz. Bu durum sayfanın kötü tasarlanmasından değil, hizmeti satanların kötü niyetinden kaynaklanıyor. Bu zorluktan kurtulmak için kullandığım yöntem bu tarz abonelikleri dijital yani sanal kredi kartlarıyla yapıp, işimi zorlaştırdıkları noktada sanal kredi kartımı iptal etmek oluyor, tavsiye ederim.

E-TİCARETTE ÇOK YAYGIN

Karanlık Kalıplar, işin e-ticaret tarafında oldukça yaygın ve bir pazarlama ustalığı kabul ediliyor. Bana kalırsa başlangıçta Pazar Yeri Satış Sistemi başlı başına bir Karanlık Kalıp’tı. Çünkü siz, televizyonda reklamları çıkan, belki uluslararası faaliyet gösteren büyük bir markadan alışveriş yaptığınızı düşünürken, normalde asla alışveriş yapmak için güvenmeyeceğiniz, küçük ve hiçbir kurumsal sorumluluğu olmayan bir yerden alışveriş yapıyordunuz ve sorun durumunda o büyük marka aradan çekiliveriyordu. Bunu defalarca yaşadıktan sonra öğrendik. Ancak e-ticarette karanlık kalıplar, bir yazıda anlatıp bitirilemeyecek kadar çok. Örneğin; “Stokta 2 adet kaldı” diye bir ibare. Kaçırmayayım diye almanızı tetikler ama buna nasıl güvenebilirsiniz? O stok her an yenilenebilir. Örneğin, sepetinize siz istemeden otomatik olarak eklenmiş bir tamamlayıcı hizmeti çıkarmak sizin sorumluluğunuz ama dikkatsiz davranırsanız geçmiş olsun. Örneğin; e-mailinizi veya telefonunuzu vermeniz karşılığında belirli bir indirim sağlamayı teklif ederken olumsuz seçeneğin hem küçücük hem de sizi utandıracak bir şekilde yazılması. (Hayır e-mailimi paylaşmayıp yüzde 10 daha fazla ödeyeceğim gibi) Benzer şekilde bize düzenli bildirim göndermek isteyen web sitelerinin girdikçe bunun iznini istemeleri ve ‘Hayır’ seçeneği yerine ‘Daha sonra hatırlat’ gibi muğlak bir seçenek koymaları da bir Karanlık Kalıp örneği.

İNTERNETTEN ÖNCE KARANLIK KALIPLAR

Karanlık Kalıplar aslında internetle başlamış bir şey değil. Pazarlamanın yıllardır kullandığı taktikler dijital servislerde yeniden uyarlanıyor ve geliştiriliyor. Ancak burada asıl risk artık bazı şeyleri çok hızlı yapabiliyor olmamızdan kaynaklanıyor. İnternetten önce bir alışveriş, hazırlanma, evden çıkma, karar verme gibi pek çok adım içerirken şu anda gece uykuyla uyanıklık arasındaki o gri alanda bile çok büyük bir satın alım yapabilirsiniz. Ayrıca kişisel verilerin teslim edilmesi de bir alışveriş ve cebimizden para çıkmadığı için bu konuda dikkatsiz davranmak çok olası. O yüzden karanlık kalıplara karşı dikkatli olmak ve bunların yasal çerçeveye sokulması için farkındalığa katkıda bulunmak önemli diye düşünüyorum.