Astığı astık kestiği kestik insanların karizmatik olduğu öğretildi bize. Ne pahasına olursa olsun dediğinden dönmeyen; kararlı, inatçı kahramanlara hayran olduk hep. Fakat sanıyorum bu kahramanlar ikiye ayrılıyordu: Düşmanını affedenler ve kesinlikle affı olmayanlar. Ben affedenleri sevdim hep çünkü bana göre her şey ya da herkes ikinci şansı hakediyordu. Bu yüzden bir maçta kötü oynadığı için futbolcu eleştirenlere kızdım, tek girişli sınav sistemlerini sevmedim ve tek maçlı elemelerden nefret ettim. Her şeyi o günlük, o anlık performansa bağlamak haksızlıkmış gibi geldi. Ben adalete inandım hep yani rövanşa.

Rövanş kelimesi Fransızca ‘intikam’ kelimesinden dilimize geçmiş. Yani aslında ikinci şans maçı diye yumuşatmaya çalıştığımız şey intikam maçı. İlk maç farklı bir skorla bitmediyse intikamı alabileceğine inanmak elbette kolay ama asıl zor olan farklı mağlubiyetin intikamını alabilmek, buna inanmak ve savaşmak. Rövanş umuttur, hırstır, kendine inanmaktır, özgüvendir, motivasyondur. Hem takım hem de taraftar için.

Hafta içi Barcelona deplasmanda 4-0 kaybettiği ilk maçın rövanşına çıktı. Buyrun size zor bir intikam. Katalanlar maçı 6-1 alarak hayata döndü. Şampiyonlar Ligi’nde ilk maçı 4 faklı kaybedip ikinci maçta bunu çeviren ilk; Avrupa kupaları genelinde de bunu başaran dördüncü takım oldu. 2014 yılında aynı takım AC Milan ile 2-0’ın rövanş maçında rakibini 4-0 yenerek Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kalmıştı. 2000’de ilk maçta 3-1 yenildiği Chelsea karşısında normal süreyi 2-0 kapatıp uzatmada 5-1 kazanarak çeyrek finale çıkmıştı. Yani daha önce maçı döndürmüşlüğü, zor intikamlar peşinde koştuğu olmuştu ama bu kez iş zordu. Barcelona resmi sitesi maçtan önce Türkiye’den ‘geri dönüşler’ koydu.

Aynı maçın içindeki mucizeler de güzel tabii ama rövanş mucizeleri bambaşka. Barcelona sitesinde de bahsedilen Neuchatel Xamax maçı ise sanıyorum kişisel futbol tarihimde hatırladığım ilk ‘geri dönüş.’ Söylemesi bile zor: “3-0’ın rövanşı” Hangi taktik, hangi bilgi ile garantilenebilir ki? Ancak güçlü bir inanç, yılmayan bir çabayla yapılablir. Zaten maç öncesinde dönemin teknik direktörü Mustafa Denizli’nin de maç öncesinde taktik vermek yerine konuşma yapması bu yüzdendi. Ali Sami Yen Stadyumu’nun farklı yenilgiden sonra dolmayacağı; taraftarın maça rabet göstemeyeceği düşünülüyordu. Oysa herkes oradaydı. Tek koltuğa birden fazla insan sığmaya çalışmış -denen o ki- 50 bin insan olduğu söyleniyor.

Barcelona da olsan 4-0’ın intikamını almak zordur. Mucizelere inanmak insanın içine umut doldurduğundan mıdır bilmem kim olursa olsun zor rövanşlarda geriden geleni tutarım. İsterim ki dünya tersine de dönebilsin, isterim ki ikinci şans verilen iyi kullansın, isterim ki kahramanlar hep affedici olsun.