Iraklılara göre önceki gün ölen, 2003’teki işgalin mimarlarından Colin Powell, büyük acıların yaşanmasına neden olan bir cani.

Iraklılar Powell’ı asla affetmeyecek

ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın ölümü, geride bıraktığı siyasi mirası ve görev süresi boyunca faaliyetlerinin dünya için ne anlama geldiğine ilişkin bir tartışmaya yol açtı.

Powell, milyonlarca Iraklı için eski hükümdar Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları olduğu yönünde Birleşmiş Milletler’e (BM) sahte istihbarat sunan kişi olarak hatırlanacak. Powell’ın Saddam’a yönelik El Kaide’yle bağlantıları olduğu ve kitle imha silahları sakladığı yönündeki iddiaları, 2003’te Irak’ın işgaline ve bunun sonucunda ortaya çıkan kaosa ve kan dökülmesine yardımcı oldu.


BÜYÜK ACILARIN NEDENİ ABD’YE VERİLEN DESTEK

80’li ve 90’lı yıllarda Saddam’a karşı savaşan eski bir militan olan Sivil Demokratik İttifak üyesi Kamal Cabir, Saddam yönetimi tarafından birçok kişinin öldürüldüğünü gördüğünü ve hayatının çoğunu da savaş ve sürgünlerle geçirdiğini belirten bir isim. Ancak yine de Irak savaşını bir felaket olarak görüyor. Cabir, "Iraklılar, 2003’ten bu yana Irak’ı mahveden ve en yozlaşmış yetkilileri, aşırı İslamcıları güçlendiren ABD yönetimlerini desteklemekte ısrar ettiği için daha fazla acı çekti" diye konuştu.

Powell’ın Irak’ta işgal sonrası kurulan Geçici Koalisyon Yönetimi’nin lideri Paul Bremer’in işgal sırasında yaptığı kasıtlı hatalara itiraz etmediğini kaydeden Cabir, "Powell, Irak’a ve masum Iraklılara yönelik katliamları izlemeyi ve bu konuda hiçbir şey yapmamayı seçti. Iraklılar öldürülen genç protestocular, kızları ve oğulları için gözyaşlarını saklamaya çalışmakla meşgul” dedi.

DÜNYAYI UYDURMA BİLGİLERLE YANILTTI

Pazartesi günü Covid-19 enfeksiyonuna bağlı komplikasyonlardan ölen 84 yaşındaki Powell için yayımlanan ölüm ilanları onu bir "yol gösterici" olarak nitelendirdi. Hatta Irak savaşının "isteksiz bir savaşçı" olarak tanımladı. Powell, 2003’te BM’de yaptığı ünlü konuşmasını daha sonra reddederek bunu politik kariyerinde bir "leke" olarak gördüğünü belirtmişti. Irak Komünist Partisi merkez komite üyesi Salam Ali ise Powell’ın BM konuşmasının hem ABD içinde hem de dışında Irak’a savaş başlatma konusunda sessiz olan kişileri etkilemeye yardımcı olduğunu söyledi. Ali, "ABD’de üst düzey yetkililer arasında yer alan Powell, Irak’a karşı canice bir savaş yürütmekten ve dünyayı uydurma bilgilerle yanıltmaktan sorumluydu" diye konuştu.

Powell’ın Irak ile ilişkisi 1991’de Genelkurmay Başkanı olan Saddam’ın askeri birliklerinin Kuveyt’ten çıkarılmasına yardım etmesiyle başladı. ABD her ne kadar 1991’de o kadar ileri gitmemiş olsa da 2003’te Saddam güçleri yenildi. Bağdat merkezli Shako Mako gazetesinin editörü Ahmed Habib, Powell’ın Irak’taki rolünün telafi edilemez olduğunu ve onun savaştaki rolünün "Savaşa isteksiz bir güvercin" gibi gösterilmesinin geri püskürtüldüğünü ifade etti. Habib, "Powell, bugün tüm Iraklıların dayanmak zorunda kaldığı berbat koşullardan neredeyse tamamen sorumluydu" dedi.

ASIL AMAÇ IRAK’I DEĞİL İSRAİL’İ KURTARMAKTI

Iraklılar, ABD işgalinin iktidara getirdiği siyasi elitleri yerinden etmek ve ülkede hayatın bir gerçeği haline gelen kitlesel işsizlik, yoksulluk, yolsuzluklarla mücadele etmek için Ekim 2019 eylemlerinde sokakları doldurdu. O dönemki hükümetin tepkisi ise yaşam standartlarının iyileştirilmesini isteyen yurttaşların eylemlerini şiddetle bastırmak oldu. İşgal sonrası dönemin çalkantıları sırasında demokrasi yanlısı bir aktivist olan Ali Khyail, "ABD, İsrail’i Saddam tehdidinden kurtarmakla ilgileniyordu. Irak’ı kurtarmakla ilgilenmiyordu. Powell da İsrail’e karşı tehditleri püskürtmeye çalışıyordu" görüşünü paylaştı.

Irak’taki şiddet ve istikrarsızlık, ülkedeki yurttaşların çoğu için halen günlük hayatın gerçekleri. 10 Ekim’deki parlamento seçimleri, işgalden bu yana ilk defa en düşük seçmen katılımını gördü ve bu da sandıktan çıkacak daha iyi bir gelecek umudunun giderek azaldığını gösterdi. Bu durumundan büyük ölçüde sorumlu olan George W. Bush yönetimindeki önemli bir isim olan Powell, Iraklıları Saddam diktatörlüğünden kurtaran biri olarak değil, ülkenin çöküşüne neden olan biri olarak hatırlanacak. Khyail, şöyle dedi: "Onu asla affetmeyeceğiz."

Middle East Eye’dan çeviren BirGün Çeviri Kolektifi