VIJAY PRASHAD ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da oturup İran’a karşı bir savaş tasarladı. ABD ordusu, Iran kıyıları boyunca 12 millik hava sahasını İhlal edip İran radarlarını taciz eden insanlı ve insansız keşif uçaklarını göndermekteydi. ABD’nin İran kıyısında iki uçağı vardı – insansız Global Hawk ve insanlı P-8 casus uçağı. İran hava komutanlığı, bir İHA’nın […]

İran’a karşı hibrit savaş

VIJAY PRASHAD

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da oturup İran’a karşı bir savaş tasarladı. ABD ordusu, Iran kıyıları boyunca 12 millik hava sahasını İhlal edip İran radarlarını taciz eden insanlı ve insansız keşif uçaklarını göndermekteydi.

ABD’nin İran kıyısında iki uçağı vardı – insansız Global Hawk ve insanlı P-8 casus uçağı. İran hava komutanlığı, bir İHA’nın ve casus uçağın İran hava sahasına girdiğini telsizle bildirdi. Global Hawk yoluna devam ederken, P-8 İran hava sahasını terk etmek için rotasını değiştirdi. İranlı yetkililer, geçen ay Global Hawk’ın düşürülme nedeninin İran hava sahasında olmasını gerekçe gösterdi.

Trump ve ekibi İran’ı, aynı şekilde karşılık vermekle tehdit etti. İran’ın radarını ve uçaksavar tesislerini vurmak istediler. Kısa süre sonra Trump İran hedeflerini vurmaktan vazgeçtiğini söyledi. Pentagon bu hamlenin bölgedeki ABD askerlerini tehlikeye atacağı konusunda uyarıda bulunmuştu. Trump’ın bir saldırı başlatmamasının sebebi askerleri korumaktı.

Yaptırım kıskacı

Trump, İran’ı vurmak için füzelerini yollamamış olabilir ancak ABD çoktan İran’a karşı savaş başlattı. İHA’nın düşürülmesinden birkaç gün sonra, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, Rusya’nın Ufa kentinde yaptığı konuşmada, ABD Hazine Bakanlığı’nın bir çeşit finansal Merkez Kuvvetler Komutanlığı haline geldiğini söyledi. Şemhani, ABD’nin izlediği politikaların “ekonomik terörizm” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bu “ekonomik terörizmin” temelinde ABD’nin tek taraflı yaptırımları var. ABD yaptırımları diğer ülkelere karşı etkili bir araç olarak kullanabiliyor çünkü dünya finans ve para sistemi üzerinde devasa bir gücü var. ABD doları ana rezerv para birimi ve uluslararası ticarette ana para birimi. ABD dolarına ve ABD finansal sistemine olan güven çoğu ülkenin ABD’nin baskısına karşı koymak istemediğini gösteriyor.

Yaptırımlar petrol ve doğal gaza bağımlı İran’ın iç gelirlerinin çöktüğü anlamına geliyordu. Dünya finansal systemi üzerindeki ABD hegemonyası, buna IMF ve dünya Bankası da dahil, İran’ın uluslararası pazardan kredi alamaması anlamına geliyor. İlaç ve gıda ithalatındaki zorluklar İran halkı için vahim sonuçlar yaratıyor.

Hibrit Savaş

Uluslararası kavrayışın koşullarını hala batı medyası belirlediği için, İran’la ilgili olaylarda baskın olan Washington’un anlatısı. İran hiçbir zaman ABD’ye saldırmadı, fakat ABD, İran’a defalarca müdahale etti. 1953’te, ABD, İngiltere’yle birlikte, seçilmiş Muhammed Musaddık hükümetini devirdi ve 20 yıl boyunca halktan rağbet görmeyen şah hükümetini destekledi. 1980’de Körfez Arapları Saddam Hüseyin’i İran’a saldırmaya zorladığında, yaşanan kanlı sekiz sene boyunca Irak’a silah ve para sağlayan ABD ve Batı Avrupa’ydı. Venezuela’daki Hizbullah faaliyetleri ya da Husiler üzerindeki İran etkisi gibi hayal ürünü haberlere çok heyecanlanan Batı medyası İran’la ilgili bu bağlama kör. Batı medyasına göre her zaman, hatta ABD saldırılarına maruz kalırken bile İran. İran sorunun kaynağı gibi görülüyor; İran’ın sahtekâr ya da terörist bir devlet olduğuna dair anlatıdan kurtulmak zor. Bu İran’ın karşı karşıya olduğu enformasyon savaşının bir parçası.

2010 ve 2012 arası, dört İranlı nükleer bilimci öldürüldü. Bu mühendisler ya İsrail istihbaratı ya Halkın Mücahitleri Örgütü ya ABD istihbarat teşkilatları ya da bütün bunların bir kombinasyonu tarafından öldürüldü. Güpegündüz işlenen bu cinayetler, bilim camiasına korku saldı.

ABD ve İsrail’in yarattığı bir bilgisayar virüsü -Stuxnet- 2010’da İran bilgisayar sistemini vurarak, İran’ın nükleer çalışmalarının bir bölümünün bulunduğu bilgisayarlarda hasar oluşturdu. Saldırıların devam edebileceği duyuruldu. Bütün bunlar 2015’te nükleer anlaşma yapılmadan önce oldu. Fakat bu saldırıların kokusu kaldı. İran Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed Cevad Azeri Cahromi, İran’ın, ABD ve İsrail tarafından kullanılacak siber silahlardan korunmak için bir güvenlik duvarı inşaa ettiklerini söyledi. Bu siber güvenlik duvarı İranlı bilgisayar mühendisleri tarafından yaratıldı.

Bu saldırılar -yaptırımlar, enformasyon savaşı ve sabotaj- İran’a karşı ‘hibrit savaşı’ oluşturuyor. Bu hibrit savaş ve savaş tehditleri Washington tarafından İran’a karşı kullanılan cephaneliğin parçası olarak devam ediyor. Trump’ın saldırıdan sadece dakikalar önce bombalama emrini geri çektiğine dair açıklaması bile, bu enformasyon savaşının bir parçası olarak, İranlıları ABD’nin her an bomba atabilecek kadar tehlikeli olduğuna dair düşünceyle korkutmaya çalışıyor. Hibrit savaş İran’ı saran çemberi daraltıyor.

Aynılar aynı yerde

Dünya ekonomisinin ABD doları ve ABD finansal sistemine güvenini çözmek kolay değil. Bunun için çağrı yapmak bir şey, çok taraflılık için gerekli kurum ve araçları yaratmak için en az 10 yıl gerekeceğini fark etmek başka bir şey. Örneğin, Çin yuanına güven inşa edilmeli. Aynı şekilde, para transferi ve ticaret arabuluculuğu için alternatif sistemlere güven inşa edilmeli. Avrupa Birliği (AB), açıkça İran’a petrol karşılığında ödeme yapmak için ABD yaptırımlarına takılmayacak alternatif bir mekanizma istediğini söyledi. Fakat böyle bir araç yaratılamadı. Yaratılması da zaman alacak.

Bu esnada 25 kadar ülke yaptırımlara karşı bir platform kurmak için bir araya geldi. Bu grubun ne yapabileceği açık değil, fakat Venezuela, Küba ve İran’a karşı sert yaptırımlara karşı siyasi bir kampanya yürütecekleri kesin.

Çin ve Rusya’nın bu grupla ilişkili olması önemli. Tahran’da Rusya Büyükelçisi Levan Dzhagaryan, Çin, İran ve Rusya’nın ABD’nin İran’a tek taraflı savaşına karşı üçlü bir grup kurcaklarını söyledi.

25’li grup yaptırımlara karşı mücadele edecek, üçlü grup ABD savaşını önlemeye çalışacak- başarılı olup olmayacakları hâlâ ciddi bir soru. Trump yönetimindeki ABD’ye güven olmaz, askeri cephaneliği saldırıya hazır, hibrit savaş halihazırda başlamış. Tehlikeli zamanlardayız.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif