Dünyayı kadınlar mı kurtaracak bilmiyorum. Eğer öyleyse bir itirazım yok. Ama bence bu dünya kurtulacaksa hep beraber kurtaracağız

İran’da orta sınıf ve üzeri, öteden beri içki içer. Damıtır, votkamsı bir şey yaparlar. Rakımsı bir içki de yaparlar, arak derler. Bunlar tam olmaz tabii. Kötü de olmaz da öyle gerçek de olmaz. O yaptıkları votkamsı içkiyi alkolsüz biraya katıp bira yaparlar. Bol bol şarap yaparlar.

Üstelik İran’da alkol kontrolü, durup dururken kimlik kontrolü, çevirme filan olmadığı için alkollü araba kullanmak da hepten sarhoş olmayan birisi için fiilen serbesttir.

Orada da orta ve üst sınıflar içkili yakalanmazlar her nasılsa. Fakirlerden birisi yakalanırsa asılmaya kadar gider ama bu.

Arak adlı sokak filan da vardır, “eskiden kalma” ve adı değişmemiş.

Kadınlı erkekli içerler içerken. Ve İranlı kadınlar özeldir.

iran-i-kadinlar-kurtaracak-139951-1.

Dünyayı kadınlar mı kurtaracak bilmiyorum. Eğer öyleyse bir itirazım yok. Ama bence bu dünya kurtulacaksa hep beraber kurtaracağız. Sonra da kurtarılacak yeni bir dünya olmuş olacak. Dünyayı kurtarmanın sonu yok yani. Sisifos miti gibi bir şey. Tam kurtardım diyeceğiz tekrar başlamak gerekecek. Nereden mi biliyorum? Bilmiyorum yahu. Muhtemelen öyle olur.

Bütün kadınlar özeldir tabii. Ama bazı kadınlar daha özeldir. Örneğin Rojava’da direnen, Kobane’de efsaneleşen kadınlar. En ortalama yayın kuruluşları, Newsweek’e filan aksedenler dahi ne kadar etkileyiciydi. Kollontai, Marie Curie, Ulrike Meinhof, Duygu Asena özeldir. Yahut Zapatist kadınlar. Ne kadar kibar, iyi kalpli ama iş tahakküme, zulme gelince tavizsiz, sert insanlar.

Tıpkı bunlar gibi İranlı kadınlar da özeldir, etkileyicidir. Benim şahsen her İran’a gittiğimde bu hayranlığım katlandı.

Son yıllarda İran sinemasını, grafiğini, edebiyatını, Farsçayı filan övmek bizim memlekette bir milli spor haline geldi ve ben bundan çok memnunum. Fakat ben pek İran kadınlarının aynı şekil övüldüğünü pek görmedim. Laf İranlı kadınlara geldiğinde hep bir güzelliklerinden, etkileyiciliklerinden, bakışlarından bahsedilir.

Bu yazıda bir miktar o haksızlığa adalet zerk etmeye çalışalım. Çünkü İranlı kadınların özelliği güzelliklerinden ibaret değil.

Güzeller tabii. Ama bu yıpranmışken ahenkle dans etmeye başlayan saç reklamlarına tav olan kadınların, Hürriyet gazetesi web galerilerinin yahut güzellik yarışmalarının belirlediği formata göre olan bir güzellik değil. Öyle bi deri bi kemik donuk bakışlı hayattan bezmiş kadınlarının neresinde seks bombası bulunduğunu zaten anlamıyorum ben.

Kaşların gözlerin etkileyiciliği kadar özgüvenin yüze yansımasından da gelen bir güzellik İranlı kadınlardaki. Zaten güzellik öyle bir şey değil mi? Hep aynı örneği veririm. Guguk Kuşu’ndaki hemşireyi düşünün. Sarı. Yani reçeteye uygun. İnce. Gözü kaşı olması gereken yerde. Ama çirkinlikler akıyor yere kadından.

O hesap.

Velhasıl, İranlı kadınlar özeldir. Evlerin bütün bütçesi onların elindedir misal. Erkekler bunu sorun etmeyecek kadar akıllıdırlar da üstelik. “Çalışıyorsa elleme” prensibi dahilinde mi yaparlar, yoksa başımızdaki en büyük musibet baskın erillikten azade bir hayat kurduklarından mı bilemem. Lakin durum böyledir.

Bu kadar da değil. İranlı kadınların özgüvenleri tamdır. Hangi yolda yürüdüğünüze bağlı olsa da yolda yürürken hop diye bir kadın gelip sizinle flört edebilir. Yahut dümdüz sorular sorabilir. Amsterdam’da her nasılsa onun üç katı bir özgüven. Ve bunu o kadar doğal yaparlar ki yadırgamazsınız dahi.

Keza tersi de doğru. Bir kadınla durup dururken konuştuğunuzda size paranoya kaynaklı sapık muamelesi gösterme temayülü yoktur. Yahut utanma sıkılma eziklik eyleme filan da göstermezler. Normal davranırlar.

Akademisyenleri gerçektir. Pozitif ayrımcılıkla gelmemişlerdir. Çatır çatır akademiklerdir.

Ha, bir de harikulade araba kullanırlar. Hani pek paçoz “kadın şöför” muhabbeti vardır ya. Gidin onu yapmayı bir İran’da deneyin bakalım.

Bu kadınların bir kısmı İnternet’te epeydir çok çirkin bir şekilde varlık gösteriyorlardı. Instagram’da “İran’ın zengin bebeleri” gibi bir adı olan bir hesap vardı. O hesapta yarı çıplak, görgüsüzce şatafatlı kadın ve erkek fotoğrafları paylaşılır dururlardı. İhtişam merkezli bu hesap çok popülerdi.

Nitekim İran polisi toplamaya başladı bu hesapta fotoğraf paylaşan kadınları. Ne güzel yapıyor diye demiyorum. Tam tersine böyle lüzumsuz bir hesapla rejimin ağzına o bitmeyen “yozlaşma” sakızından verdiler diye sevimsiz bir durum bu bence.

Lakin bu sakıza rağmen başlayan bir güzellik var bir süredir. İranlı kadınlar harikulade bir hareket başlattılar. Web’e başları açık fotoğraflar koyuyorlar, başları açık şarkılar söylüyorlar, artık üzerlerine devlet tarafından dayatılanları kabul etmeyeceklerinin sinyallerini veriyorlar. Mystealthyfreedom.net sitesinden detayları takip edebilirsiniz.

My Stealthy Freedom adındaki bu hareketin Facebook sayfasında bir milyon kişi var. Web sitesi de tıklım tıklım. Başını “rejime rağmen” açıp fotoğrafını koyan, şarkı söyleyip koyan cesur kadınların hareketi bu. Desteklemek hepimizin boynunun borcu.

http://mystealthyfreedom.net/