Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Engin Sune: İran ekonomisi açısından bu yaptırımların etkisi, daha önce başvurulan yöntemlerin tekrar devreye sokulması olacaktır. İran kaçınılmaz olarak yeni Zencani’ler ve Sarraf’lar bulmak zorunda kalacak

İran, yeni Zencani’ler Sarraf’lar bulacak

EKİN AKYAZ ekinakyaz@birgun.net

Yaptırımların ardından İran’ı nasıl bir süreç beklediğini Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Engin Sune ile konuştuk. İran’ın kaçınılmaz olarak yeni Zencani’ler ve Sarraf’lar bulmak zorunda kalacağını ve yaptırımların etkisinden kurtulmak için yeni metotlar geliştireceğini söyleyen Sune, Devrim Muhafızları ve dini vakıfların bu süreç içerisinde daha fazla güçleneceğini ve ekonomik cihat söylemiyle iktisadi faaliyet alanlarının genişleyeceğini söylüyor.

► Nasıl etkileyecek yaptırımlar hem ekonomik hem de küresel ilişkileri açısından, neler yapacak İran?

Uzun zamandır süregiden bu yaptırımların İran ekonomisine etkileri şu şekilde özetlenebilir:

1. İran ekonomisinin kendi kendine yeterlilik prensibi ekseninde yeniden örgütlenmesi ve bu süreçte Devrim Muhafızları ve dini vakıfların (Bonyad) İran ekonomisinde daha büyük bir role sahip olması,

2. İran’ın petrol ve doğalgaz endüstrisinin gelişimi için gereken yabancı sermaye bulması hususunda sorunlar yaşaması,

3. ABD ve Avrupa gibi dünyanın en büyük kapitalist piyasalarından mahrum kalmanın yarattığı ticaret sorunları.
Alternatif metodlar

İran para karşılığı ticaret yerine takas yapma, petrole karşılık ürün ticareti, altınla ticaret (Sarraf’ların sıkça başvurduğu bir yöntem) ve dolar dışındaki diğer para birimleriyle ticaret, orta ve küçük ölçekli sermayedarlara büyük komisyonlar vermek gibi yöntemlerle ekonomisini ayakta tutmayı başarmıştır. Bu süreçte de yaptırımların İran ekonomisine etkisi bu yöntemlerin devreye sokulmasıyla birlikte gevşeyecektir. Örneğin Avrupalı devletler İran ile takas yoluyla ticaret yapma konusunda tartışmalara başladılar bile. Kısacası İran bu tür yaptırımlara alışkın bir ekonomik yapı inşa etmiştir. İran ekonomisi açısından bu yaptırımların etkisi, daha önce başvurulan bu yöntemlerin tekrar devreye sokulması olacaktır. İran kaçınılmaz olarak yeni Zencani’ler ve Sarraf’lar bulmak zorunda kalacak ve yaptırımların etkisinden kurtulmak için yeni metotlar geliştirecektir.

iran-yeni-zencani-ler-sarraf-lar-bulacak-527938-1.



►Peki iç siyaseti nasıl etkiliyor? Halkta nasıl tepkiler gelişiyor?
Yaptırımların iç siyasete en büyük etkisi İran İslami rejiminin temelini oluşturan Devrim Muhafızları’nın ve dini vakıfların bu süreç içerisinde daha fazla güçlenmesi ve ekonomik cihat söylemiyle iktisadi faaliyet alanlarını genişletmeleri olacaktır. İran’da resmi söylem halini alan, kapitalizmden soyutlanmış bir antiemperyalizm anlayışıyla bu kurumlar sermayelerini arttıracak ve İran ekonomisinde tekel olma durumlarını devam ettirecektir. Bu durum özellikle iktisatta liberalleşme taraftarı olan Ruhani iktidarına bir darbe daha indirecektir. Zaten göreve geldiği günden bu yana ABD’ye güvenerek masaya oturduğu için eleştirilen Ruhani için liberalleşme politikaları bir hayal olmaktan öteye geçemeyecektir. Son başkanlık seçiminde Ruhani’ye karşı yarışan Raisi ya da Amerika ile anlaşmadan çok da memnun olmayan dini lider Hamaney gibi politik figür bu süreç içerisinde daha fazla taraftar toplayacaktır.

Yoksulluğa bağlı radikalleşme seçenek
Halk için en kırıcı husus enflasyondaki artış ve kendi yerel kaynaklarıyla üretici sermaye yaratma hususunda yaşanan sorunlarla birlikte artan işsizlik olacaktır. Özellikle son dönemde İranlı nakliyeciler ve kamyon şoförleri artan fiyatlar konusunda İran’da önemli protestolar gerçekleştirmiştir. Fakat bu protestoların İran’daki yapıları devrimci bir şekilde dönüştürme kapasitesi sınırlıdır. Bunun yerine İran’da kısa dönemde Ahmedinejad dönemindeki gibi daha radikal bir siyasi anlayışın iktidara gelmesi daha mümkün görünmektedir.

►İran’ın olası müttefikleri kimler, neler yapabilir?
Bu süreçte İran’ın müttefiklerini belirleyecek asıl husus, ABD’nin İran ile ticaret yapan ülkeleri ne şekilde yaptırıma maruz bırakacağıdır. Her ne kadar Avrupalı devletler yaptırımlara karşı olduklarını söyleseler de ağustosta yaptırımların ilk ayağının devreye girmesinden bu yana Avrupalı şirketler İran ekonomisinden çekilmeye başlamışlardır. Bu noktada Avrupa’nın olası bir müttefik olarak belirlemesinin mümkün olmadığını düşünmekteyim.

Çin önemli bir destek
İran’ın uzun yaptırımlar dönemindeki en büyük ekonomik destekçisi Çin olmuştur. Her ne kadar İran sermayesi Çin ile ticaret ve yatırım anlaşmaları yapmaktan yeterince tatmin olmasa da, Çin sermayesi gerekli durumlarda ABD yaptırımlarına kulaklarını tıkayarak İran ile iktisadi faaliyetini sürdürmeye devam etmektedir. Rusya da olası bir müttefiktir fakat enerji alanından çok askeri alanda.

Türkiye’nin pozisyonu belirsiz
Türkiye’nin konumu ise tartışmalıdır. Bu süreçte Türkiye için önemli fırsatların ortaya çıkacağı açıktır. İran için yaptırımların delinmesinde ilk durak her zaman komşu ülkeler olmuştur. Fakat son yıllarda ABD, özellikle Halk Bankası üzerinden Türkiye’nin bu süreçteki rolünü azaltma girişiminde bulunmuştur. Buna rağmen Türkiye’nin nasıl bir pozisyon alacağı süreç içerisinde belirginlik kazanacaktır.