Daha önceki kararlarında Gezi eylemleri için “gösteri yürüyüşü” tanımlaması yapan AYM, bugün verdiği Ali İsmail Korkmaz kararında ise bakanlık görüşünden alıntı yaparak eylemler için “hükümete karşı bir kalkışma” ifadesini kullandı. Kararın arka planında iki etkinin olduğu belirtiliyor.

İrfan Fidan ve ‘dava’ etkisi: AYM, Gezi eylemleri hakkındaki görüşünü değiştirdi

2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı eylemleri hakkında daha önce “gösteri yürüyüşü” yorumu yapan Anayasa Mahkemesi (AYM), bugün verdiği Ali İsmail Korkmaz kararında bakanlık görüşünden alıntı yaparak, “hükümete karşı bir kalkışma” ifadeleriyle anlattı. Görüş değişikliğinin perde arkasında heyette İrfan Fidan’ın yer alması ve Gezi Davası’nda çıkan kararın etkili olduğu belirtiliyor.

AYM’nin bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre; Gezi Direnişi’nde öldürülen Ali İsmail Kormaz'ın ailesinin 'eziyet yasağı ihlal edildi' başvurusu kabul edildi, aileye tazminat ödenmesine ve polis Hüseyin Ergin'in yeniden yargılanmasına hükmedildi.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, kararda, AYM'nin Gezi eylemlerine bakışını radikal şekilde değiştirdiği görüldü.

Geçmiş yıllarda Gezi Parkı eylemleriyle ilgili verdiği hak ihlali kararlarında AYM "protesto eylemleri" tanımını kullanmıştı. AYM, eylemlerin ayrıntılarını anlatırken de Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Türk Tabipler Birliği'nin raporlarından yararlanmıştı. Bu kararlarda, Gezi eylemlerinin Gezi Parkı'na yapılmak istenen çevre düzenlemesine engel olmak amacıyla başladığına dikkat çekilmişti. Anayasa Mahkemesi'nin Özge Özgürengin kararında, "Gezi Parkı olayları, İstanbul Taksim Meydanı'nda bulunan Gezi Parkı'nda yapılmak istenen çevre ve imar düzenlemelerine engel olmak için 27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin Gezi Parkı'na girmesiyle başlamış ve Haziran - Temmuz aylarında yoğunlaşarak Türkiye'nin birçok iline yayılmış toplantı ve gösteri yürüyüşleridir" değerlendirmesi yapılmıştı.

Ancak Anayasa Mahkemesi, bu kez Ali İsmail Korkmaz kararında Gezi eylemleri anlatılırken davanın doğrudan tarafı olan bakanlık görüşüne yer verdi. Gezi eylemlerini, davanın tarafı olan bakanlık görüşündeki "hükümete karşı bir kalkışma ve şiddet eylemleri şeklinde ülkeye yayıldığı" iddiasıyla anlatan AYM kararında, şu ifadeler kullanıldı:

"Bakanlık görüş yazısında; 2013 yılının Mayıs ayının sonunda başlayan Gezi Parkı olaylarının çok sayıda göstericinin katılımıyla hükûmete karşı bir kalkışma ve şiddet eylemleri şeklinde ülke geneline yayıldığı belirtilerek bu olaylarda birçok kamu malı ile özel mülke zarar verildiği, çok sayıda güvenlik görevlisinin ise yaralandığı açıklanmıştır."

GEZİ EYLEMLERİ İÇTİHADI NEDEN DEĞİŞTİ?

Habere göre AYM'nin Gezi eylemlerine bakışındaki içtihadının değişmesinin arka planında iki ayrıntı yatıyor.

Yargı kulislerinde, Ali İsmail Korkmaz kararını veren AYM Birinci Bölüm heyetinde eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın yer almasına işaret ediliyor. İrfan Fidan, başsavcı olarak görev yaparken Gezi Parkı soruşturmalarını yönetmiş, Osman Kavala hakkındaki Gezi davasının da açılması talebinde bulunmuştu.

İkinci etken ise AYM kararından bir ay önce 25 Nisan'da verilen Gezi Parkı davasındaki mahkûmiyet kararları. Bu davada Gezi Parkı eylemleri hükümeti devirmeye teşebbüs olarak görülürken Osman Kavala'ya "anayasal düzeni ihlale teşebbüs"ten ağırlaştırılmış müebbet, diğer sanıklara ise 18 yıl hapis cezası verilmişti. Bu kararlar, istinaf ve Yargıtay denetiminden geçtikten sonra AYM'ye taşınacak. AYM'nin bu görüşündeki değişikliğin, Gezi parkı davasına yönelik yapılacak bireysel başvuruyu etkilemesi bekleniyor.