İsveç Parlamentosu geçen hafta salı günü düzenlenen bir törenle yeni çalışma yılına başladı. Meclis binasında da açılış konuşmasını İsveç Kralı Carl 16’ncı Gustaf yaptı. Kralın her yıl yaptığı bu konuşma ve seçimle iş başına gelmiş vekillerin çalışmaya başlaması birbiriyle yakından ilgili çünkü “Parlamentoyu Kral açar” diyor yasa. Krallı, saraylı bu tablodan, hiçbir siyaset bilimci ülke demokrasisi adına kaygı duymuyor. İsveçli siyaset bilimcileri şu sıralar ilgilendiren ve daha çok da siyasileri kaygılandıran “Bugün seçim olsa” ne yaparız durumu.

Seçimin, demokrasiden ayrı gayrı düşen bir yanı yok elbette. Yine de yaz boyunca ve yaz sonrası İsveç’teki seçmenin kendisinin dahi “utandığı” bir seçmen grafiği var ortada. İsveç’te bugün seçim olsa sandıktan ırkçı parti İsveç Demokratları birinci parti olarak çıkıyor. Bu, son dört aydır böyle. Kamuoyu yoklamaları şimdi bir azınlık hükümetiyle iktidarda olan Sosyal Demokrat Parti’den ve ana muhalefette oturan merkez sağdaki Muhafazakâr Parti’den kayan büyük seçmen kitlelerinin ırkçı partiyi iktidar yapmak istediğini gösteriyor.

Irkçı parti İsveç Demokratlarının kamuoyu yoklamalarında yaz başından beri birinci parti olduğu kesin de partinin oy oranı konusunda farklı araştırma şirketleri aralarında yüzde 6 gibi değişen bir oynama görülüyor. Örneğin Yougov Araştırma Şirketi’nin Metro gazetesi için yaptığı eylül ayı anketinde İsveç Demokratları Partisi oy oranı yüzde 27,3 açıklanıyor. Novus Şirketince yapılan aynı ayı kapsayan ankette sonuçlar, İsveç Demokratları için yüzde 6,5 oranında daha düşük çıkıyor.

Seçim barajının yüzde dört olduğu bir ülkede anket çalışmalarında böyle büyük farklar çıkınca İsveç Demokratları Partisi’nin “Bugün seçim olsa” sandıktan birinci parti çıkacağı gerçeği önce bir kavranamadı. Kamuoyu yoklamalarında tekrara giren “hata oranı” seçmenin “utancını” ortaya çıkardı. Anlaşıldı ki İsveçli seçmene bugün seçim olsa sorusu yüz yüze veya telefonla soruluyorsa yaklaşık yüzde altıya denk düşen bir seçmen kitlesi oyunu İsveç Demokratları Partisi’ne vermek istediğini söyleyemiyor. Anket çalışması örneğin internet ortamında yapılıyorsa bu seçmen grubu ırkçı partiyi iktidara taşımak istediğini açıklıyor.

Göteborg Üniversitesi’nden devlet bilim profesörü Sören Holmberg, sol seçmenden ve merkez sağ seçmenden, aşırı sağa oy kaymalarının sürekli göç krizi raporlarının verildiği döneme denk geldiğini savunuyor. “Gösteriyor ki İsveç Demokratlarının en güçlü olduğu konular konuşuldukça; göç ve göçmenler konusu, kamuoyu yoklamalarında bu, onları avantajlı konuma getiriyor. Medyaların göç konusundaki pozitif tutumuna rağmen durum böyle.”

Yazılı basının kullanmaktan hoşlandığı gibi “Avrupa’nın yaşadığı son güçlü göç dalgası”na, “göç krizine” sadece medyalar değil İsveç Kralı Gustaf da olumlu baktı. Parlamento açılış konuşmasında Kral, “göç krizin”nden bahsetti. Kral yaşananlar için “Hepimize duygusal anlamda dokunan bir trajedi” diye konuştu. Birçok insanın yardım etmek istediğini hatırattı. “Bu duyguya tutunalım ve beraber ihtiyacı olan insanlara çözümler bulalım. Belki de bu yeni anlayış bizi birbirimize daha da yakınlaştırır.”

Kral, doğru söylüyor. İsveç yakınlaşıyor. “Aramıza başka kimseyi almayacağız, göçmen istemiyoruz” diyenlere utana çekine yakınlaşıyor. İsveç’e ulaşan Suriyeli sığınmacılar büyük bir özenle karşılanıyor. Sivil halk organize olup tren istasyonlarına her gün yiyecek ve içecek yardımı taşınıyor. Diğer taraftan göçmenler konuşuldukça oylar ırkçılara gidiyor.