İsveç bir azınlık hükümetiyle yönetiliyor. Sol bloktan iki partinin kurduğu hükümet, Parlamento’daki dört partinin oluşturduğu sağ blok partiler tarafından destekleniyor. Sol azınlık hükümetinin arkasında duran, sağ kanattaki bu dört parti, İsveç’i “kaostan” koruyor. Burada öngörülen kaos, sadece bir hükümet krizi değil. İsveç, o “hükümet krizini” Başbakan Stefan Löfven, Eylül 2014 seçimlerinden sonra, bütçesini Parlamento’dan geçirmek istediği dönemde sancılı bir şekilde yaşadı. Adına Aralık Anlaşması denen bir siyasi formülle ülke, erken seçimin eşiğinden döndü. Sağ kanatta blok oluşturmuş bu dört parti, esasen memleketlerini, iktidarsızlıktan çok, ırkçılardan uzak tutuyor.

İsveç Parlamentosu’nda üçüncü büyük parti olarak oturan İsveç Demokratları Partisi, ne sağ kanattaki partilerin, ne de sol kanattaki partilerin birlikte çalışmak istemediği ırkçı bir parti. Ülkedeki göçmen politikalarıyla ilgili olarak istedikleri gibi davranmayan bütün hükümetleri indireceklerini söyleyen İsveç Demokratları, Başbakan Löfven’i seçimlerden üç ay sonra koltuğundan itmişti. 56 yıl sonra ilk kez bir erken seçim yapılacağı açıklanan İsveç’te sağ ve sol partiler birbirlerine destek vererek hükümet krizini aştı. Seçimler tekrar edilmedi. Sağ ve sol işbirliğiyle ülkeyi, ırkçıların yaratmak istediği kaostan korudu.

Rüya gibi.

Bir memleketin başına bir adam musallat olur.

“Tüm iktidarlar, benim istediğim gibi memleket yönetecek” der. Belli ki sonraki hedef, herkes sarı saçlı, mavi gözlü olsun olacaktır. Olmayan sıçan deliğine girecektir.

Irkçı lider, seçilmişleri yok sayar, memleketi erken seçime sürükler.

Güzelim demokrasi işler. Sağ ile sol işbirliği yapar. Erken seçim önlenir.

Sol, tam gaz, hükümet olur. Memleket, o adamın elinden kurtulur.

İşte bu hafta, yaşananların sadece o rüya olmadığı anlaşıldı. İsveç devlet televizyonunun alevlendirdiği bir tartışmayla, sağ blok partiler, İsveç Demokratları Partisi’nin ne olduğuna dair “küçük” bir anlaşmazlığa düştü. “Bir ayağı ırkçı topraklara dayanıyor”, “Irkçı”, “Irkçı kökleri var” sağ blok partilerin liderlerinden nüans farkları taşıyan bu tanımlar geldi. Hıristiyan Demokratlar, İsveç Demokratlarının resmi olarak ırkçı politikaları olan bir parti olmadığını söyleyip “Fakat ırkçı kökleri var” dedi. Bu açıklama ve partiler arası tutarsızlık, her kesimden çok sert eleştiriler aldı. Devlet bilimciler, siyasal liderleri, ırkçılık karşısında nasıl tavır takınacaklarına dair ortak karar vermedikçe belirsizlik yaratacakları teziyle uyardı. Göteborg Üniversitesi’nden Jonas Hinnfors, “İsveç Demokratlarının parti programında genetik işaretler yani ırk sebeplerinden dolayı insanların uyuşmadığını ararsanız o zaman belki orada pek bir şey bulamazsınız” diyerek partileri net olmaya ve ortak kriterler açıklamaya çağırdı. Gerçekmiş. İsveç’in, ırkçılık karşısında, başlığı ortadan vermeye tahammülü yokmuş.