İş kazaları bir MESEM gerçeği
FİSA’nın sık sık iş cinayetleriyle anılan MESEM’lere ilişkin raporu çocukların maruz kaldığı ihlallere ışık tuttu. Rapora göre çocukların geçirdiği iş kazalarının oranı yüzde 520’ye ulaştı.
Feyza ÇEBİ
Ülkede yüz binlerce çocuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) çocuk işçiliği meşrulaştırma aracı olan Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) mahkûm ediliyor. Son bir yılda 10 çocuk MESEM’lerde çalıştırılırken yaşamını yitirirken FİSA Çocuk Hakları Merkezi ülkedeki çocuk işçiliğinin güncel eğilimleri üzerine bir araştırma gerçekleştirdi. MESEM’in bir perdeleme aracı olarak kullanıldığına dikkat çekilen araştırma, İstanbul, Diyarbakır, Adıyaman ve Antep başta olmak üzere birçok sanayi kentinde yürütüldü. 15 ila 18 yaş arasında çalıştırılan çocuklarla yapılan araştırmada, çocukların çalışma alanları içerisinde oto sanayi, kuaför ve güzellik merkezleri, elektrik-elektronik ve bilişim teknolojileri yer aldı.
Raporda MESEM öncesi çalıştırılmaya çocukların asgari yaş sınırından çok önce başladığı belirtildi. Ailenin ve akrabaların çocukların işgücü piyasasına girişinin kanallarını yarattığı belirtildi. Rapora göre MESEM’lerin ailelerin gözünde “çalışma ortamının sağlıklı ve güvenliği olduğu, eğitim içeriği ve çalışma ortamının sosyal ilişkilerine de uygun olduğu” gerekçesiyle tercih ediliyor. 16 ila 17 yaş grubundaki çocuklar bir kısmı şu ana dek 3-4 farklı işte çalıştırıldığı belirtiliyor.
TANIM DIŞINDA ÇALIŞTIRILIYORLAR
Ancak MESEM’lerde çocuklara kazandırılması gereken zorunlu yetkinlikler arasında ana dil ile yabancı dilde yetkinlik, matematiksel ve dijital yetkinlikler bulunsa da eğitim gözardı ediliyor. Rapora göre çocuklara meslekle ilgili olmayan işler yaptırılıyor ve çok ağır bir işyükünün altında çalışmak zorunda kalıyorlar.
İşyerlerinde yemekhane, duş ve dinlenme odasının bulunmadığına dikkat çekilen raporda, şu ifadeler kullanılıyor: “İşyerlerinde denetim yapılıyor denilmesine rağmen çocuk işçilere sağlanan tek ‘avantaj’ işe geç gelme şansı ve ek gelir. Çalışma sürelerine ilişkin sınırlar kâğıt üzerinde kalıyor. 15 yaşın altındaki çocukların 4857 Sayılı Kanuna göre maksimum 32 saat çalıştırılması gerekirken bu süre 40 saatin üzerinde.”
Kadrolu çalışanla aynı mesai süresinde çalıştırılan çocukların çalışma saatleri çoğu zaman yetişkinlerin çalışma saatlerini de aşıyor. Çocuklara geceleri de dahil olmak üzere fazla mesai yaptırıldığı belirten raporda, ara dinlenme ve yıllık izin gibi temel haklarının olmadığına dikkat çekildi. Gece çalıştırılma yasağının ihlal edildiği belirtilen raporda “Çalışma hayatında çocuklar kayıt dışı çalıştırılıyor. Fazla mesai ücretleri ödenmiyor, sağlık muayeneleri yaptırılmıyor. Çocuklar pek çok işveren suçu ile karşı karşıya’’ ifadelerine yer verildi.
İŞ KAZASI VAR AMA DENETİM YOK
2019-2023 döneminde, çocukların geçirdiği iş kazası oranının yüzde 240 arttığı aktarılan raporda pandemi döneminin başlangıcı esas alındığında bu oranın yüzde 520’ye çıktığı ifade edildi. Raporda şu noktalara dikkat çekildi: “FİSA’nın görüştüğü çocukların hemen hemen hepsi iş kazası geçirmiş ve bu kazalar kayıt altına alınmamış. Teftişlerde ulaşılan çırak sayısı düşük ve gün geçtikçe azalıyor, gizleniyor. Çırakların zorunlu sigortasının yüzde 3’ü yaptırılıyor ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetiminden geçen çocuk neredeyse hiç yok.
"İşyerlerinde her hafta yapılması beklenen denetimlerin ayda 2 kez yapılıyor. Kontrollerde matbu formla yapılarak sadece ustalar ve yöneticilerle görüşülüyor. Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlıkları göz ardı ediliyor, çocuk değil işyerinin ve işverenin olanakları önceleniyor.
"İşyerlerinden sorumlu, MEB’e bağlı öğretmenlerin herhangi bir yaptırım yetkisi bulunmuyor. Müfredatın uygulanması değil, işletmenin sürdürülebilirliği ekseninde asgari müştereklere ulaşılması amaçlanıyor. Bu işverenlere göz yumuluyor. Koordinatör kontrolleri ise feshedilerek çocuğa şiddet uygulanıyor ve meslek dışı iş yaptırılıyor. Kontrollerin hiçbir tesiri yok.”
∗∗∗
SON 2 YILDA 65 ÇOCUK YANDI
FİSA Çocuk Hakları Merkezi İzleme ve Raporlama Uzmanı Ezgi Orak, çocuklara dönük istismar ve çocuk ölümlerinin cezasızlık politikalarıyla ilişkili olduğunu vurguladı. MA’ya konuşan Orak, yakın bir zamanda İzmir’de 5 çocuğun evde çıkan yangında hayatını kaybettiğine işaret etti. Orak, "Ev yangınlarında yaşamını kaybeden çocuklar hakkında bir araştırma yaptık. Fark ettik ki 2022 yılının Ocak ayından bu yana 65 çocuk bu şekilde yaşamını kaybetmiş. Bu bize yoksulluğu, bakım verenlerin üzerindeki yükümlülüğü de anlatıyor. Anne, o çocuklar o yangında yaşamlarını kaybettiği için sorumlu görülmüş ve gözaltına alınmış. Burada birinci sorumlu devlettir, çünkü devletin çocukların yaşam hakkını koruma ve onların büyüyüp gelişebilecekleri alanları yaratma konusunda bir yükümlülüğü var” dedi.