İşçi kenti Antep’teki fabrikalarda salgın yayılıyor. DİSK Tekstil’den Türkmen, “Fabrikaların yarısından çoğunda vaka olduğunu söyleyebiliriz. Salgın süreci boyunca hiç vaka çıkmamış fabrika ise yok” diyor

İşçi kenti Antep'te salgının bilançosu ağırlaşıyor: Fabrikaların yarısından çoğunda vaka var

SEVGİM DENİZALTI

Pandemide vaka sayıları artıyor, pek çok ilde durum kötüye gidiyor. İşçi kenti Antep de bu iller arasında. Peki, Antep’teki fabrikalarda son durum ne, işçiler neler yaşıyor? DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen ile konuştuk…

Antep’teki fabrikalarda son durum nedir? Vaka sayısına dair elinizde veri var mı?

Her yerde olduğu gibi Antep’te de çok sağlıklı veriye ulaşmamız ne yazık ki mümkün değil. Gerçek verilere ulaşamıyoruz. Ancak sahadan, ilişkide olduğumuz, örgütlenme çalışması yürüttüğümüz ya da tek tük üyelerimizin olduğu fabrikalardan sosyal medya hesaplarımıza, telefonlarımıza ulaşan bilgiler doğrultusunda fikir yürütmeye çalışıyoruz. Net bir rakam söyleyemesek de Antep’te fabrikaların yarısından çoğunda vaka olduğunu söyleyebiliriz.

Kaç fabrikadan söz ediyoruz?

Sadece Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bin 300’den fazla fabrika var. Şu anda bu fabrikalarda vaka sayısı artmış durumda. 20, 30, hatta 50 vakanın çıktığı fabrikalar olduğunu biliyoruz. OSB’de belli başlı büyük fabrikalar da dâhil olmak üzere, salgın sürecinde hiç vaka çıkmamış fabrika neredeyse yok. Şu anda vaka olmayan, işçilerin karantinadan dönüp çalışmaya devam ettiği fabrikalar var elbette; ama hiç vaka görülmemiş fabrika yok. Bu çok net.

OSB’DE EN AZ 10 İŞÇİ ÖLDÜ

Virüs nedeniyle kaç işçi hayatını kaybetti, bilginiz var mı?

OSB’de yalnızca bizim bildiğimiz 10 işçi hayatını kaybetti. İsmiyle, çalıştığı fabrikayla tespit edebildiğimiz işçiler bunlar. Elbette tespit edemediklerimiz var. Dolayısıyla gerçek sayı daha fazla.

Peki, işyerlerindeki önlemler ne durumda?

Fabrikalarda vaka çıktığında, sadece bu vakalarla çok yakın teması olan işçiler karantinaya gönderiliyor. Diyelim bir bölümde 3 işçi pozitif çıktı; bu işçilerin aynı serviste, aynı bölümde sürekli temasta olduğu işçilerin tümü değil, sadece pozitif işçilere en yakın temasta olanlar eve gönderiliyor. Üstelik bu kişilere artık test de yapılmıyor. Eşi yoğun bakımda olan işçi biliyoruz, ona bile test yapılmadı.

Salgının başından bu yana bu kentte işçilerin sağlığı zaten tamamen patronun insafına bırakılmıştı. Vakalara rağmen önlem alınmadan işçiler zorla çalıştırılıyordu, üretime ara verilmiyordu. Ama en azından başlarda vaka çıktığında, onun temas ettiği yakınlarına test yapılıyordu. Dediğim gibi, şimdi eşi yoğun bakımda olan işçiye bile test yapılmıyor, sadece ‘Eve gideceksin, 14 gün çıkmayacaksın’ deniyor.

Üstelik işçiler hastalanan yakınlarını yatıracak hastane bulamıyorlar. Şu anda Antep’te hiçbir kamu hastanesinin yoğun bakımında yer yok. İnsanlar mecburen özel hastaneye gidiyor, ama en ucuz hastanede sadece yatak ücreti için günde bin lira alıyorlar. Asgari ücretle çalışan işçi nasıl gitsin?

ASIL NEDEN DENETİMSİZLİK

Neden Antep’te durum bu hale geldi sizce?

Antep’te bu vahim tablonun ortaya çıkmasına neden olan çok etken var. Hep düğün dernekler, halkın aldığı önlemlerin yetersizliği vb. tartışılıyor ama kentteki durumu sadece bunlarla açıklayamayız. Antep’te pandemiyle ilgili tablonun bu durumda olmasının asıl sorumlusu, başından beri fabrikalardaki denetimsizlik. Vakalara rağmen zorla üretimi sürdüren, işçileri sokağa çıkma yasaklarında bile zorla çalıştıran patronlar…

Bu şehirde, sadece OSB’de 150 bin işçi çalışıyor. İrili ufaklı sanayi bölgelerinde, kayıt dışı çalışanlarla birlikte 400 binden fazla işçi var. Bu, aileleriyle birlikte 1 milyon insan demek. Yani Antep nüfusunun dörtte üçü işçi, bir işçi kenti burası. Siz bütün önlemlerden işçileri muaf tutunca, fabrikaları denetimlerin dışında bırakınca, sırf patronları üzmemek adına onların işçi sağlığını tehlikeye atan bütün uygulamalarına göz yumunca, Antep için aldığınız diğer önlemlerin hiçbir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla Antep’teki tablonun böyle olmasının sorumlusu patronlar ve buna göz yuman yetkililerdir.

ZENGİN YAPINCA MUHTEŞEM YOKSUL YAPINCA SORUMSUZ

“Geçen hafta bir düğün oldu Antep’te. Organize Sanayi Bölgesi’nin başkanı, aynı zamanda Melike Tekstil’in patronu, düğün yaptı. O düğünde iki bakan, belediye başkanları, vali de hazır bulundu. Hepsi nikâh şahidi olmak için sıraya girmişti. Ne kimsede maske vardı ne de sosyal mesafe. Ama zengin düğünü bu. Haberi tüm yerel gazeteler ‘Muhteşem düğün’ başlığıyla verdiler. Ama aynı yerel gazeteler, halkın yoksulluk yardımı almak için beklediği PTT kuyruklarını gösterip halkı duyarsızlık ve sorumsuzlukla suçluyor. Zenginler yapınca muhteşem oluyor, yoksullar yapınca sorumsuz ve duyarsız vatandaş oluyor. Bu örnek, ülkeyi yönetenlerin ve yetkililerin pandemiyi nasıl ele aldığının ve halka nasıl baktığının bir göstergesi. Pandemi Türkiye’de, özellikle de Antep’te gerçek anlamda bir işçi sınıfı hastalığına dönmüş durumda.”