Şimdilerde SGK’ye devredilen SSK’nin genel kurullarından birine katılmıştım, bir keresinde. Bütün yetkisi

Şimdilerde SGK’ye devredilen SSK’nin genel kurullarından birine katılmıştım, bir keresinde.
Bütün yetkisi yönetime tavsiyelerde bulunmaktan ibaret… Siyasetçiler, sendikacılar ve işverenlerin kamuoyunda görünmelerine vesile olan istişari bir toplantıydı.
TİSK’in o zamanki Başkanı Refik Baydur konuşmasında uzun uzun işyeri hekimliği meselesine değinmiş…
“Bu konunun iki tarafı vardır… Biri işverenler, diğeri de işçi sendikalarıdır… Bunun dışındaki, TTB gibi ‘sömürücü’ örgütleri bu alandan çıkarmalıyız.” demişti, açıktan.
• • •
Türkiye’de sermayedarlar hep bir ek maliyet unsuru olarak gördüler… İş kazası, meslek hastalığı, iş sağlığı konularını.
Her gün ortalama üç işçinin yaşamını yitirmesi, beş işçinin sürekli işgöremez duruma düşmesi… Binlerce, yüz binlerce işçinin sakat kalması,  ölümcül hastalıklara yakalanması…
Hiç ilgilendirmedi onları.
Nasılsa işsiz ordusu kalabalık… Emek ucuz… İşçinin hayatı daha da ucuzdu onlar için.
Denetim zaten mevzubahis değildi.
• • •
İşyeri hekimliğinde… Maliyet kadar, hatta ondan daha çok şikâyet ettikleri…
TTB’nin… Hekimlere işyeri hekimliği eğitimi vermek… Asgari ücreti tayin etmek… Çalışma izinlerini onaylamak yoluyla kullandığı yetkilerdi.
İşçileri kendi belirledikleri koşullarda, kendi belirledikleri süreyle… Çoğu durumda asgariyi geçmeyen, kendi belirledikleri ücretlerle çalıştırmaya alışmış sermayedarlar…
Bu durumu içlerine sindiremediler bir türlü… Kendi otoritelerine yönelik bir tehdit olarak algıladılar.
TTB’nin yetkilerini budamak, yok etmek için uğraşıp durdular, yıllarca.
Refik Baydur’un yaptığı gibi.
• • •
İlginçtir…
En etkili oldukları dönem; İslamcı, teoliberal iktidarların dönemi oldu.
‘Refahyol’ zamanında… Çalışma Bakanı eski bir sendikacı, Hak-İş’in eski Başkanı Necati Çelik iken, mesela… İstedikleri düzenlemeyi yaptırdılar. (Mahkemeden döndü, sonra.)
Son AKP Hükümeti döneminde bir de… Sürekli uğraşıyorlar.
Çalışma Bakanlığı’nın yaptığı son yönetmelik değişikliğini de Danıştay durdurunca… Hevesleri kursaklarında kaldı ama…
Şimdi de…
Yine “hukukun arkasından dolanmak” suretiyle…
İş Yasası ile… Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da değişiklikler öngören bir Tasarı’yı…
Meclis tatile girmeden önce, jet hızıyla geçirmeye çalışıyorlar.
Becerirlerse…
İşyeri hekimliği eğitimi ve istihdamı… Çalışma Bakanlığı ile taşeron şirketlere devredilecek.
• • •
“Çalışma” Bakanlığı’nın işyeri hekimliği kursu açtığını gören Sanayi Bakanlığı dahiliye… Maliye Bakanlığı bevliye… Dışişleri Bakanlığı da nisaiye eğitimi vermeye kalkarsa…
Halimiz nic’olur, bir yana...
İş kazalarını “kader”le, madenci ölümlerini “fıtrat”la izah edenler…
Dünkü haberlerde okumuşsunuzdur…
İçinde dört mescit mevcut olup… Ayrıca, çalışanların otobüslerle cuma namazına taşındığı…
Bursa’daki Bosch fabrikasını…
“Namaz kılanlara baskı yapıldığı” ihbarı üzerine basmışlar.
(İhbar asılsız çıkmış!)
• • •
Aslında, diyorum…
Şu işyeri hekimliğini hepten kaldırsalar…
Her fabrikada bir işyeri imamı…
İş kazasında ölen işçilerin namazını kıldırıp… İşyeri hekimliğinin ruhuna Fatiha okusa…
Taşeronların taşeronu teoliberal zihniyete daha uygun olmaz mı?
NOT: Memleket Tabipliği bundan sonra sadece salı günleri gelecek huzurlarınıza. Sebebi; malûm yeni görevin getirdiği iş yoğunluğu.