Google Play Store
App Store

Devletin kolluk kuvvetleri, bir kez daha emekçilerin karşısında konum aldı. Fabrika önünde direnen Polonez işçileri dün hem polis tarafından tehdit edildi hem de fiziksel şiddete uğradı. 8 işçi hastaneye kaldırıldı.

İşçilere düşman sermayeye dost

Bilge Su YILDIRIM 

Polonez işçileri yaklaşık 2 aydır haklarını almak için şirketin İstanbul Çatalca’daki fabrikası önünde direniyor.

İktidar ‘inceleme başlatıldı’ gibi söylemlerle işçilerin yanında gibi görünse de pratikte bu durumun gerçek olmadığı her seferinde ortaya çıkıyor. Bunun son örneği de dün yaşandı. Polonez işçileri kendileri yerine çalıştırılan taşeron işçilerin servisinin önünü kesince karşısında kolluk kuvvetlerini gördü. Ürdünlü şirketi koruyan polis, işçileri darp ve tehdit etti.

Darbedilen 8 işçi ambulansla hastaneye kaldırırken müdahale sırasında 2 kadın işçi bayıldı.

TEHDİT VE DARP

Sendikaya üye olmalarının ardından işten çıkarılan Polonez işçileri, HMM firmasıyla anlaşarak çalışan alımı yapmasını fabrikaya giden yolu kapatarak protesto etti. İşçiler, dün sabah 06.00’da gündelikçi işçileri taşıyan servislerin geçişini engelledi. Yolun kapanması üzerine Çatalca İlçe Emniyet Müdürü Ali Osman Turhan işçileri çocukları ile tehdit etti. İşçilere “Ben size gözaltı yapıp adli işlem yaparsam çocuğunuz zekiyse bile bir işe giremez” diyen Turhan, işçileri ‘uyardığını’ öne sürdü. Çocukları üzerinden tehdit edilen işçiler, emniyet müdürüne “Senin vicdanın buna el veriyor mu?” diyerek tepki gösterdi.

Bu konuşmanın ardından işçiler polis müdahalesine uğradı. Polis ekipleri tarafından darbedilen işçilerden 8’i ambulansla hastaneye götürüldü. Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya da yaralanarak hastaneye kaldırıldı. 2 kadın işçi polis müdahalesi sırasında bayıldı. Yerdeyken darbedilen işçilerin 7’si hastanede yapılan müdahalelerin ardından taburcu olurken bir işçi baskıya gittiğimiz saatlerde tedbiren bir beyin cerrahının görmesi için hastanede kaldı.

SUÇSA SUÇ!

Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu, yaşananlara tepki gösterdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının firmaya sendikal hakları ihlal ettiği gerekçesiyle idari para cezası kestiğini hatırlatan Durdu, “Bizzat Çalışma Bakanlığının müfettişleri buraya geldi, teftiş yaptı, firmanın sendikal hakkı ihlal ettiğine hükmetti ve milyonlarca lira para cezası kesti. Devamında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Bu devletin polisi Bakanlığı dahi tanımayan Ürdünlü bir firma karşısında neden hakkını arayan işçiyi dövüyor?” diye sordu.

KOLLUK KORUYOR

Durdu, toplu işten çıkarma yapan firmanın İş Kanununa aykırı hareket ederek gündelikçi işçi alımı yapmasına rağmen kolluk kuvvetleri tarafından korunmasına da tepki göstererek şunları söyledi: “Yasa gereği toplu işten çıkarma yapan bir firma 6 ay içerisinde çalışan alımı yapacaksa işten çıkardığı işçiyi almak zorunda. Polonez buraya gündelikçi işçi taşıyarak alenen suç işliyor. Ürdünlü firma Anayasal hakkını kullanarak sendika üyesi olan işçiyi işten atıyor, kanunu tanımam diyor. Çalışma Bakanlığı idari para cezası kesiyor, Bakanlığını tanımam diyor. Yasa ‘İşçi alımı yapmazsın’ diyor, yasayı da tanımıyor. Sonra da polisler hakkını arayan işçinin karşısına geçip ‘Yaptığınız eylem yasadışı’ diyor. Biz kanunlara uymuyoruz da işveren çok mu uyuyor? Devletin polisi asıl kanuna uymayan Polonez’in yasaklara uymasını sağlamak yerine neden Anayasal hakkını kullanan işçiyi dövüyor? Eğer hakkını aramak suçsa biz suç işlemeye devam edeceğiz.”

***

İLK MÜDAHALE DEĞİL

Sendikal haklarının tanınması talebiyle 53 gündür direnen Polonez işçileri, pek çok kez polis müdahalesine uğradı. İşten çıkarılmalarının ardından fabrika önünde eyleme geçen Polonez işçileri, 28 Temmuz’da polis tarafından darbedildi. Çocuklarıyla birlikte fabrika önünde bekleyen işçilere biber gazı sıkıldı. İşçiler arasında fenalaşanların olması üzerine fabrika önüne ambulans sevk edildi.

29 Temmuz’da fabrikaya gitmek isteyen işçiler yine polis müdahalesine uğradı. İşçiler, darbedilerek fabrika önünden uzağa sürüklendi. Yılmayan işçiler, bu kez de seslerini duyurmak üzere Çatalca Kaymakamlığı’na gitti. Çatalca Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş, işçilere “Burası gösteri yeri değil. Sendika işi şova döküyor” dedi. İşçiler, Kaymakamlık önünde sabahladı. Kaymakamlıktan bir sonuç alamayan işçiler, bu kez de emeklerinin karşılığı için İstanbul Valiliğine yürüdü.

Tüm bunların ardından 15 Ağustos’ta firma genel merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirmek isteyen işçiler, bir kez daha polisin fiziksel şiddetine maruz kaldı. İşçilere biber gazı sıkarak müdahale eden polis, işçilere desteğe gelen sendikaları ve sosyalist partileri ise ablukaya aldı.

AĞACI BİLE KESTİLER

İşçiler şirketin genel merkezinin önündeyken işveren, nöbet sırasında gölgesinde dinlenilen ağaçları kesti. Dozerlerle ağaçlar kökünden sökülürken fabrika önüne giden birkaç işçi, direnerek ağaç kıyımına son verdi.

***

KURAL KANUN TANIMIYOR

Polonez firması, toplu işten çıkarım gerçekleştirdiği halde taşeron firmayla çalışan alımı yaptı. Oysa işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 29. Maddesinin 6’ncı hükmü gereği toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları işe çağırmakla yükümlü.

***

HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR

İşveren, gündelikçi işçilerle işlenmiş gıda üretimine devam ediyor. İşçiler, yerlerine alınan taşeron işçilere herhangi bir hijyen eğitimi verilmediğini dile getirdi. Fabrikada hijyen koşullarının da tesis edilmediğini kaydeden işçiler, “İşçiyi mağdur ettikleri gibi tüketiciyi de tehdit ediyorlar” dedi.