Google Play Store
App Store

Ölümlü servis ve trafik kazaları, iş cinayetlerinin neredeyse her ay 4’te 1’ini oluşturuyor. İSİG Meclisi’nden Çakır’a göre yetişme baskısı ve önlemlerin maliyet olarak görülmesi her yıl yüzlerce işçinin canına mal oluyor.

İşçinin yaşamı maliyetten ucuz

Melisa AY 

Alınmayan önlemler her ay onlarca işçinin iş cinayetlerine yol açıyor. Denetleme yapmak ve önlem almaktan sorumlu devlet de patronlar da, iş cinayetlerini engelleyebilecek önlemleri ‘maliyet’ olarak görüyor.

İşverenlerin maliyetten kaçınması ve devletin denetleme yükümlülüğünü yerine getirmemesi, her ay onlarca işçinin yaşamını yitirmesine neden oluyor. İş cinayetleri içinde servis ve trafik kazaları, ölüm nedenleri içinde öne çıkıyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin eylül ayı iş cinayetleri raporunda da servis ve trafik kazaları, ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldı. Eylülde iş cinayetlerinde yaşamını yitiren en az 152 işçinin 35’inin ölüm nedeni trafik ve servis kazaları oldu.

Eylül ayında yurt genelinde taşımacılık işkolunda çalışan en az 23 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Tarım işçilerinin ölüm nedenleri arasında da servis kazaları öne çıktı.

Taşımacılıkta uzun çalışma saatleri, yalnızca kazalara değil kalp krizi gibi nedenlerle şoför ölümlerine de yol açıyor. Aşırı çalışan sürücüler, araçlarında tek başına yaşamını yitiriyor. Bu kişiler, kimi zaman GPS takibi ile fark ediliyor, kimi zaman da günler sonra bulunuyor.

HER AY 4 ÖLÜMDEN 1’İ SERVİS KAZASINDAN

İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır, trafik ve servis kazaları ile meydana gelen iş cinayetlerini BirGün’e değerlendirdi.

Çakır, her ay ölümlerin yüzde 25’inin trafik ve servis kazaları nedeniyle meydana geldiğinin altını çizdi, “Her ay iş cinayetlerinde ölen 4-5 işçiden biri, servis kazalarında yaşamını yitiriyor. Bu ölümlü kazaları çok yönlü ele almak lazım” dedi.

Aşırı mesai saatlerine dikkat çeken Çakır, “Taşımacılık işkolunda çalışanlar, servis, kamyon, taksi şoförleri günde 16 saate varan çok uzun çalışma saatlerinde çalışmak zorundalar. Uzun yol şoförleri için de durum kötü, çift şoför çalışılması gereken araçlarda tek şoför oluyor. Bu işkolunda iş yetiştirme baskısı çok fazla, GPS ile takip ediliyorlar, katetmeleri gereken mesafe baskısı var. Az insanla daha çok çalışma söz konusu” diye konuştu.

Kullanılan araçların da yolların da işçilerin yaşamı için tehdit olduğunu vurgulayan Çakır,     “Kullanılan araçların çoğu eski, bakımsız, yola çıkmaya dahi uygun değil. Ancak bunların düzeltilmesi de maliyet olarak görülüyor ve gerekli bakım ve denetimler devamlı erteleniyor. Uygun olmayan yolları da unutmamak gerek. Aydınlatma yetersiz, ikazlar yanlış, yollar hasarlı” dedi.

DEVLET SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMELİ

İhmaller, neredeyse her işkolundan işçilerin, işyerlerine taşınırken yaşamlarının riske atılmasına neden oluyor. İşkolları içinde tarım ise güvencesiz ve denetimsiz yapısı ile öne çıkıyor. Çakır, tarım işçilerinin mecbur bırakıldığı koşulları şöyle anlattı: “Tarım işçileri, fabrika işçileri, konaklama işkolunda çalışan işçiler servisleri daha çok kullanıyor. Tarım işçileri mesela, 17 kişinin binmesi gereken servislerde 30 kişi taşınıyor. Özellikle tarımda traktör, açık kasa kamyonet gibi insan taşımacılığında uygun olmayan araçların kullanımı yaşamı riske atıyor. Tarımda yönetmelik belli, mevsimlik işçilerin trenlerle seyahat etmesi gerekiyor ancak işçiler kendi imkanları ile seyahat etmeye mecbur kalıyor. Devlet, uygulamakla yükümlü olduğu yönetmeliğe uymuyor.”

İş cinayetlerinin sorumlularına işaret eden Çakır, alınması gereken önlemleri de sıraladı: “İşverenler denetleme, bakım, araç değişimi sorumluluklarını yerine getirmiyor. Araçlar bakımsız, dinlendirilmiyor, ya uzun yol ya da bir günde birden fazla sefer yapıyor. Devletin yolcu denetimi yapması, kontrollerde uygun çıkmayanlar için en ağır yaptırımları uygulaması gerekiyor. Eskimiş araçların yenilemelerinin denetlenmesi şart. Devlet, yol bakım ve iyileştirme çalışmaları ile de ilgilenmek zorunda. İşverenler araç bakımlarını ve şoför rotasyonunu maliyet olarak görmemeli. İşçiler her yerde örgütlü hareket etmeli. Taşımacılık işkolunda örgütlenmenin artması gerekiyor. Taşınan işçiler de örgütlenerek servis gibi sorunlarda birlikte durmalı. İşvereni önlem almaya zorlamak örgütlülükle mümkün.”