Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 125 bin 678 kişi kamu görevinden çıkarıldı. Görevine iade edilen bir hekim, “Herkes tedirgin, ilişkiler dejenere, kimse kimseye güvenmiyor” diyor. Öğretmen İsmail Hatay ise “Tercihen kendi okuluma dönmedim. O süreci hatırlatan sorularla karşılaşmak istemedim” diye anlatıyor.

İşe döndük ama eskisi gibi değil

Filiz GAZİ

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra 20 Temmuz 2016'da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamındaki kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile 125 bin 678 kişi kamu görevinden çıkarıldı. Bu süreci anlatan cümle ise şu oldu: “Bir sabah uyandık ve işsiz kaldığımızı öğrendik.”

Sayıları çok olmasa da görevine iade edilen insanlar şimdi ne yaşıyor? Öğretmen, doktor, akademisyen… Çalıştıkları kurumlar bıraktıkları gibi mi? Mesai arkadaşları ile ilişkileri değişti mi? Mesleklerine kaldıkları yerden devam edebilecekler mi?

KİMSE KİMSEYE GÜVENMİYOR

Hüseyin Çalışkan*, 2016 yılında ihraç olan bir hekim. Bir yıl önce göreve iade edildi. “31 Aralık 2016’da ihraç oldum. Ne soruşturma ne mahkeme… Hiçbir şey olmadan da geri döndüm” diye anlatıyor.

“İdari soruşturma olmadan atıldım. Hiçbir şey olmamış gibi geri döndüm. Emek verdiğim, ilişki anlamında ilmik ilmik oluşturduğun bir ortamın değiştiğini gördüm. Herkes tedirgin, ilişkiler dejenere… Bir gecede işsiz kalmanın yarattığı korku ortamı eski samimiyetleri yok etmiş. Diğer taraftan arkasına güç alan idarenin fütursuz hareketlerine tanık oluyoruz. Pandemi sürecinde başlayan bir yorgunluk, yılgınlık da var. Herkes birbirini izliyor, işte o niye nöbete girmedi, bu niye girmedi… Meselenin çok boyutlu tarafları var ama şunu söyleyebilirim: Kimse kimseye güvenmiyor.”

“Mesleğini elinden alma, maaş keserek sözde terbiye etme korkunç bir işkenceydi. 3 yıl boyunca iş bulamadım. Doktorların kısmen de olsa çalışma hakkı sürdü. En azından eve ekmek getirebildik. Özel hastanelerde çalışabildik. O hastanelerde de ucuz iş gücü olarak görüldük.”

HAYATLARIMIZI İKİNCİ KEZ BÖLÜYORLAR

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaparken KHK ile ihraç edilen Dr. Savaş Karabulut da OHAL Komisyonu kararıyla görevine iade edildi.

Karabulut, öncelikle yakınlarda yaşadığı bir olayı paylaşıyor:

“YÖK’ten (Yüksek Öğrenim Kurumu) aradılar. Dediler ki, kabul edildin, hayırlı olsun… Bize üç üniversite tercihi yapın dediler. İşin garip tarafı gönderdikleri formda ‘neden ihraç edildiniz?’ sorusu vardı. O kadar abes bir şey ki… Sebebini ihraç eden kurum yazsın, bana tebliğ edilmedi diye yazdım.”

Karabulut henüz üniversitedeki görevine başlamış değil. Kaldı ki görev yaptığı üniversiteye dönemiyor. Peki, şimdi onu ne bekliyor? Şöyle yanıtlıyor:

“Şu anda bizi kendilerince sürgüne yolluyorlar. Biz bu halkın vergileriyle okuduk. Nerde olursa olsun bu halka her türlü hizmet vermeye devam ederiz. Fakat bizi tekrar ailelerimizden, sevdiklerimizden ayırmaya çalışıyorlar. İkinci kez hayatlarımızı bölüyorlar. Evliyim, köpeğim var. Şu an eşimle şunu konuşuyoruz: Beni yolladıklarında ne yapacağım? Başvurduğum kurumları tek tek aradım. Liyakatsiz bir atama yapacaklar, kurumunuzu seçtim, yukardan beni oraya gönderecekler, haberiniz olsun dedim. Gideceğim kurumlarda neyle karşılaşacağımız belli değil. Sonuçta toplumsal bir baskı var. Orada ister istemez bir yabancılık çekeceğiz.”

“Benimle birlikte İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen Barış Akademisyenleri Erhan Keleşoğlu, Ahsen Deniz Morva, Hakan Ongan, Ertan Ersoy’un ret aldığını görünce, kendi dönüşüme sevinemedim. Çevremdeki insanlar sevindi. İsmini verdiğim arkadaşlarım telefonda ağladılar. İşin açıkçası arkadaşlarım dışarıdayken gerçekten içim kan ağlıyor.”
“Beş yıl önce ihraç edildiğimde işsiz kaldım. Geçinebilmek için kuru fasulye, nohut, baklagil sattım. SGK’de fişlendim. Eşim de akademisyen. Yurt dışı çıkış yasağı getirildi kendisine. Annem zona oldu. İkiz kardeşlerin ilişkisi derindir, o da benle birlikte üzüldü. Ağladığımda köpeğimin bile gözleri doluyordu. Bu 5 yıllık travma hayatımıza nasıl yansıyacak diye düşünüyorum. Bu işlerin faturası hep ülkedeki sosyalistlere, devrimcilere kesilir. Yine de dimdik ayakta durduk, durmaya da devam edeceğiz.”

*Hekimin adı, isteği üzerine değiştirildi.