Kuzey Marmara Otoyolu projesinde yaşanan iş cinayetinde hayatını kaybeden işçiler gözyaşlarıyla toprağa verildi. İşçilerden Bayram Kılıç’ın işe yeni girdiği ve olaydan yalnızca 2-3 saat önce işbaşı yaptığı ortaya çıktı

İşe girdi, 2 saat sonra can verdi

Kuzey Marmara Otoyolu’nun Kocaeli-Gebze kesimindeki viyadük çalışmaları sırasında beton blokun çökmesi sonucu enkaz altında kalarak hayatını kaybeden işçiler gözyaşlarıyla toprağa verildi. Samsun’da dün son yolculuğuna uğurlanan Bayram Kılıç’ın yeni işe girdiği ve olaydan 2-3 saat önce işbaşı yaptığı ortaya çıktı.

İş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerden Mehmet Sıddık Canpolat’ın cenazesi önceki gün Kocaeli’nde, Öztürk Yılmaz’ın cenazesi ise İstanbul’da toprağa verilmişti. Evli ve 3 çocuk babası Bayram Kılıç ise dün memleketi Samsun’da son yolculuğuna uğurlandı.

2-3 saat sonra çökme oldu

Kılıç'ın Canik ilçesindeki evinin önünde taziye çadırı kuruldu. Kılıç’ın abisi Basri Kılıç, olaydan yalnızca bir gün önce kardeşinin çalışmak için Gebze’ye gittiğini belirterek, “Sigorta girişini yaptırdı. İşe çıktı, 2-3 saat sonra çökme oldu. Düşünce altına kaldılar. Dört dörtlük bir insandı” dedi.

Bayram Kılıç’ın cenazesi, Seyfinaz Hatun Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Derecik Mezarlığı’na defnedildi. Cenazeye katılan Kılıç’ın ailesi ve yakınları gözyaşı döktü.

‘Kimin yakasını tutacağım?’

ise-girdi-2-saat-sonra-can-verdi-537037-1.

Olayda demirlere tutunarak düşmekten kurtulan, ancak kardeşi Sıddık Canpolat’ı yitiren Mustafa Canpolat, DHA ve AA’ya o an yaşadıklarını anlattı: “Sıddık yanımdaydı, Öztürk abi onun yanındaydı. Aramızda 1-2 metre mesafe vardı. Arkamı döndüm, bir çatırtı geldi. Bir anda demirler kaydı, ben demirlere tutundum. Havada kaldım, hemen kendimi çektim. Döndüm, kimse yoktu. Ali’ye ‘Sıddık nerede?’ dedim. Dedi ki ‘Sıddık düştü.’ Dedim ‘Ali, kendini aşağıya at, belki Sıddık’ı yakalarsın.’ Dedi ki ‘Sıddık gitti.’ Ne diyeceğim? Ben kimin yakasını tutacağım, kimi suçlayacağım? Bilmiyorum.”

‘İhmal var, araştırsınlar’

Kendisinin şantiyede 4, abisi Sıddık’ın da 6-7 aydır çalıştığını belirten Canpolat, “Biz demirciydik, iki de betoncu kardeşimiz vardı. Onlar da o taraftaydı. Daha sonra biz arkadaşlarımızla aşağıya indik. İhmal var, kimseyi suçlamıyorum, araştırsınlar, baksınlar. Bir hata var, bir hata oluşmuş. Beton blokun kaç tok olduğunu bilmiyorum, ama çok kalındı. Abimin çocuklarına ben ne diyeceğim?” diye konuştu.

***

Kalıp iskele betonu taşıyamamış

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Cemal Gökçe, BirGün’e yaptığı açıklamada, olayın teknik hatalar ve ihmaller sonucu yaşandığını belirtti. Olayın teknik nedenlerinin detaylı incelemeler sonucu açığa çıkacağını söyleyen Gökçe, “Ancak betonu tutan kalıp iskelede sorun olduğunu düşünüyoruz. Betonu tutamamış, kaymış, devrilerek düşmüş. Büyük ihtimalle iş güvenliği mevzuatına ve mühendislik hesaplarına uygun bir iskele değil” dedi.

ise-girdi-2-saat-sonra-can-verdi-537038-1.

Bu yılın yalnızca ilk 10 ayında bin 670 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini ve ölen işçilerin neredeyse üçte birinin inşaat işçisi olduğunu hatırlatan Gökçe, bu tabloyu ortaya çıkaran nedenleri şöyle anlattı: “Çok yoğun bir çalışma var inşaatlarda. Uzun mesai saatleri, dinlenmeden çalışma nedeniyle yaşanan konsantrasyon kaybı kazaları beraberinde getiriyor. Bu inşaatta da gece çalışıldığını öğrendik. Bunun yanında iş güvenliği önlemlerinin eksiksiz şekilde alınması elbette bir maliyet gerektiriyor; ancak müteahhitlerin iş verdiği taşeronlar bu maliyetlerden kaçınarak işçilerin canını hiçe sayıyor. “

Uzun mesai saatleri, yetiştirme baskısı

Bir diğer nedenin de işi istenen tarihe yetiştirme baskısı olduğunu vurgulayan Gökçe, “Bir proje ortaya konurken mühendislik hesaplarıyla süre belirlenir. Bir planlama, program vardır. Ama bu sürelerin keyfi biçimde kısaltılması, ‘Sen 3 yılda-5 yılda bitir, daha erken bitir’ denmesi alışkanlık haline geldi Türkiye’de. Bu daha hızlı ve yoğun çalışma baskısını doğuruyor. Denetimsizlik de buna eklenince, ortaya bu tablo çıkıyor. Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada” diye konuştu.
Yap-işlet-devret modeliyle yapılacak projelerin hep aynı firmalara verildiğine de dikkat çeken Gökçe, “Bu projelerin ihale dosyaları incelenmeli. Ismarlama, adrese teslim şekilde bu projelerde hep aynı firmaları görüyoruz. Şeffaflığın olmaması kuşkuyu artırıyor” ifadelerini kullandı.