Sinter Metal A.Ş.’de işten atılmalarla başlayan fabrika işgali sona erdirildi. İşgal sırasında konuştuğumuz işçiler, sendikal mücadele ile işten çıkartılmalara son verilmesini...

Sinter Metal A.Ş.’de işten atılmalarla başlayan fabrika işgali sona erdirildi. İşgal sırasında konuştuğumuz işçiler, sendikal mücadele ile işten çıkartılmalara son verilmesini, emek sömürüsünün önüne geçilmesi gerektiğini vurguladılar...

 

UFUK KOŞAR

 

Ümraniye Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan ve yaklaşık 500 kişinin çalıştığı Sinter Metal A.Ş. fabrikasında 38 işçinin iş akitlerinin sonladırılmasının  ardından başlayan işçi mücadelesi 22 Aralık Pazartesi sabahından itibaren fabrika işgaline dönüştü.

Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube’de örgütlenen Sinter Metal işçileri 22 Aralık Pazartesi sabahı, işverenin tüm işçilerin iş akitlerini feshettiğini açıklamasının ardından fabrikaya kapandı. 22 Aralık sabahından itibaren devam eden süreç önceki akşam Sinter işçilerinin fabrikayı terk etmesi ile başka bir boyut kazandı. Fabrikanın işgal edildiği saatten itibaren sendikayı muhatap olarak görmeyen Sinter patronunun şikayetiyle fabrika bahçesine gelen çok sayıda polis de bekeyişte.

 

DİĞER ÖRGÜTLERDEN DESTEK

Sinter işçileri ile dayanışmak amacıyla fabrika da ziyaret gerçekleştiren DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, KESK Genel Başkanı Sami Evren ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Limter-İş  Cem Dinç, Limter-İş Genel Sekreteri Kanber Saygılı yemekhaneye giderek destek konuşmaları yaptı. Bekleyişlerini sürdüren Sinter işçilerine görüşmeler hakkında bilgi veren sendika yöneticileri fabrika içindeki bekleyişin sona erdiğini, direnişe fabrika önünde devam edeceklerini söylediler.Yemekhanede Sinter işçilerine seslenen Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, iş müfettişleri, işveren tarafı ve emniyet yetkililerinin de bulunduğu görüşme sonucunda işgalin sona erdirildiğini duyurdu.

Fabrikalarına kapanmalarının ardından iç birliklerini koruyan, kendilerini yıllardır düşük ücret ve ağır çalışma koşulları içinde çalıştıran Sinter patronuna karşı örgütlülüğünü sağlam tutmaya çalışan işçiler sloganlar eşliğinde yemekhaneden ayrıldı.

Sendika servisleriyle Dudullu’daki fabrikaları önüne gelerek direnişlerini sürdüren işçiler kar yağışı altında sendika önlüklerini giyinerek sloganlar ve halaylar eşliğinde bekleyişlerini fabrika önünde devam ettiriyorlar.

Yetkililerin müdahale etmesi gerektiğini söyleyen BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Türkiye’de örgütlenmenin deveye hendek atlatmak kadar zor olduğunu, işçilerin yasal hakları olan sendikal örgütlenmeyi tercih ettiğini söyledi. İşverenle temas halinde olmaya devam edeceklerini ifade eden Serdaroğlu, görüşmeler ile ilgili olarak işçilerin talebinin karşılanması durumunda işverenin kazanacağını, direnişlerinin büyüyerek devam edeceğini sözlerine ekledi.

KESK Genel Başkanı Sami Evren de, Konfederasyon olarak işçilerin yanında olduklarını, işverenin yasadışı lokavt uyguladığını, yaşananlardan fabrikayı denetlemeyen Sağlık Bakanlığı’nın da sorumlu olduğunu söyledi. Yasadışı ugulama yapan iş verenin yasaları tersten uyguldığına vurgu yapan

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, ülkeyi yönetenler tarafından gelişmelerin seyredildiğini, her türlü görüşe açık olduklarını, mücadeleyi bırakmayacaklarını dile getirdi.

 

***

İşçiler anlatıyor

YAKUP ARSEL: Üç gündür geceli gündüzlü buradayız. 1.5 senedir çalışıyorum. Alacaklarımızla ilgili sorunlarımız vardı. Ama ses çıkarmadık. Geçen haftalarda hiç neden yokken 37 arkadaşımızı tazminatsız işten attılar. Buna da çok ses çıkarmadık. Daha sonra 22 Aralık Pazartesi fabrikaya geldiğimizde kapısı kapılıydı. Her tarafa teller çekilmişti. Her tarafta polis vardı.

Bir arkadaşımız mikrofonla 350 kişinin ismini saydı. ‘Bu işçiler işten çıkartıldı’ diye bir anons yaptı. Biz de bu durumlara tepki olarak sendikaya başvurduk. Onlar da bizi burada yalnız bırakmadılar. Yaşanan gelişmeler ile ilgili protesto gösterisinde bulunduk. Greve başladık, zorla içeri girdik. İşgal deniliyor ama biz ekmek parası peşindeyiz. Üç gündür buradayız, aç susuz bekliyoruz. En doğal hakkımız olan sendikanın gelmesini istiyoruz. İşten atılmalara karşı sendikal bir duruş sergilemek istiyoruz.

 

Mükerrem Şahİn: 2 yıldır çalışıyorum. Sendikanın gelmesiyle sosyal haklarımızın düzelmesini, işten atılmaların durdurulmasını, insanca çalışma ortamının yaratılmasını istiyoruz. Ama patron buna yaklaşmıyor, işten çıkartmaya çalışıyor. Korkutuyor. 37 kişiyi çıkartıp göz dağı vermeye çalıştı ama ne olacağını gördü. "

 

Mustafa Tüfekçİ: Ben sekizinci ayın yirmisinde atıldım. Evliyim, üç tane çocuğum var. Asgari maaş alıyordum, ikramiyelerle birlikte geçinebiliyordum. Haklarımızı talep ettiğimiz için atıldım. Daha sonra gerekçe olarakta hırsızlık ve amire karşı gelmekten atıldığımı söylediler. Hukuki açıdan hala hakkımı arıyorum. Biz artık işe geri dönmek istemiyoruz ama almamız gereken haklarımızı yeri getirsinler. Direnişte olan arkadaşlarımızında hakları verilsin, doğru dürüst bir çalışma ortamında çalışmalarını da istiyoruz.

 

Cumali Verdİk: 4 yıl çalıştım. Bekarım. İlk başlarda herkese yaptıkları gibi sigortasız çalıştırıldık. Pres bölümünde çalışıyordum. İki tane 3 aylık ikramiyemiz verilmemişti. Onları işçi arkadaşlarımız ile konuşmak için toplandık ve yöneticiler tarafından haklarımızı savunuyoruz diye azar işittik. Yani 100 YTL gibi bir miktar için bizi işten attılar. Hiçbir gerekçe göstermediler. Hiçbir yazı vermediler.

İşçilerin sonuna kadar mücadeleyi devam ettirmelerini istiyorum. Sendikal haklarını kazanmalılar. Patronun her türlü manevralarına karşı ayakta durabilmeliler.