İşgal sonrası enerji sorunu

Oğuz TÜRKYILMAZ
SOL Parti Enerji Çalışma Grubu

Dünya bir kez daha emperyalist emeller peşinde, ekonomik çıkarlar uğruna korkunç bir savaşı yaşıyor. Biliyoruz ki, savaşlar halklar arası milliyetçi-şoven düşmanlıkları körükler. Başta Ukrayna halkı olmak üzere, Rusya, Avrupa ve tüm bölge ülkelerinde etkisini hissettiren savaşın bedeli çok ağır olacaktır.

Bu analizde, Rusya Federasyonun (RF) Ukrayna’yı işgalinin, enerji sektöründe görülen etkileri ele alınacak. Ukrayna, enerji hammaddeleri ihracatçısı bir ülke değil. Tersine, enerji arzında petrolde yüzde 80, kömürde yüzde 50 ve doğalgazda yüzde 30 dışa bağımlı. Enerji jeopolitiğindeki önemi, 2000’lerin ilk yıllarına kadar RF’nin Avrupa’ya ihraç ettiği yıllık 140 milyar m3 gazın Ukrayna üzerinden geçen transit boru hatları ile taşınıyor olmasından kaynaklanmaktaydı. Ukrayna’yı, enerji jeopolitiğinde önemli kılan diğer unsur ise ülke elektrik enerjisi ihtiyacının yarısından fazlasını, birincil enerji ihtiyacının ise dörtte birini karşılayan beş nükleer güç santralı… Bu santrallardan biri Çernobil, diğeri ise geçtiğimiz günlerde savaşta hasar gören Zaporijya santralı.

***

RF ise, enerji kaynakları yönünden dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Dünya doğalgaz rezervlerinin beşte birine, petrol rezervlerinin onaltıda birine sahip. Petrolde dünyanın üçüncü büyük üreticisi ve ihracatının yüzde 60’ı, OECD üyesi Avrupa ülkelerine yapılıyor. RF’nin Avrupa’nın doğalgaz ithalatında yüzde 41,1, petrolde yüzde 28,9’lik paylarla ön sırada.

2021’in son çeyreğinde, talepteki hızlı artıştan azami ölçekte yararlanmak isteyen üreticiler ve spekülatörlerin müdahaleleriyle, bütün fosil yakıtların fiyatları yukarı doğru hareketlenmişti. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye başlamasından sonra, Almanya’nın Kuzey Akım 2 boru hattını iptal etme tehdidine, Rusya’nın “O zaman gazı 2 bin dolara alırsınız” şeklindeki yanıtı üzerine gaz fiyatları anlamsız bir biçimde roket hızıyla yükseldi. Petrol fiyatları da varili 120 dolar eşiğini geçti ve 130-140 dolara doğru hareketlendi.

Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa’nın, RF doğalgazına bağımlığını azaltılması için on maddeli bir plan önerdi. ABD’nin RF’den petrol ithalatının yasaklanması önerisi de RF’nin İran olmadığı, ABD’nin teklifine kulak asmayacak çok ülke olduğu dikkate alındığında, petrol fiyatlarını yükselten siyasi içerikli bir manevra.

Resmin ilginç bir boyutu da, bir yandan RF’deki yatırımlardan vazgeçeceklerini söylerken, diğer tarafta ticareti gizli açık şekilde devam ettiren ve petrol ve gaz fiyatlarının yükselmesinden çok kazançlı çıkan ExonMobil, Total, BP, Equinor vb. fosil yakıt şirketleri… Gerek bu şirketler, gerekse Kuzey Akım 2 iptalcilerinin “her an koşullar değişti” deyip, RF’den çıkıyoruz sözlerini unutmaları söz konusu olabilir.

ABD ve ABD kökenli petrol ve gaz şirketleri ise, sahnelenen bu oyunun en kazançlı oyuncuları.

***

Ülkemiz, ithal ettiği gazın yarısına yakını, petrolün dörtte birini, taşkömürünün yüzde kırkını RF’den ithal ediyor. Dünyadaki petrol ve gaz fiyat artışları Türkiye’ye de yansıyor.

2021 içinde pompa satış fiyatları, İstanbul’da benzin ve mazotta yüzde 73 oranında artmıştı. 2022 Ocak-Şubat ayları ve mart içinde sekiz günde yapılan dört adet zamla 67 gün içinde, 8 Mart 2022’de benzin fiyatları yüzde 49, mazot fiyatları yüzde 67 oranında daha zamlandı. Artış oranları 1 Ocak 2021’den bugüne ise benzin pompa fiyatında yüzde 168, mazot pompa fiyatında yüzde 221 oranında. BOTAŞ, geçen yıl doğalgaz satış fiyatlarını konutlarda yüzde 47,1, ticari işletmelerde yüzde 76,4, büyük sanayide yüzde 345,5, elektrik santrallarında yüzde 290,4 oranında arttırmıştı. 2022 Şubat ve Mart aylarında yapılan artışlarla, elektrik üretiminde kullanılan gazın fiyatı 1 Ocak 2021’den bugüne yüzde 428 zamlanmış oldu. Doğalgaz fiyatları da yükselecek. Çünkü Türk Akımı ile RF’den satın alınan gaz, roket hızıyla yükselen Avrupa gaz borsası fiyatlarına endeksli.

2021’in son günü yapılan yüksek oranlı zamlarla, elektrik fiyatları bir yılda yüzde 72-140, artmış oldu. Yüksek elektrik ve gaz fiyatlarına itiraz eden halk sokaklara döküldü. Partimizin açtığı Halk Kürsülerinde on binlerce yurttaş itiraz dilekçelerini imzaladı. Elektrik zamlarının iptali için Sol Parti ve çeşitli kuruluşlar, idari yargıda dava açtılar.

Öte yandan sosyal güvencesi olmayan ihtiyaç sahibi haneler ile sosyal güvencesi olan ancak hane içinde kişi başına düşen geliri net asgari ücretin üçte birinden az olan hanelere yılda 450-1 150 TL doğalgaz yardımı yapılacağı açıklandı. Ankara’da bir konutun bireysel ısıtma için yıllık doğalgaz tüketimi olan 950 m3 gazın bedeli 2 736 TL iken bu tutarın yalnız yüzde 16,5-42’si kadar destek vermek, yoksul ailelere kışın soğuktan titreyin demekten başka bir şey değildir. Halkın konutlarda doğalgazın da KDV’sinin düşürülmesi talebi ise yok sayılmıştır.

***

Dünyanın en büyük nükleer santral kazalarından bir olan Çernobil NGS kazasını yaşamış olan Ukrayna’da bugün Zaporijya ve diğer nükleer santrallar, savaşta hedef olma riski ile karşı karşıyalar. Zaporijya sahasında bulunan bir binanın bombalanması sonucu çıkan yangın, nükleer santralların teknolojilerinden kaynaklanan kaza risklerinin yanı sıra, muhtelif harici saldırıların, çatışmaların, savaşların doğuracağı risklerle de karşı karşıya olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde de, Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi jet hızıyla komisyonlardan geçirildi ve TBMM Genel Kurulu’nda onaylandı. Bu kadar önemli düzenlemenin yangından mal kaçırırcasına yapılması çok manidar. Akkuyu NGS Projesi iptal edilmelidir. İktidar, RF şirketlerini kollamak yerine Ukrayna’da savaş nedeniyle bir nükleer santral kazasının olması halinde, halkımızın radyasyondan korunması içi gerekli tedbirleri içeren Acil Eylem Planlarını kamuoyu ile paylaşmalı.

***

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş ve sonrasındaki gelişmeler, petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarında artışı tetikledi. Mazot ve benzin fiyatlarına sürekli zam yapan iktidar, elektrik üretiminin yarısını sağlayan doğalgaz ve ithal kömürdeki fiyat artışlarını gerekçe göstererek, önümüzdeki aylarda elektrik ve doğalgaz fiyatlarını bir kez daha arttıracaktır. Bu yeni zamlarla yıllık oranı yüzde altmuşa yaklaşan enflasyon, tüm emeği ile geçinenlerin, işsizlerin, emeklilerin yaşamların daha da güçleştirecektir.

Yaşanan zor koşullarda,

•Çok yüksek oranlarda artan enflasyon göz önüne alınarak ücretler ve maaşlar her üç ayda bir arttırılmalıdır.

•Enerji sektöründe ve tüm kamusal hizmetlerde özelleştirmelere son verilmelidir.

•Çok ciddi bir sorun olan ve giderek çoğalan enerji yoksulluğunun yakıcı etkilerini azaltmak için enerji yoksullarına kamusal destekler mutlaka sağlanmalı ve kapsamı tüm düşük gelirli aileleri kapsayacak şekilde genişletilmelidir.

•Elektrik yardımı ailede yaşayan kişi sayısından bağımsız ve 240 kwH olmalıdır.

•Doğalgaz destek tutarı, ödenecek gaz bedeline eşitlenmeli ve tüm düşük gelirli aileleri kapsamalıdır. Yerel yönetimler bedelsiz veya düşük bedelle su desteği vermelidir.

•Enerji girdilerindeki ve ürünlerindeki yüksek vergiler düşürülmeli, elektrik faturalarına eklenerek konut abonelerinden zorla tahsil edilen kayıp / kaçak bedeli ve dağıtım şirketlerine ilave kazançlar sağlayan tüm kalemler iptal edilmelidir.

•Konutlarda temel ihtiyaçlardan olan elektrik, doğalgaz, su ve iletişim ile ilgili faturalardaki KDV ve Özel İletişim Vergisi kaldırılmalıdır.

Kaynak: solsiyaset.org