Niğde’de yakalanan birkaç IŞİD militanı ile aylardır sorduğumuz soruların önemli kısmı yanıtlandı. Bu soruların biri de IŞİD’in Türkiye’de bir bombalı/silahlı saldırı daha yapıp yapmayacağıydı.

Reyhanlı davasında ortaya çıkmayan bağlantı da malum Niğde iddianamesinden çıkmış ve Reyhanlı-IŞİD bağlantısı kurulmuştu. IŞİD’in İstanbul’a yönelik eylem hazırlığı da yine Niğde iddianamesinde.

Niğde’de yakalanan IŞİD’çilerin yanından, en az 10 kaleşnikof, başka uzun namlulu silahlar, onlarca şarjör, otomatik tabancalar, susturucular, hava şartlarına uygun askeri yaşam malzemeleri ve bolca mühimmat çıktı. Savcıya göre hedefleri İstanbul’da silahlı saldırı gerçekleştirmekti:

“Saldırı eylemini gerçekleştiren şüphelilerin yanlarında bulunan uzun namlulu silahlar, tabancalar, el bombaları ve askeri yaşam malzemeleri ile birlikte İstanbul’a doğru seyahat etmeleri ve yukarıda belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, soruşturmaya konu Niğde Ulukışla ilçesinde meydana gelen eylemlerinin nihai amaçları olmadığı ve kendiliğinden gelişen bir durum karşısında yaşanan panik ve yakalanma korkusu ile hareket ettiklerini göstermektedir. Bu durumda şüphelilerin yukarıda belirtilen silah ve teçhizatla birlikte İstanbul’a doğru gitmelerindeki amaçlarının üyesi oldukları terör örgütünün ideolojisi ve amacı doğrultusunda İstanbul ilinde eylem gerçekleştirmek olduğu değerlendirilmiştir. Şüpheli Beynamin XU’nun, İstanbul’a vardıktan sonra sınırdan geçerek Makedonya’ya gitmek amacıyla yolculuk yaptıkları yönündeki beyanının hayatın olağan akışı ile uyumlu olmadığı ve bu beyanların suçlamalardan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.”

Bu da MİT’in geçen hafta Emniyet Müdürlüğü birimlerine gönderdiği “uyarı” yazısı:

“2015 Ocak ayı itibariyle Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü adına Suriye ve Irak’ta silahlı ve bombalı faaliyet gösteren yaklaşık 3 bin militanın kontrolün az olduğu Suriye-Türkiye sınırından, başta Hatay, Adana, Ankara ve İstanbul gibi metropol illerine geçiş yaptığı... Hücre evlerine yerleştikleri, içlerinde söz konusu silahlı, bombalı saldırıları planlayan alt ve orta taktik terörist liderlerin de bulunduğu... Bombalı eylem ve canlı bomba eylemlerinde uzman militanların Suriye’ye askeri müdahale eden Koalisyon güçlerinin daha önceden keşif ve istihbaratı yapılan Ankara ve İstanbul’daki Büyükelçilik ve Konsolosluk hedeflerine silahlı, bombalı eylem hazırlığında oldukları... Şahısların tespitinin ve saklanma yerlerinin tespitinin zor olduğunu belirten MİT Müsteşarlığı’nca konunun güvenlik güçleri ve ilgili kurumlara 03.02.2015 günü bildirildiği…”

Bu arada, Reyhanlı patlaması davasında da mahkeme, MİT’e saldırı istihbaratı/ihbarı alıp almadığını, aldıysa ne yaptığını sordu. Ancak MİT demokratik toplumsal muhalefetle uğraşmaktan radikal İslamcılara vakit ayıramıyor belli ki. Neyse, olmadı Heysem Topalca’ya bir sorsunlar, onun haberi vardır nasılsa...