Yoksullaşmaya devam ediyoruz. Bir taraftan fiyatlar hızla artarken, diğer taraftan gelirimizde bir artış olmuyor. Az para ile ihtiyaçları karşılamak imkânsız hale geliyor. Bakmayın siz öyle “bu sene büyüme çift haneli seviyelerde gelecek” açıklamalarına. Bunun sizin gelirinize bir etkisi olmayacak; çünkü uyguladıkları ekonomi politikası sizin daha fazla yoksullaşmanız üzerine kurgulanmış. Paranız olmadığı için sizin alamayacaklarınızı ihracat yolu ile yabancılara satacakmışız, oradan gelen döviz de çok olunca enflasyon düşecekmiş. Diğer bir ifade ile harcayacak paranız az olunca, zaman içinde enflasyon da düşecekmiş. Ama “o zaman” bu kış olmayacak. Sonraki kışa da olmayacak. Bu açık.


“Bu kış zor geçecek” ifadesini sık duyarsınız. Özellikle enerji fiyatlarındaki artışa bakınca bunu tahmin etmek zor olmayabilir.

Evet, zor geçebilir ama siz bu durumu değiştirebilir, kışı zorlanmadan geçirmenin yolunu bulabilirsiniz. Eğer siz bulamıyorsanız, endişelenmeyin. İktidar sahipleri bu konuda da size yardımcı oluyorlar.

Yok, öyle ilk aklınıza geldiği gibi bir yardımdan bahsetmiyorum. Maaşlarınıza zam, enerji fiyatlarında indirim, doğalgazda KDV’nin sıfırlanması, elektrikte TRT payının alınmaması, dağıtım şirketlerinin paylarında bir indirme gidilmemesi gibi “çözümler” gündemlerinde yok. Bunların yerine, çok daha etkili ve anında sonuç verecek “çözümleri” sizin bilginize ve kullanımınıza sunuyorlar. Bunlardan yaralanıp yararlanmamak size kalmış. Eğer yararlanırsanız, faturanız düşer.
Yararlanmazsanız, o da sizin bileceğiniz bir şey. Sonra dönüp yüksek faturalardan şikâyet edip, iktidarı da bundan sorumlu tutmayın. Çözümü önünüze koyuyorlar. Ama sizin iradenize de saygı gösteriyor, müdahale etmiyorlar. Tercih sizin: düşük fatura mı, sıcak ev mi?

Peki, buldukları ve sizin takdirinize sundukları çözüm ne? Bunu da ilgili Bakan çok net bir biçimde açıklamış. Buyurun, işte çözüm:

Enerji Bakanına göre enerji faturalarının düşürülmesinin yolu, daha düşük ısıda kaloriferleri yakmakmış. Haklı. Doğalgaz, elektrik, kömür ya da odun, her neyse ısınmak için kullandığınız, işte ondan daha az miktarda kullanırsanız, ısınmak için harcamak zorunda kalacağınız para miktarı da azalır.

Kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek bu çözümü iktidar bulmuş. Az kullan az öde, hatta hiç kullanma hiç ödeme. Daha ne yapsınlar?

Amaç fatura bedelini azaltmak ise, bu öneri dâhiyane. Hatta biraz daha ileri gidip hiç kullanmazsanız faturayı sıfırlayabilirsiniz. Bak, gördünüz mü, paranız cebinizde kalabiliyormuş. Tabii, bu durum üşümenize yol açabilir, o ayrı. Her şeyi iktidardan beklemeden, o konuda bir öneride de ben yapayım: kalın giyinin. Alın birer, ikişer kazak, giyin üst üste.

Bu öneriyi yazdıktan sonra, kazak fiyatları ne olmuş diye TÜİK verilerine baktım. Çarşamba günü yayınlanan enflasyon verisi malum. Yıllık bazda enflasyon yüzde 19,89’muş. Tamam, siz inanmıyor olabilirsiniz, maruz kaldığınız enflasyonun bunun çok üstünde olduğunu düşünebilirsiniz. Açıklanan verileri “kurgulanmış” bulabilirsiniz. Ama yine de bir devlet kurumu deyip, verilerin detayına baktım. Keşke bakmasaydım. Meğer benim size önerdiğim “kalın giyinin” çözümü pek de ucuz olmuyormuş. TÜİK’e göre Ekim ayında, bir önceki aya göre fiyatı en çok artan ürün kazakmış. Kadınlar için hırka fiyatı yüzde 48,3, erkek kazak fiyatları yüzde 41,5, çocuk kazakları ise yüzde 40 artmış.

Bu da çözüm olmadı. Kalın giyinmek de pahalılanmış.

Geriye ne kaldı? Evet, pek bir seçenek kalmadı.

Demek ki “bu kış zor geçecek.”