İsveç ve Norveç’te yurttaşların pandemi sürecinde sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı problemler artarken her iki ülkede de gelir adaletsizliği katlanıyor. Türkiye’den İsveç’e yerleşen Devrim Çakır, İsveç’te çalışanlar için koşulların nasıl kötüleştiğini anlattı.

İskandinav ülkelerinde eşitsizlik derinleşiyor

Özde ÇELİKBİLEK

İnsan hakları ve iklim değişimine karşı duyarlılıklar, cinsiyet eşitliği ve eğitimde örnek programları içeren uygulamalar ile Batı’da örnek gösterilen İskandinav ülkelerinde yaşam koşulları kötüleşiyor. Açıklanan son veriler, İsveç ve Norveç’te hak ihlallerinin yaşandığını ve koronavirüs salgını sürecinde sağlık sistemindeki eşitsizliğin arttığını ortaya koydu.

Norveç’in pandemi süresince uyguladığı kemer sıkma politikaları, binlerce kişinin işsiz kalmasına neden oldu. Norveç Sendikalar Konfederasyonu Başkanı Hans-Christian Gabrielsen yaptığı açıklamada, üye sayısının işsiz kalanlarla birlikte 400 bini aştığını ve pandemi sonrasında bu işsizliğin kalıcı olmasından korktuklarını dile getirdi. Gabrielsen, birçok kişinin işsiz kalması sonucunda Çalışma ve Refah Kurumu’na işsizlik yardımı için binlerce insanın başvuruda bulunduğunu hatırlattı.

İNTİHAR ORANI YÜKSEK

Ülkede aynı zamanda intihar oranlarında da artış yaşanıyor. Ülkede sektörler içerisindeki rekabet ve çalışanların kendilerini bunun bir parçası hissetmesinin depresyona sürükleyen en büyük nedenlerden biri olduğu üzerinde duruluyor. Depresyon tanısı konulan birçok Norveçlinin sağlık hizmetlerinden eşit oranda faydalanamaması da intihar sebepleri arasında gösteriliyor.

SİYASET HAREKETLİ

Ülke siyasetinde ise merkez sol olarak görülen ve oyların büyük bir çoğunluğuna sahip İşçi Partisi, 2015 seçimlerine göre gerileme yaşıyor. Ancak sol, sosyalist perspektifi savunan öznelerde ise gözle görülür artış var. Yeşiller, Sosyalist Sol ve Kızıllar partileri son seçimlerde meclisteki temsiliyetlerini arttırdı. Ülkedeki sağcı, muhafazakar ve milliyetçi oylarda görülen düşüşün, göçmen karşıtı politikaların halk arasında itibar görmemesiyle ilişkili olduğu düşünülüyor.

YAŞLILAR GÜVENDE DEĞİL

İsveç’te de kemer sıkma politikalarının en kötü etkilediği yerlerden biri yaşlı bakım evleri ve çalışanlar oldu. Yaşlı bakım hizmetlerinin belediyelerden, özel şirketlere verilmesi salgın süresince birçok sağlık çalışanının işten çıkarılmasına neden oldu. Belediyelerin yaşlıların bakımı için ödeneği azaltmaları, yeterince karantina önlemi almamaları da tepki çekti.

İŞSİZLİK ARTTI

iskandinav-ulkelerinde-esitsizlik-derinlesiyor-763453-1.
Devrim Çakır

Türkiye’den İsveç’e yerleşen Devrim Çakır, İsveç’in göçmen politikalarına ilişkin deneyimlerini gazetemize anlattı. İsveç’in göçmen politikaları konusunda görüldüğü kadar “samimi” olmadığını belirten Çakır, “Korona sürecinde işsizlik çok yüksek seviyelere ulaştı ve insanlar iş bulmak için kurumlara gittiler. Burada resmi olarak olmasa bile önceliğin İsveç doğumlu, Avrupa görünümlü insanlara verildi. Buna rağmen işsizlik, bir sorun olarak durmaya devam ediyor” dedi.

Üniversite mezunu gençlerde işsizliğin arttığını belirten Çakır, “Bundan yaklaşık bir ay önce ülkede üniversiteden yeni mezun olan gençlerin yüzde 65 iş bulamadı. İşletmeler ilk önce İsveç vatandaşı olanları kabul ettiler ve yabancı öğrencilere olanak sağlamadılar” diye konuştu.

VERGİ KRİZİ

Ülkedeki yüksek vergilendirme oranlarına da dikkat çeken Çakır, “Burası kapitalizmin kendisini gerçek anlamıyla kurduğu bir yer. Ülkedeki tüm sistem Spotify, IKEA, Volvo gibi büyük markalarını korumak üzerine kurulu. Vergiler bu yüzden eşitsiz dağılıyor. İsveç’te KDV oranı yüzde 33 ve bu kesinti her ay işçilerin maaşından gerçekleşiyor. Orta ve üst sınıfa mensup kişiler vergilerin büyük bir kısmından sorumlu değil. Bunun en büyük dayanağı, bankada belli bir meblağının üstünde hesabı bulunanlar, yüksek vergi ödemiyor” açıklamasında bulundu.

***

Gazeteciler destekliyor

İsveç’te, Sol Parti’nin yükselişe geçmesinin en büyük nedenlerinden biri vergi eşitsizliğinin halkın arasında yarattığı huzursuzluk olarak görülüyor. Norveçli anket şirketi Nordiske Mediedager’ın yaptığı bir araştırmaya göre, İsveçli gazetecilerin yüzde 70’i sol partileri (Sol, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller) desteklerken, muhafazakar blok (Ilımlılar, Hıristiyan Demokratlar ve İsveç Demokratları) gazetecilerin desteğinin sadece yüzde 10’unu alabiliyor. Sol Parti’nin gazetecilerin arasında yüzde 32’lik bir oranla destek bulduğu kaydediliyor.