İşkence ile hatırlanan 'Sansaryan Han' için karar: Mülkiyet hakkı ihlal edildi
AYM, 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve 'tabutluk' olarak da bilinen Sansaryan Han'ı, "mülkiyet hakkına müdahalede bulunulduğu gerekçesi" ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne devredilmesinin iptali istemiyle açılan davanın reddini, mülkiyet hakkının ihlali saydı. AYM'nin kararına ilişkin açıklama yapan Türkiye Ermeni Patrikliği, Sansaryan Han’ının mülkiyet hakkının ihlalinin giderilmesine yönelik yeniden yargılama yapılacağını belirtti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Sansaryan Vakfı'na ait İstanbul'daki Sansaryan Han'ın önce İl Özel İdaresine, sonra da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne devredilmesinin iptali istemiyle açılan davanın reddini, mülkiyet hakkının ihlali saydı.
Sansaryan Han'ın mülkiyetine ilişkin bilgilere yer verilen kararda, Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 35'inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini kararlaştırdı.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan kararda, ihtiyaç sahibi Ermeni çocukların eğitim ve öğretim masraflarının karşılanması amacını taşıyan vakfın vakfiyesinde de "vakfın tevliyesinin Ermeni milleti patriki her kim olursa ona ait olacağı" belirtildi.
"MÜLKİYET HAKKININ KULLANILMASI TOPLUM YARARINA AYKIRI DEĞİL"
Anayasa Mahkemesi'nin kararında, Anayasa'nın 35'inci maddesinde herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği ve mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağının hüküm altına alındığı vurgulandı.
Başvuru konusu olayda, mülkiyet hakkına müdahalede bulunulduğu belirtilen kararda, "Türk anayasal sisteminde hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı düzenleme yapma yetkisi yasama organına aittir" hükmü hatırlatıldı.
Demokrasilerde hangi hakkın ne ölçüde sınırlanacağına bürokrasi veya yargının değil yasama organlarının karar vereceği bildirilen kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde vakfın mazbut vakıf olarak kabulünün ve buna bağlı olarak Patrikliğin vakfı temsil yetkisinin bulunmadığının değerlendirilmesinin kanun hükümlerinin öngörülebilir olmayan genişletici yorumuna dayandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Varılan sonuca göre müdahalenin meşru bir amacının veya ölçülü olup olmadığının değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35'inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."
ERMENİ PATRİKLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA
Türkiye Ermeni Patrikliği, AYM'nin, Sansaryan Vakfı'na ait İstanbul'daki Sansaryan Han'ın önce İl Özel İdaresine, sonra da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne devredilmesinin iptali istemiyle açılan davada verdiği “mülkiyetin ihlal edildiği” kararına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Ermeni Patrikliği’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, AYM’nin adil, vicdani ve hakkaniyete uygun bir karar verdiğine vurgu yapıldı.
Açıklamada, AYM’nin verdiği kararın ardından Sansaryan Han’ın mülkiyet hakkının giderilmesine yönelik yeniden yargılama yapılacağı belirtilerek, "Hukuk sürecinin Avukat Ali Elbeyoğlu ile birlikte tarafımızca yakinen ve özenle takip edildiğini kamuoyunun bilgisine sunarız" denildi.
Ermeni Patrikliği tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
"Patriklik Makamı’nın mütevellisi olduğu Sanasaryan Vakfı’na ait Sanasaryan Han ile ilgili 14.12.2022 tarih ve 32043 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 03.11.2022 tarihli kararına ilişkin açıklama yapmak gereği hasıl olmuştur.
Bilindiği üzere Sanasaryan Vakfı, 10.10.1901 tarihinde mahkemece tescil edilen vakıf senedi uyarınca Mıgırdiç Ağa Sanasaryan tarafından fakir Ermeni çocukların eğitim, öğretim, barınma ve yeme-içme ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulmuştur.
"VAKFIN TEK MÜTEVELLİSİ, ERMENİ PATRİKLİĞİ"
Mıgırdiç Ağa bu gayesini gerçekleştirmek üzere de Sanasaryan Han’ı satın almıştır. Vakfeden, vakfın tek mütevellisi ve tek yetkilisi olarak ise günün Türkiye Ermenileri Patriğini veya Patriklik Kaymakamı’nı tayin etmiştir. Ancak idarenin müteakip işlemleri sonucunda 1936 yılında Sanasaryan Vakfı hayri ve fiili amacı kalmadığı gerekçesiyle mazbut vakıf statüsüne alınmış, 1952 yılında ise Sanasaryan Han’ın mülkiyeti uhdemizden çıkarılmıştır.
Patrikliğimizce hanın iadesi talebiyle Avukat Ali Elbeyoğlu aracılığıyla 2011 tarihinde hukuk süreci başlatılmış, asliye hukuk mahkemesinde tapu-iptal-tescil davası ikame edilmiştir. Davamız yerel mahkeme ve Yargıtay tarafından Sanasaryan Vakfı’nın mazbut vakıf olduğu gerekçesiyle reddedilince son çare olarak 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur.
"HUKUK SÜRECİ YAKİNEN TAKİP EDİLİYOR"
Anayasa Mahkemesince yapılan incelemenin neticesinde haklılığımız ortaya çıkmış, Sanasaryan Vakfı’nın mazbut vakıf sayılamayacağı, Patriklik Makam’ın vakfı temsilcisi olduğu ve hanın tarafımıza ait olduğu vurgulanmıştır. Patriklik makamı olarak Anayasa Mahkemesi’nin adil, vicdani ve hakkaniyete uygun bir karar tesis etmiş olmasından ötürü duyduğumuz memnuniyeti bu vesileyle ifade etmek isteriz.
İlerleyen günlerde Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararı doğrultusunda mülkiyet hakkımızın ihlalinin giderilmesine yönelik yeniden yargılama yapılacaktır. Hukuk sürecinin Avukat Ali Elbeyoğlu ile birlikte tarafımızca yakinen ve özenle takip edildiğini kamuoyunun bilgisine sunarız."
SANSARYAN VAKFI
Sansaryan Vakfı, yoksul Ermeni çocukların eğitim ve öğretim masraflarının karşılanması amacıyla Rus vatandaşı Ağa Mugradiç Sanasaryan tarafından 1901'de İstanbul'da kurulmuştu. Vakfın vakfiyesinde de "vakfın tevliyesinin Ermeni milleti patriki her kim olursa ona ait olacağı" belirtilmişti.
Cumhuriyetin ilanının ardından vakfa ait Fatih'teki Sanasaryan Han, 1929'da kadastro komisyonu kararına istinaden vakıf adına tescillenmişti. İstanbul İl Özel İdaresi'nce 1930'da açılan dava ile hanın yönetimi İstanbul İl Özel İdaresi'ne devredilmişti. İdarenin, 1951'deki başvurusu sonrası 1952'de de taşınmaz İstanbul İl Özel İdaresi adına tescillenmişti.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, İl Özel İdaresi'ne karşı 1985'te tapu iptali ve tescil davası açmıştı. Taşınmazın mülkiyetinin vakfa ait olduğu, 1957 tarihli ve 7044 sayılı Aslında Vakıf Olan Tarihi ve Mimari K��ymeti Haiz Eski Eserlerin Vakıflar Umum Müdürlüğüne Devrine Dair Kanun uyarınca taşınmazın Genel Müdürlüğe devrinin gerektiği savunulmuştu. Davanın kabulüne karar verilerek bu kez taşınmaz, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne devredilmişti.
Bu sürecin ardından vakfı temsilen Türkiye Ermenileri Patrikliği, 2011'de İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tapu iptali ve tescil davası açmıştı. Yargılama sonucu mahkeme, Türkiye Ermeni patriğinin davada vakfı temsil yetkisinin olmadığı gerekçesiyle ret kararı vermişti.
Kararın kesinleşmesinin ardından Sanasaryan Vakfı, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.
ADI İŞKENCELERLE ANILIYOR
El konulduktan sonra yıllarca İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan tarihi Sansaryan Han, Nâzım Hikmet, Ahmed Arif, Ruhi Su, Hikmet Kıvılcımlı, Aziz Nesin, Mihri Belli, Deniz Gezmiş ve Vedat Türkali'nin de işkence gördüğü yer olarak biliniyor. Han 'tabutluk'larıyla tanınıyor.