İzmir’de 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Yapılan açıklamada, “İnsan ve yurttaş olmak için, bizi toplum yapan müşterek bağı korumak için işkencenin yol açtığı acıları görmek ve dayanışmayı büyütmek zorundayız” denildi

İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü: İşkencesiz bir dünya mümkün


BİRGÜN İZMİR

İzmir’de 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası(İTO), Türkiye İnsan Hakları VakfI, İnsan Hakları Derneği(İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Derneği İzmir Şubesi, İmece Dostluk ve Dayanışma Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği ve Halklar arası Dayanışma Köprüsü Derneği tarafından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması düzenlendi.

YETKİLİLER İŞKENCEYİ VE İŞKENCECİYİ ÖVEN, TEŞVİK EDEN SÖYLEMLERDEN VAZGEÇMELİ

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi:

İşkencesiz bir dünya mümkün. Hakikatin bu iç karartıcı niteliğine rağmen insan eliyle gerçekleştiği için işkenceyi yine de durdurmak mümkündür. İşkenceyi önleme, durdurma yükümlülüğü öncelikle devletlere aittir. Dolayısıyla insan hakları savunuculuğunun bir gereği olarak yıllardır sabır ve ısrarla dile getirdiğimiz aşağıdaki asgari talepleri siyasal iktidara bir kez daha hatırlatıyor ve ivedilikle gerçekleştirilmesini istiyoruz. İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni işkence yasağının mutlak niteliği ile bağdaşmayan çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır. Her şeyden önce sıradan bir kural haline getirilmeye çalışılan cezasızlık politikalarına son verilmelidir. Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları kamuya açık bir şekilde kesin olarak kınanmalıdır. Gözaltı koşullarında usul güvenceleri eksiksiz olarak uygulanmalıdır. Gözaltı süreleri kısaltılmalıdır. Mevcut Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kaldırılmalı OPCAT ve Paris İlkelerine uygun tümüyle bağımsız bir ulusal önleme mekanizması oluşturulmalıdır. İşkencenin belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan ‘İstanbul Protokolü’ ilkelerine göre yapılmalıdır. İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır.

CEZASIZLIKLA MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Ancak şunu da hatırlatmak isteriz ki, insanlık onuruna sahip çıkmak ve işkenceyi önlemek aynı zamanda tüm toplumun da sorumluluğudur. İnsan ve yurttaş olmak için, bizi toplum yapan müşterek bağı korumak için işkencenin yol açtığı acıları görmek ve dayanışmayı büyütmek zorundayız. Var oluş nedenleri başta işkence ve diğer kötü muamele olmak üzere tüm hak ihlallerinin son bulduğu bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan biz aşağıda imzası bulunan örgütler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm örtbas etme, korkutma, susturma çabalarına karşın, başlarına geleni kader olarak kabul etmeyip, yüksek sesle haykırabilmeleri için işkence görenlerin her koşulda yanında olmaya; maruz kaldıkları işkenceyi belgeleyip raporlamaya; fiziksel ve ruhsal onarım süreçlerine destek vermeye; adalete erişimlerine yardımcı olmaya; yaşadıkları acıların bir daha asla tekrarlanmaması için cezasızlıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.